"Hadi oğlum birlikte söyleyelim; ba-ba..."
Fethi, Kerem'in umursamaz bir tavırla kol düğmesiyle oynadığını gördüğünde sıkıntıyla bir nefes verdi. Henüz görüşmeye başlayalı çok olmamışsa da Kerem'e her fırsatta baba dedirtmeye çalışıyor, küçük çocuksa inat etmişcesine baba demiyordu. Çocuğun saçlarını koklayıp tombul yanaklarına birkaç öpücük bıraktıktan sonra hayranlıkla mırıldandı.
"Sen benimsin değil mi oğlum..."
Kerem, gamzelerini ortaya seren bir gülümsemeyle ellerini çırparken Fethi de gülerek onu öpücüklere boğmaya başladı. Cebinde titreyen telefonunu çıkarıp ekrandaki isme baktı. Bakışlarını kapıya çevirip Eylem'in gelip gelmediğini kontrol ettikten sonra cevapladı aramayı.
"Efendim Yasemin?"
Yasemin, her zamanki neşesiyle adama cevap verirken Fethi de huysuzlanan çocuğu kucağından indirdi.
"Napıyorsun hayatım?"
Fethi, tekrar bakışlarını kapıya çevirip cevapladı kadını.
"Hiç."
Dudaklarını dişleyip derin bir nefes aldı.
"Sen?"
"İyiyim ben de."
Yasemin, kısa bir süre bekleyip devam etti.
"Evde misin, sana geleyim?"
Fethi, sıkıntıyla yüzünü buruşturup başını iki yana salladı.
"Hayır değilim."
Aslında Yasemin'le konuşmadığı her gün içine huzursuzluk doluyordu artık konuşmasının zamanı gelmişti ve bunu bir fırsat olarak değerlendirebilirdi.
"Ama şöyle yapalım Yasemin, ben sana geleyim. Zaten seninle konuşmak istiyorum."
Yasemin, kaşlarını çatsa da onayladı adamı.
"Tamam canım, bekliyorum seni. Çok özledim."
Fethi, halının üzerinde oynayan oğlunun saçlarına bir öpücük bırakıp kadını onayladı. Telefonu kapatıp koridora çıktığında mutfağın açık kapısından yemek yapan kadını gördü. Yüzüne geniş bir gülümseme yayılırken bir süre ses çıkarmadan onu izledi. Eylem, yemek yapmak konusunda çok başarılı olmasa da Fethi'nin son zamanlarda gördüğü kadarıyla yemek konusunda da kendisini geliştirmişti. Tabi ki Kerem için. Kerem'in sağlıklı beslenmesi için artık her şeyi evde kendisi yapıyordu.
"Eylem."
Kadın, karıştırdığı çorbadan başını kaldırıp Fethi'ye baktı.
"Efendim?"
Adama doğru birkaç adım atsa da aralarında hala mesafe vardı. Fethi'ye hiçbir şekilde yakınlık göstermiyordu.
"Ne yapıyorsun?"
Eylem, omuzlarını silkip arkasındaki tezgaha baktı bir anlığına.
"Çorba yapıyorum Kerem için. Hava güzel diye dikkat etmedik, hasta oldu galiba. Sabah öksürüyordu."
Fethi'nin, yüzündeki gülümseme genişlerken kaşları da aynı oranda çatıldı.
"Allah Allah! Ben hiç farketmedim. Hastaneye gidelim mi istersen?"
Eylem, hızla başını iki yana salladı.
"Gerek yok ya. Ben ona sıcak sıcak çorba içiririm hiçbir şeyi kalmaz."
Kaşlarını kaldırıp umursamaz bir tonla konuştu.
"Sen çıkıyor musun?"
Fethi, başını onaylar biçimde sallayıp kapıya yöneldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rayiha
RomanceDesem ki... İnan bana sevgilim inan Evimde şenliksin, bahçemde bahar; Ve soframda en eski şarap. Ben sende yaşıyorum, Sen bende hüküm sürmektesin.