33. Bölüm

15.1K 772 40
                                    


Merhaba canlarım.  Sizleri bekletmemek için düzeltmeler yapmadan yeni bölümü yayınlıyorum. Düşük cümleler, imla hatalarım varsa şimdiden affedin. Umarım fazla hatam yoktur. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar.


Korku! Sizce de hayatımıza en büyük yön veren unsurlardan biri değil midir? Doğduğumuz andan itibaren içimize tohumları atılan bu his, biz büyüdükçe bizimle birlikte büyümeye devam eder. Gerekli veya gereksiz birçok kuruntu, yaşadığımız travmalar ve kulaktan dolma hurafeler ile çoğunlukla hayatımızı kısıtlayan bu duygudan ne yazık ki, çoğu zaman kurtulmamız olanaksızlaşır. Aslında bu hissi, farkında olmadan benliğimize küçük yaşlarda işleyen kişiler ne yazık ki, ailemiz ve en yakın çevremizdir. Onların korkularının çoğu bizim de içimizde yeşererek büyür ve bizde başta sevdiklerimizi kaybetme korkusunu olmak üzere, birçok korkuyu ölene kadar içimizde taşırız. Çoğu zaman bunu bastırsak ve yok saysak da öyle bir zaman gelir ki, o biz istemesek de ortaya çıkar.

Şu an Menzir konağında da yaşayanların yüreğine çöreklenen aynı korkuydu. Mira her ne kadar kalbi kırıkta olsa sevdiği adamı kaybetmenin ve onsuz kalmanın içine çöreklenen acısı ile feryat etmiş ve yere yığılan iki adama doğru koşmaya başlamıştı. Genç kız şu an ne sevdiği adama olan kırgınlığını ne de ona yaşattığı acıları düşünüyordu. Gerekirse onu bir ömür boyu görmez, sesini dahi duymazdı ama onun yaşadığını ve nefes aldığını bilmek zorundaydı. Tek istediği onun yaşamasıydı. Çünkü, eğer Demir'e bir şey olursa, genç kızın da yaşayan bir ölüden farkı kalmazdı.

Mira korku ile, yerde yatan adamların yanına doğru koştuğunda, gözlerinden süzülen yaş görüşünü engelliyor ve etrafı buğulu olarak görmesine sebep oluyordu. Panik içinde dizlerinin üzerine çöktü. Demir'in üzerinde yatan adamın inleyişini duyduğu halde, sevdiği adamın sesini bir türlü duyamamak, içinde oluşan korkuyu büyütüyordu. Genç kız Okan'ı, Demir'in üzerinden atmak için çırpınırken, Bertan da yanına gelmiş ve karşısındaki görüntüye okkalı bir küfür savurduktan sonra, o da yerde yatan adamlara doğru eğilmişti. Genç kız güçsüz kolları ile Demir'in üzerindeki adamı itmek için uğraşırken, bir yandan da sevdiği adama sesini duyurmaya çalışıyordu.

"Demir! Demir! Lütfen bana cevap ver. Demir!"

Mira hıçkırıklar içinde göz yaşı dökerken, bir taraftan da titreyen elleri ile Bertan'a yardımcı olmaya çalışıyordu. Genç kızın şu an tek istediği sevdiği adama kavuşmak ve onu görebilmekti.

Şoktan kurtulan ev ahalisi ise, çevrelerine toplanmış ve soluk dahi almadan onları seyrediyordu. Delal hanım, zorlukla ayakta duran kayınvalidesine destek olurken, Berfan da dizlerinin üzerine çökmüş, göz yaşları içinde onları izliyordu.

Bertan, kuzeninin üzerinden çektiği adamın omzundan yaralandığını fark edince, derin bir nefes bıraktı ve yüzünde oluşan korku ve telaş yerini rahatlamaya bıraktı. Okan'ın acı çığlığını umursamadan küfrederek onu kollarından çekiştirdi ve silah sesi ile içeri doluşan korumaların önüne fırlattı. Mira öylesine kendinden geçmişti ki, Aysu'nun silahından çıkan tek kurşunun Demir'i değil de Okan'ı yaraladığının dahi farkında değildi. Gözleri sevdiği adama ve onun kanlı kıyafetlerine odaklanmıştı. Tek isteği, son bir kez de olsa sevdiğinin gözlerini görebilmekti ve bunun için deli gibi çabalıyordu. Gözünden oluk gibi yaşlar akarken, sevdiği adamın saçlarını, yüzünü okşuyor ve titreyen sesi ile onun uyanması için elinden gelen çabayı sarf ediyordu.

"Demir! Demir! Ne olursun aç gözlerini Demir! Sana bir şey olursa, ben yaşayamam. Ne olursun, benim yaşamamı istiyorsan aç gözlerini. Ben sensiz yaşayamam be adam."

Demir Boran ( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin