/9\

1.2K 132 144
                                    



İyi okumalar 😚💖

Hyunjin

Lanet ede ede kendimi rahatlattıktan sonra hızlı bir duş alıp banyodan çıktım. Minho hala sinirle kapıda bekliyordu. Ona şirin olduğunu düşündüğüm gülümsememden bahşedip yanağına öpücük koydum.

"Cidden çok önemliydi yoksa zaten en son girmek için uyucaktım bile!" Minho omuzunu silkip banyoya girdi.

Odama girip yatakta uyuya kalan Seungmin'i uyandırmamaya dikkat ederek hızla dolaptan bir kaç parça kıyafet çıkarıp giyindim ve odadan çıkıp kapıyı sessizce kapattım.

Acıktığımı hissettiğim için mutfağa girdiğim de kahve makinası ile konuşan pardon kahve makinasına küfür eden Felix ile karşılaştım.

"Siktir ya bozulacak zamanı mı buldun?"
Gülümseyip ona doğru yaklaştım ve arkasından eğilip incecik beline sarıldım. Olduğu yerde sıçrayıp elini geçirince burnumu tuttum. Minicik bedeni vardı ama güçlüydü bebek.

"Felix amınakoyim ya!"
Geri geri gidip sandalye oturduğum da Felix şok olmuş gibiydi. "Ya ama Hyunjin sanki bilmiyorsun huyumu? Ah çok özür dilerim! Çok acıyor mu?"

Islak saçlarını geriye atıp yanıma yaklaştı ve minik elini burnumun üzerine koydu, acımıyordu ama minik bir numaradan zarar gelmezdi.

Yalandan ahlayınca gözleri hemen dolmuş ve yüzüne yüzüme yaklaştırıp burnumu öpmüştü. Siktir ya ne sanıyordu bu öpünce acısı geçiceğini mi? Lanet olsun ki başka şeyler acıyordu.

"Felix tamam acımıyor şaka yaptım! Hem napıyorsun ya makinaya küfür etmeler falan?"
Felix gözlerime dikaktlice baktı daha sonra biraz geri çekildi ve güzel dudaklarını araladı.
"Makina bozulmuş ve kahve içmek istiyorum!"
Gözlerimi devirdim.

"Kahve zararlı!" "Ama içmezsem... neyse içmem lazım ama söz veriyorum azaltmaya çalışcam tamam mı?" Kuşku ile gözlerine baktım.. neden sürekli kahve içmek istiyordu anlamıyordum.

"Dışarı çıkıcam bir şey istiyor musun?"
"Saçlarını kurula, beni bekle ceketimi alıyım beraber çıkalım." "Gerek yok markete gidip gelicem." "Bende gelicem Felix."
Başını salladı ve mutfakan çıktı.

Bende salonda koltuğun üstünde duran ceketimi elime aldım ve Chan'a çıkcağımızı haber verip dış kapıya geldim.

Ayakkabılarımı giyip üstümü düzeltirken Felix geldi o da hızla terliklerini giydi.
"Hava soğuk üşürsün." Başını olumsuz anlamda sallayıp kapıyı açtı ve dışarıya çıktı. Gözlerimi devirip asklıkta duran hırkalardan birisini aldım.

Kapıdan çıkıp hızla ilerleyen Felix'e yetiştim ve kolumu omuzuna atıp kendime çektim, ve derin bir nefes aldım. "İlk şu kahveciden kahve alalım sonra markete gireriz."
Başımı salladım ve birlikte kahveciye girdik.
O kahvesini alırken bende telefonum ile ilgileniyordum.

Elimi tutup beni dışarıya çekti ve adımlarımızı markete çevirdik.
"Hyunjin?"

Yerde olan bakışlarımı ona çevirdim, lanet olsun ki yine gözlerim dudaklarına kaydı.
Onun da gözleri dudaklarımdaydı daha sonra gözlerimi gözlerine zorlada olsa çevirdim.

"Efendim Felix?"
"Bunu nasıl söylicem bilmiyorum ama... ben birisinden hoşlanıyorum sanırım."
Beni kesin. Beni öldürün lütfen!
Nefesim kesilirken bir iki dakika sessizlik oluşmuştu.

"K.. kimden?"
Yüzünü yüzüme yaklaştırdı.. eğer bendende sanırım kalpten gidicektim birisi beni tutsun.

"Changbin'den."

Love you like a love song  ~hyunlix~ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin