Fethi sabahın erken saatlerinde dinlenme odasına girerken tim üyeleri içeride kahvaltı ediyorlardı. Kapıyı açmasıyla kendisine dönen bakışlarda alay parıltıları görüyordu.
"Vay vay vay! Çapkın komutanım gelmiş."
Ateş'in cümlesiyle uykusuzluktan kızaran gözlerini ovuşturup sandalyelerden birisine çöktü. Eline aldığı bir salatalığı ağzına atıp kıkırdadı.
"Nasılsınız beyler?"
Bakışları tüm timin üzerinde gezerken konuşmaya hazırlanan Aşık'ta durdu.
"Ne olsun komutanım, bütün gece sakin sakin uyuduk."
Fethi'yle dalga geçmek için ellerine geçen hiçbir fırsatı geri çevirmiyorlardı. Fethi de bunun farkında Ateş'in tabağından çaldığı bir zeytini ağzına atarken sırıttı.
"Ee gençler ben size diyorum birazcık Komutanınızdan örnek alın. Bakın bana pamuk gibiyim. Neden? Çünkü; her gece stresimi atıyorum."
Feyzullah tam ağzını açmış konuşacaktı ki, açılan kapıyla susmayı tercih etti. Tüm timin bakışları kapıya dönerken Eylem'in neşeli sesi odayı doldurdu.
"Günaydın!"
"Ooo dayıoğlu gel gel. Biz de Fethi'den rahatlama taktikleri alıyorduk."
Ateş'in imasıyla Eylem kaşlarını çatıp boş sandalyelerden birisine oturdu. Bakışlarını da Fethi'ye çevirdi.
"Neymiş bakalım rahatlama taktiği?"
Soru Fethi'ye yönelik olsa da Keşanlı ondan önce davranıp konuşmaya başladı.
"Ya boş ver sen bunları Eylem."
Eliyle Fethi'yi gösterip devam etti.
"Bu adamın nasıl bir rahatlama yöntemi olabilir sence?"
Eylem, Keşanlı'nın sorusuyla konunun Fethi'nin çapkınlığı olduğunu anlayınca bir şey demeden ağır ağır başını sallayıp önüne döndü.
Masadakiler kendi aralarında sohbet etmeye başlamışken Fethi, titreyen telefonunu cebinden çıkarıp ekrana baktı. Gördüğü numarayla hafifçe gülümseyip ayağa kalkarken kendisine şaşkınlıkla bakan Ateş'in omzuna birkaç kez hafifçe vurdu.
"Sekizinci yengen arıyor kardeşim ben bir konuşup geleyim."
Ardından hızlı adımlarla dinlenme odasının kapısına yöneldi. Dışarıya çıktığı anda telefonu cevapladı.
"Alo."
Karşıdan duyduğu tiz kadın sesiyle dağınık kıvırcık saçlarını karıştırıp koridorda bir aşağı bir yukarı yürümeye başladı.
"İyiyim Serenciğim ne olsun işte. O ameliyat senin bu seminer benim koşuşturuyorum. Arayamadım da seni ne zamandır, yurtdışındaydım yirmi günlük bir geziye gittim de... Efen- efendim?"
Suratı duyduğu cümleyle paralel olarak düşmüştü.
"Seren mi kim?"
Sağ elinin baş parmağını dişlerinin arasına alıp çiğnemeye başladı. Bu sırada da karşısındaki kadına söyleyecek bir yalan düşünüyordu.
"Ya benim telefonum sıfırlandı da tüm numaralar silindi telefonda. Ben seni kuzenim sandım onun da adı Seren ondan şey ettim yani."
Bir süre karşı tarafın sesini dinledi.
"Ya balım, ben sana niye yalan söyleyeyim şimdi? Allah Allah! Numaralar silindi diyorum. Annemin telefonu bile kayıtlı değil şu an vallahi bak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rayiha
RomanceDesem ki... İnan bana sevgilim inan Evimde şenliksin, bahçemde bahar; Ve soframda en eski şarap. Ben sende yaşıyorum, Sen bende hüküm sürmektesin.