27. Bölüm

16.8K 787 29
                                    



Bir insan onu deliye çeviren ve tüm hislerini alt üst eden birine ilgi duyabilir miydi? Hele ki, ilgi duyduğu bu kişi oldukça cadı, ele avuca sığmayan ve aynı zamanda patavatsız biri ise, bir erkek böyle bir kadında ilgi çekici ne bulabilirdi? Asaf da kesinlikle bu sorunun cevabını arıyordu. Çünkü restorandan ayrıldığı andan beri aklında tek bir kadın vardı ve bu kişi kesinlikle Mira değildi.

Genç adam yol boyunca ne kadar ilginç ve aynı zaman da renkli bir gün geçirdiğini düşünürken, buna sebep olan kişiyi de düşünmeden edememişti. Günün değerlendirmesini yaparken, bazen sinirle dişlerini sıkmış bazen de istemsizce gülümsemişti. Evine geldikten sonra sessizce odasına çekilmiş ve gününü renklendiren kızı beyninden atabilmek için uyumanın en iyi çare olacağını düşünmüştü. Yatağına yattığında uykunun onu sarıp sarmalamasını beklerken, yine aklından atmak için çabaladığı kız tüm benliğini kaplamıştı. "Berfan!"

Adamın dudaklarından kızın ismi istemsizce döküldü. Bu kızda onu çeken ne vardı ve genç adam onu düşünürken bile neden gülümsüyordu? Gözlerini sımsıkı kapattı ve onun güzel yüzü gözlerinin önüne geldi. Berfan gibi bir kız ilk defa karşısına çıkıyordu ve o bu zamana kadar tanıdığı kadınların hiçbirine benzemiyordu. Onun tüm hareketleri tam bir muammaydı ve bu da Asaf'ın ilgisini çekmeye yetiyordu. Genç adam gözlerini açtığı halde, kızın derin bir kuyuyu andıran karaları hala gözünün önünden silinmiyordu. Berfan o kadar yoğun ve anlamlı bakıyordu ki, genç adam tüm gece onun gözlerinin içinde boğulmamak için kendini zorlamıştı. Bu zamana kadar birçok kadınla birlikte olmuştu ama onu hiçbiriyle kıyas edemezdi. Onun kimseye benzemeyen bir güzelliği vardı ama Asaf'ın bir kadında beğendiği vasıfların hiçbirine de sahip değildi. Çünkü bu zamana kadar adamın ilgisini sadece sarışın veya kumral kadınlar çekmiş ve o esmer kadınlara dönüp bakmamıştı. Şimdi ise, cadı ve küfürbaz bir esmeri aklından atmaya çalışıyordu ve bunun tüm suçlusu da o kara Fatma'ydı. İlk karşılaşmalarında onu dövmekten beter eden panterin, aslında bambaşka bir karaktere sahip olduğunu fark etmiş ve ilgiyle onun her hareketini incelemişti. Berfan gerçekten tam bir panterdi ama yumuşacık ve koskoca bir kalbe sahipti. Patavatsızdı ama sevdiklerine karşı çok korumacı ve şefkatliydi. Aslında Berfan tam bir matruşkaydı ve kız bu değişken halleri ile genç adamın ilgi odağı haline gelmeyi başarmıştı.

O Mira'nın elini tuttuğunda, Berfan'ın gönderdiği mesaj ile yüzünün aldığı şekil tam görülmeğe değerdi ve Asaf bunun keyfini çıkarmak için uzun bir süre Miranın elini bırakmamış, bakışlarından kıskançlık taşan kızı uzun, uzun seyretmenin tadını çıkarmıştı. Peki o an Berfan kimi kıskanmıştı? Onu mu, yoksa Mirayı mı? Geç adam, onun kendisini kıskanmış olma ihtimalinin olmadığını bilse de boş ümitlere kapılıyor ve içinden keşke diye geçiriyordu ama Berfan her kimi kıskanmış olursa olsun, onun yüzünün aldığı hali seyretmek, oldukça keyif vericiydi. Asaf'ın aklına Mira gelince yüzüne şefkat dolu bir gülümseme yerleşti. Bu kız, masumluk akan bakışları ve oya gibi işlenmiş yüzü ile gerçekten çok güzeldi. Onu ilk gördüğünde, salaş erkek kıyafetlerinin içinde bile ne kadar güzel bir fiziğe sahip olduğunu anlamıştı ama bu gece gördüğü kız bambaşka bir güzelliğe sahipti. Onu ilk gördüğü an etkilenmişti ama kalbi başkasına ait olan biri ile sonu belli olmayan bir yolculuğa çıkamazdı. Berfan ve Bertan, ona Mira'nın Demir'e olan hislerinden bahsetmese bile genç adam bu gece onun Demir'e olan hislerini rahatlıkla anlardı. Asaf gözünü karartıp bu yola çıksa bile, Mira ile sonunun olmadığını ve kazananın Demir olacağını da bu gece anlamıştı. Çünkü her ne kadar nişanlıda olsa Demir'in de Miraya olan ilgisi aşikardı. Bu yüzden onların arasına girmek yerine, Demir'i kazanması için Miraya yardım edecekti ve Asaf, onun bunu hak ettiğini düşünüyordu ama önce kara saçlı cadısı ile konuşmalı ve birlikte nasıl bir yol izleyeceklerini kararlaştırmalılardı.

Demir Boran ( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin