36. Bölüm.

14.2K 746 26
                                    



    İhanet! Evet, Demir'in şu an hissettiği duygu tam da buydu. O şu an en güvendiği insanlardan biri olan yadesi tarafından ihanete uğradığını düşünüyordu ve bunda da pek haksız sayılmazdı. Çünkü genç adam nişanlısı tarafından ihanete uğramış ve gururu büyük bir darbe almıştı. Her ne kadar Aysu'dan ayrılmayı düşünüyor olsa da genç adam böyle büyük bir darbeyi hak etmediğine inanıyordu. O, Miraya olan hislerini anladığı halde, haftalardır Aysu'nun kalbini kırmadan ayrılmanın yollarını ararken, Aysu en başından beri onu kandırmış ve enayi yerine koymuştu. Demir, bu zor gününde sevdiklerinin onun yanında olmasını ve kendini aptal yerine koyan kadına değil de ona destek vermesini bekliyordu. Genç adam yadesinin onun yanında yer almasını beklemiş ama o, kendisini kandıran kadının yanında yer almayı tercih etmişti ve bu da Demir'i hayal kırıklığına uğratıyordu. Kırgınlık ve öfke içinde babaannesine bakarken, yaşlı kadın yavaşça yerinden kalktı ve hislerini belli etmeyen bir yüz ifadesi ile torununa bakıp, elini ona doğru uzattı.

"Bu yaşlı kadına, odasına gitmesinde yardım eder misin oğlum?"

Demir isteksiz bir şekilde yerinden kalktı ve Sultan Hanımın koluna girerek, yavaş adımlarla onu odasına götürdü. Odadan içeri girene kadar ne Demir'in ne de Sultan hanımım dudaklarından tek bir kelam çıkmıştı. Yaşlı kadın camın önündeki kanepeye geçip oturduktan sonra, yanına oturması için torununa eli ile işaret etti ve onun kızgın ve kararsız bakışlarına gülümseyerek, yanına oturmasını izledi. Torunu yanına oturduktan sonra, yaşlılığın emaresi olan buruşuk elleri ile genç adamın elini tuttu ve gözlerini, annesinin kopyası olan zümrüt renkli gözlere dikti.

"Bana kızdığını biliyorum oğlum ama bana kızmadan, gönül koymadan önce, bu kararı almamın sebebini dinlemeni istiyorum." Dedikten sonra, gözlerini kaçıran torununa tebessüm ederek, sözlerine devam etti.

"Aysu ile haftalardır bir aradayım ve sen de biliyorsun ki, bu saçları değirmen de ağartmadım. Az çok insanları tanırım. O geldiğinden beri gözümün onun üzerinde olduğunu da biliyorsun. İlk geldiğiniz günden itibaren ona tepkili olduğumu ve istemediğimi de biliyorsun. O kızın sana ve ailemize uygun olmadığını ta en başından biliyordum ve yine aynı şeyi düşünüyorum ama bu davranışımın sebebi farklı. Okan denen adam geldiği günden beri, tüm dikkatim hep üçünün üzerindeydi ve gördüklerim böyle bir hamle yapmamı gerektirdi. O adam geldikten sonra, Aysu'nun gözlerinde korku, endişe ve pişmanlıktan başka bir şey görmedim. Korkuyor oğlum, Aysu çok korkuyor. Tekrar o hayata geri dönmek zorunda kalmaktan korkuyor. Bu kız hata yapmış olabilir ama pişman olduğu her halinden belli. Onun gözünde gördüğüm pişmanlık, eski hayatını istemediğini ve yeni bir yol çizmek istediğinin göstergesi. Bugün pişman olduğunu söylerken, sen inanmamış olabilirsin ama ben inandım Demir ve onun seni sevdiğine de inanıyorum." Dediğinde genç adam ellerini yadesinin ellerinden hırsla çekti ve öfke dolu bakışlarını ona yöneltti.

"Ne sevgisi yade? Bu kadın beni kendi amaçları için kullandı ve eğer ben bunu fark etmeseydim, kullanmaya da devam edecekti."

Yaşlı kadın yüzündeki belli belirsiz tebessüm ile torununu onaylarken, konuşmasına devam etti.

"Haklısın oğlum. Bu konuda haklısın ama çaresiz bir insandan başka ne bekleyebilirsin ki? O çaresizlik içindeydi ve sen de hiçbir şeyden habersiz, kendini onun önüne altın tepside sundun ama bu onun seni sevmediği anlamına gelmez. O, seni bu bataklıktan kurtulmanın yolu olarak gördü ve sana dört elle sarıldı. Her neyse asıl konumuz bu değil. Asıl konumuz ailesinin Aysu'yu affetmesi. Bugün amcanla uzun uzun konuştuk ve o da beni haklı buldu. Bu yüzden onun babasını aradı ve onları buraya davet etti."

Demir Boran ( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin