Fethi, birkaç saatlik uykusundan henüz uyanmışken Eylem de alayın kapısından girmiş odasına yönelmişti. Karşıdan kendisine doğru gelen genç kadını gördüğünde kaşlarını hafifçe çattı. Bu kadını daha önce görmediğine emindi.
"Eylem hanım?"
Eylem, gülümseyip başıyla onayladı kadını.
"Buyrun?"
Kadın Eylem'e sevimli bir gülümsemeyle elini uzattı.
"Zehra ben, istihbarattan."
Sonra Eylem'in şaşkın bakışlarını yok etmek için ekledi.
"Yeni geldim."
Eylem, anladığını belli edercesine bir baş hareketi yapmakla yetindiğinde elleri ayrılmıştı.
"Sabah sizin odanıza uğradım ama bulamadım. İncelemeniz gereken bir dosya var."
Eylem, saatine baktı.
"Erken başlamışsınız mesaiye. Ben hep bu saatlerde gelirim."
Zehra, başını hafifçe yana eğdi.
"Genelde ben de bu saatlerde başlarım da dosya sabaha doğru ulaştı elimize onun için erken getirdim."
Kadının sesi oldukça samimiydi ve Eylem'in hoşuna gitmişti. Timdeki arkadaşlarını sevse de hepsinin erkek olması onu biraz yalnızlaştırıyordu. Başını sallayıp dosyayı kadının elinden aldı.
"Peki o zaman. Ben hemen işe koyulayım. İyi günler."
Kadın tekrar gülümseyerek Eylem'in geçmesi için yolu açtı.
"İyi günler."
Eylem, odaya girip çantasını ve dosyayı masaya bıraktı. Sonra odasındaki koltuğa uzanırken tek istediği biraz daha uyumaktı. Gözlerini kapatıp biraz öyle bekledikten sonra çalan telefonuyla sinirle söylendi. Ekrandaki isimle siniri yatışırken daha fazla bekletmeden açtı telefonu.
"Efendim Ateş."
Ateş, hafifçe kıkırdayıp elindeki beyaz ve pembe karanfillerden oluşan buketi incelemeyi bıraktı.
"Dinlenme odasına gelsene."
Eylem, göz devirip yattığı yerden doğruldu.
"Neden?"
Ateş, çiçekleri elinden tamamen bırakıp koltuğa oturdu.
"Ya gel işte. Burada sana ait bir şey var."
Eylem, merakla kaşlarını çatıp tamamen doğruldu.
"Ne var?"
Ateş, bıkkınlıkla bir nefes verip geçiştirdi kadını.
"Ne sordun be dayıoğlu, gelince görürsün işte."
Sonrasında bir şey demeden telefonu suratına kapatırken Eylem içinden 'dengesiz' diye geçirdi. Hızlı adımlarla odasından çıkıp dinlenme odasına yürümeye başladı. Nihayet odaya girdiğinde gülümsedi.
"Günaydın."
Sonra Ateş'in yanına ilerledi. Ateş de kadının kendisine geldiğine farkedince ayağa kalkıp sehpanın üzerindeki çiçekleri eline aldı. O sırada açılan kapıyla Fethi, içeriye girerken Eylem bir anlığına adamın uykusuzluk akan gözlerine baktı. Sonra Ateş'in sesiyle tekrar ona dönüp gülümsedi.
"Bunlar bu sabah sana geldi psikolog hanım."
Eylem, şaşkınlıkla elindeki bukete bakarken Ateş devam etti konuşmaya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rayiha
RomanceDesem ki... İnan bana sevgilim inan Evimde şenliksin, bahçemde bahar; Ve soframda en eski şarap. Ben sende yaşıyorum, Sen bende hüküm sürmektesin.