Love you like a love song ~hyunlix~ ✓

/3\

Bölümü bebeksi mesajı ile bana tekrardan kaybolan ilhamımı getiren arcanebuthyunlixer 'e ithafen yazdım  ♥️

İyi okumalarr

Hyunjin

İnanamıyordum! Şu an cidden inanamıyordum ben ki sarılmaktan nefret eden insan şu pozları verirken Felix'i asla bırakmak istememiştim. Başımı iki yana salladım ve saçma düşüncelerimden ayrıldım.

Boş odaya girip diğer pozları vermek için ilk iş kıyafetlerimizi değiştirdik. Ardından ikimizi de ayrı köşelere aldılar.

İlk Felix'in resimlerini çekeceklerdi.. bu yüzden Felix kameranın karşısına geçti ve poz vermeye başladı. Her güldüğün de kalbimin çıkacakmış gibi olması ve utanıp kafasını eğdiğin de gidip ona sarılmak istemem dışında güzel geçiyordu.

Gözlerimiz bir kaç saniyeliğine buluşunca dudaklarını hareket ettirip yani ağız hareketleri ile 'sıkıldım' dediğin de gülümsedim, oysa keşke hep böyle kalsak ve sonsuza kadar onu izlesem diye içimden geçirmiştim.

Bir insan bu kadar mükemmel olmamlıydı.

Kameraman Felix'e seslendiğin de bakışlarını benden çekip tekrar adama döndü ve adamın bir şeyler demesi ile kahkaha attı. Şu kalın erkeksi sesi ile bile beni delirtmeye yetiyordu.. Kaşlarımı çatıp gözlerimi kameramana diktim, ne demişti de Felix'i öyle güldürmüştü ki?

Bakışlarımı tekrar Felix'e çevirdiğim de gözlerim bir kaç saniyeliğine tamam tamam yalan söylemeyeceğim bir süreliğine dudaklarına kaydı. Dolgun kırmızı dudakları ve dudaklarının üstünde ki kırmızı ruju... o kadar dikkat çekiciydi ki.

Bir kaç saniyeliğine de olsa o dudakların tadına bakmak istedim... Siktir! Ne diyordum ben? O beni kardeşi olarak görüyordu ve benim düşündüğüm şeylere bak! Ama lanet olsun ki Felix'in kırmızı dolgun dudakları adamın aklına başka şey getirmiyordu...

Felix'in çekimleri bitince beni aldılar ardından Felix benim durduğum yere geçti. Poz vermeye başladığım da Felix'in bakışlarını üzerim de hissediyordum.. eh bu kadar yakışıklı birisini görsem bende bakardım.

Felix ile göz göze geldiğimiz de gülümseyip göz kırptı. Ah kalbimi çatlatmak istiyordu sanırım bu çocuk. Ona gülümseyip tekrar kameramana döndüm ve bir kaç tane daha resim çekildikten sonra nihayet Felix'i de aldılar yanıma. Onların talimatına uyup ona göre pozlar vermeye başladık.

(Bu kısmı da Felix'in ağzından yazmak istedim yani her ikisinin de düşüncelerini görmeniz için.)

Felix

İlk kıyafetlerimiz ile bir kaç poz çekildikten sonra kıyafetlerimizi değiştirdik ve tekrar kamera karşısına geçtik.

İlk benim resmimi çekeceklerdi ve bu yüzden Hyunjin kamera arkasına geçip beni izlemeye başladı.

Kameraman çocuğa döndüm bana sürekli komik şeyler söylüyordu ve beni güldürüp duruyordu. Bir kaç saniyeliğine sıkıldığım için bakışlarım etrafta dolanırken gözlerim Hyunjin'in gözlerine takılı kaldı. Sürekli beni izlemesi hem rahatsız edici hem sevindiriciydi.

Rahatsız etmesinin sebebi söylediğim gibi sürekli izliyordu, sevindirici yanı ise tatlı gelmişti benimle ilgilenmesi.. ah lanet olsun ne düşünüyorum ben böyle? Hyunjin ve benden hoşlanması... imkansız. Ben biseksüelim ama o öyle bile değildi.

Tekrar eski halime dönüp Hyunjin'e ağız hareketlerim ile sıkıldığımı belirttiğim de gülümsedi bende ona gülümsedim ve kameraman çocuk  -Adı Kaiymiş-  bana seslendiğin de ona döndüm.

"Hey Felixshii keşke Gay olsaydın çünkü böyle mükemmel bir Afeti kaçırmak istemezdim..."

Bunu demesi ile kocaman bir kahkaha patlattım, cidden aşırı komik bir çocuktu. Başımı olumsuz anlam da salladım ve daha sonra bir kaç poz daha verdikten sonra Hyunjin'i yanıma aldılar. Bir kaç poz da onunla çektiklerinden sonra Kıyafetlerimizi değiştirmek için odamıza girdik ve üzerimizdekilerden kurtulup kendi kıyafetlerimizi giyindik.

Kapıdan çıkarken Bay Kim Hyunjin'i durdurup bir kaç şey söyledi ve eline bir düzine kağıt verdi sanırım resimlerimizi vermişti. Hyunjin yanıma gelince beraber şöförün açtığı kapıdan arabaya bindik ve muhabbet ede ede yurda geri döndük.

Zile basılı tuttuğum da içeriden bağırış sesleri ve sonunda açılan kapı ile içeriye kendimi zar zor atıp daha sonra, salona girip koltuğa Lee know'un yanına kendimi bıraktım.

Lee know ellerini saçıma atıp karıştırdığında kafamı olumsuz anlam da salladım ama ses çıkarmadım o da yorgun olduğumu anlamış gibi saçlarım ile oynamaya başladı.

"Hey çok mu yorucuydu?"
Gözlerimi devirip daha sonra uyumak için kapadım ve sesizce mırıldandım, "Mümkünse bana 1 ay dokunmayın!"

Tam uykuya dalacağım sırada Chan üzerime atladı. kenara çekilmeye çalıştığım da sıkıca sarıp beni bırakmayınca bağırdım.

"Chan hyung kalk üstümden ayı gibisin ya!"

Chan kaşlarını çattı ve yüzüme yaklaşıp yanaklarıma sulu öpücükler koyunca kendimi yere atmamak için zor tuttum çünkü bundan nefret ediyorum.

"Ya Chan hyung bırak lütfen ne istersen yapıcam söz veriyorum bırak!"

Chan yüzüme yaklaşıp saçlarını burnuma sürtünce huylandım ve yüzüne hapşırdım.
"Sen kaşındın...bana kötü kötü bakma lütfen korkuyorum?"

Chan kaşlarını çattı ve çenesinı sıkmaya başlayınca hızla ayağa kalktım. Yetişkin bir dev eğer kahvaltı da ayı gibi beslenirse böyle acil durumlarda oradan koşarak uzaklaşmanız gerekebilir. Örneğin şu an yaptığım gibi!

"Chan hyung yemin ederim bilerek olmadı lütfen affet..."

Chan küfür ede ede arkamdan koşuyordu. hızla mutfağa girdim ve kendine yemek hazırlayan Changbin'in kucağına atladım.

"Changbin hyung beni koru lütfennnn."

Chan elinde kemeri ile içeriye girince Changbin'e daha çok sarıldım. O meşhur yüz hareketini yapınca bir gülme geldi ve kahkaha atmaya başladım.

"Channie çook özür dilerim lütfen kıyma ban.."
İki adımda yanıma gelip kolumdan tutup kendine çekince çığlık attım ve debelenmeye başladım. "Channie korkutuyorsun beni..."
Yanağımı ısırınca direk ondan uzaklaştım. Kaşlarımı çatarak ona bakarken bir andan söyleniyordum.

"Chan hyung sana inanmıyorum, yanağım.." Elimi yanağıma götürdüm ve sızlayınca ahladım ve Mutfaktan çıkıp salonda ki aynanın önüne geçtim.

Yüzümün sağ tarafında kıp kırımızı bir iz vardı elimi götürüp sürttüğüm de acıdığı için hızla elimi çektim. Hayvan gibi ısırmıştı ve kocaman bir kırmızılık oluşmuştu hemde baya baya kocaman.

"Chan hyung özür dilerim ama amına koyiyim senin!"

Hızla arkamı döndüğüm de koltukta uzanan Chan'ın üstüne atladım ve bende aynı şekilde ısırcaktım ki beni hızla kucağından yere fırlattı.

Aşırı canım acımıştı ve sızlanıp iki büklüm oldum. Dün ayağım şimdi yanağım ve sırtım. Lanet olsun!  Şanssızlık abidesiyim sanırım...

•

Sağlıklı kalın ♡