43. Bölüm

12.1K 633 37
                                    


Sizleri beklettiğimi biliyorum ama  çok kısa bir süre daha beni mazur görmenizi istiyorum. Eğer yanlışlarım varsa af ola. Çünkü yazar yazmaz, sizi bekletmemek için yayınlıyorum.  Yorumlarınızı merakla bekliyorum. Keyifli okumalar.


Güven... Sadece tek bir sözcük olmasına karşı, hayatımızın içindeki yeri sizce de yadsınamayacak kadar büyük değil mi? O tek kelimenin içine, aslında ne çok şeyi sığdırıyoruz. Ailemiz, dostlarımız ve hatta tüm ikili ilişkilerimiz, bu beş harften oluşan tek kelimeye bağlı değil mi? En değer verdiğimiz kişiler en güven duyduklarımız değil midir?

Bir çoğumuz gibi aynı şey Demir içinde geçerliydi ve genç adam şu an büyük bir güven karmaşası yaşıyordu. O gözünden bile sakındığı biricik kardeşine kendisinden bile çok güvenirken, şu an yaşadığı hayal kırıklığı tarif edilecek boyutta değildi. Berfan'ın sözleri kulağında hala yankılanırken, ne düşüneceğini ve hissedeceğini bilemez duruma gelmişti. O daha bir dakika önce gördüğü görüntüyü hazmedememiş ve Asaf'ın ihanetini kabullenememişken, kardeşinden aldığı bu darbe, Demir'i bir anda yakıp kül etmişti.

Gerçekten kardeşi böyle büyük bir hata yapmış olabilir miydi? Miraya... kardeşi gibi gördüğü kıza ihanet etmiş olabilir miydi? Gözüyle gördükleri bunu doğrulasa da o kardeşini çok iyi tanıyor ve onun böyle bir onursuzluk içine girmeyeceğini düşünüyordu. Fakat bir az önce gördükleri, onun hislerini yalanlıyordu ve hatta tam tersini yüzüne haykırıyordu. Peki Berfan, Miranın güvenini sarsmayı göze alacak kadar bu adama âşık olabilir miydi? "Eğer öyle ise, kardeşim Miranın yüzüne nasıl bakıyor" diye içinden geçirirken, adamın tüm hisleri ve düşünceleri bir anda karma karışık bir hale gelmişti.

Karşısında duran ikiliye nasıl tepki vereceğini bilemiyordu ama onlara karşı hiç nazik olacağına emindi. Karşısındaki kişi kardeşi dahi olsa, o her zaman haklının yanında olmuştu ve kardeşi şu an için, haklı olabilecek en son kişi gibi görünüyordu. Mızrak gibi bakışlarını onlara fırlatırken, içinde hayal kırıklığı ve beyninde yanıtlanmayı bekleyen birçok soru vardı. İçinden taşan öfke, yanardağdan fışkıran lavları andırsa da fevri davranmaması gerektiğini düşünüyordu. Çünkü yakın bir süre önce, fevri davranışlarının bedelini ağır bir şekilde ödemişti ve Mira kendisini hayatından çıkararak ona çok büyük bir ceza vermişti . Fakat Asaf ve Berfan'ın gayet rahat tavırlar içinde olması, onlara diş bilemesini sağlıyor ve öfke kontrolünü zorlaştırıyordu. Uzun denecek bir süre sonra oto kontrolünü sağladığına karar veren genç adam, dişlerinin arasından tıslayarak konuştu.

"Bu adamla ne işin var Berfan? Umarım iyi bir açıklaman vardır canım kardeşim."

Berfan dakikalarca abisinin vereceği tepkinin tedirginliğini yaşamış ama ne ona ne de Asaf'a hislerini belli etmişti. Çünkü şu an için önceliği abisi değildi. Önceliği sevdiği adamı ve ilişkisini korumaktı. Abisinin karşısında dik durmalı ve aşkına sahip çıkmalıydı. O zaten yanlış bir şey yapmamıştı ve bu yüzden de kimsenin karşısında başını eğmeyecekti. Fakat abisi tarafından yanlış anlaşılmak ve gereksiz bir kırgınlığa sebep olmakta istemiyordu. Asaf'ı korumak için sarf ettiği sözlerden sonra, Demir'in bir heykel gibi kalışını izlemek ve gözlerindeki hayal kırıklığını görmek, içini acıtmıştı ama başka çaresi yoktu. Evet onun arkasında iş çevirmişlerdi ama hepsi Demir'in iyiliği içindi. İçindeki korku ve gerginlik abisi konuşana kadar katlanarak artmıştı ama ondan gelen soru, konunun tatlıya bağlanacağının işaretini veriyordu. Çünkü Demir açıklama fırsatı vermeden çekip gidebilir ve uzun süreli bir kırgınlığa sebep olabilirdi ama o kızgında olsa kardeşine açıklama fırsatı vermişti. Genç kız bunun rahatlığı içinde belli belirsiz bir tebessüm ile abisini yanıtladı ve eli ile koltukları işaret etti.

Demir Boran ( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin