23 Bölüm.

16.2K 872 79
                                    


Evet canlarım, yine ve yeniden bir aradayız. Bu bölümde hatalarım olduysa, lütfen affedin. Çünkü bu bölümü yazar yazmaz hemen yayınlıyorum. Üç gün arayla yayınlamamın sebebi, bölümü yazdıktan sonra, bir gün bekleyip eksiklerimi ve yanlışlarımı daha rahat görebilmem ama bu sefer öyle olmadı. Bu yüzden lütfen yaptığım yanlışları görmezden gelin. Yorumlarınızı merakla bekliyorum. Lütfen oy vermeyi unutmayın. Seviliyorsunuz. Keyifli okumalar.

Aşk, aşk ve yine aşk! Nedir bu üç harfte gizlenen ve yüzyıllardır çözemediğimiz büyük gizem? Asırlardır, yüz binlerce, belki de milyonlarca insanın hayatına yön veren, ırk, dil, din ayrımı gözetmeden, destanlara, romanlara, şiirlere ve hatta resimlere konu olan, bu üç harfin anlamı nedir sizce? İlk insan olarak bildiğimiz Havva anamız ve Âdem babamızın bile, cennetten atılmasının sebebi değil midir, onların birbirine olan fütursuz aşkı? Bazen onun için ağıtlar yaktığımız, bazen yoluna öldüğümüz ya da öldürdüğümüz, bazen bizi doğruya yönelten, bazen de yanlışa sürükleyen, nefes dahi alamadığımızı düşündüren ve çoğu zaman bir hiçmiş gibi hissettirip, boşluğa düşüren bu his nedir?

Âşık olduğumuzda, iyisiyle, kötüsüyle bize aşkı tattıran kişiyi kalbimize konuk ederken, bize yaşatacağı her ne olursa olsun koşulsuz kabul ederiz. Kalbimizi açtığımız kişi ya konuk olduğu o kalbi baş tacı eder ya da kalbimizin değerini anlamaz ve kırarak, un ufak eder ama her ne şartta olursa olsun biz bile bile buna göz yumarız.

Fakat bazı sevdalar vardır ki, işte onlar, bize sadece hislerimizi kendi içimizde yaşamak ve sevdiğimiz kişinin her hareketinden bir anlam çıkarmaktan başka bir olanak sağlamaz. Onun bir bakışından, bir gülüşünden veya bir sözünde binlerce anlam çıkarır ve onun bizi fark etmesini umutla bekleriz. Bir gün sevdasını çektiğimiz kişinin bizi görmesini ve aynı bizim gibi, onunda aynı sevdanın içine düşmesini dileriz. Bazen dileklerimiz gerçek olup, sevgimizin karşılığını alsak da çoğu zaman sevdamızı görmeyen o kör gözler, onun için yanan yüreğimizi fark etmez. Belki bir çoğumuz yaramıza tuz basıp, bir başkası ile hayatımızı birleştirsek de o kişinin aşkını kalbimizin derinliklerinde ölene kadar saklarız.

Aynı Miranın aldığı kararlar gibi, belki bizde kalbimizin ücra köşelerine sakladığımız aşk ile yeni denizlere yelken açmış olabiliriz ama sonu her nasıl olursa olsun, asıl olan onu yaşamaktır.

Mira da aşkını kalbinin ücra köşelerine saklama ve yoluna bir başkası ile devam etme kararı almıştı, almasına ama karşısında bakışları ile onu parçalara ayıran adamın, bunu umursamadığı her halinden belli oluyordu. Demir sanki, kendini unutturmamak ve genç kıza daha fazla acı çektirmek için çabalıyordu. Mira onu delen bakışlar yüzünden zorla yutkundu ve bakışlarını âşık olduğu zümrütlerden hızla çekti. Genç kız şu an, öldürücü bakışları ile ona bakan bencil adam yüzünden, birçok hissi bir arada yaşıyordu. Bir taraftan Demir'in kollarına koşmak ve onun kokusuna bulanıp, sıcaklığını hissetmek istiyor, bir taraftan onu ve yanındaki kadını görmenin acısını yaşıyor, bir taraftan da Demir'in onu bulamayacağı kadar uzak diyarlara kaçmak istiyordu. Belki bu sayede, Demir'i ve yaşattıklarını unutabilirdi.

Genç kız düşünce kaosunun içinde başını önüne eğerken, onu izleyen insanlardan bihaberdi. Oysa ki masada bulunanların her biri onun yüzündeki değişimi fark etmiş, hatta Asaf mırıldandığı sözleri net bir şekilde duymuştu. Genç adam Mira hakkında ki gerçeği öğrenmiş olmasa dahi, onun şu an verdiği tepki sayesinde, Demir'e olan hislerini çok rahat fark ederdi. Çünkü Miranın tüm mimikleri ve hareketleri Demir'e olan aşkını haykırıyordu ve genç adam artık rakibi dahi olamayacağını anladığı adamın bunu nasıl anlamadığına şaşırıyordu. Çünkü Demir Boran Menzir gibi bir adamın bu masum yüzlü kızın hislerini anlamayacak kadar kör ve aptal olduğuna inanmıyordu. Yanındaki kızın bir anda değişen masum yüzünü izlerken, farkında olmadan yüzüne geniş bir gülümseme yayıldı. Yüzü gibi yüreğinin de masum olduğuna inandığı bu kızın, her ne olursa olsun yanında olacak ve onun üzülmemesi için elinden geleni yapacaktı. Mirayı ilk gördüğünde bu kadar etkilenmesinin en büyük sebebi de onun bakışlarındaki masum pırıltılardı. Berfan'ın anlattığı gerçekleri öğrendiğinde genç adam hoşlandığı kadının bir başkasını sevmesini, kısa bir süre de olsa kabullenmek istememiş ve guruna yedirememişti. Oysa bu güzel kız yıllardır sevgisini içine atmış ve yüreğindeki acı ile yaşamayı öğrenmişti. Asaf da en az diğerleri gibi Demir'in ne kadar çapkın ve kadınların ilgi odağı olan bir adam olduğunu biliyor ve Mira'nın açsının büyüklüğünü az çok anlayabiliyordu. Bu yüzden genç adamın Miraya olan hayranlığı bir kat daha artmıştı.

Demir Boran ( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin