Hırsız 2

214 14 0
                                    

Eylem, sokağın başında durup etrafına bakındı. Fethi'yi göremeyince kaşlarını çatıp saatine baktı. Buluşmaya on dakika geç kaldığı için kendisini suçlu hissediyordu ama anlaşılan beyefendi kendisinden daha geç gelecekti. Bu olumsuz detayı görmezden gelerek çantasını karıştırmaya başladığında omzuna dokunan kişiyle arkasına döndü.

"Buyrun?"

Adamın siyah şapkası ve güneş gözlüğü yüzünü görmesine engel oluyordu.

"Eylem, benim."

Adam, kadına eğilip fısıltıyla konuştuğunda Eylem, adamın ses tonunu tanımıştı. Şaşkınlıkla adamı süzdü.

"Fethi, bu hal ne? Neden böyle dolaşıyorsun?"

Yol ortasında bağırdığında Fethi, sıkıntıyla yüzünü sıvazlayıp Eylem'i kolundan tuttuğu gibi ara sokağa çekiştirmeye başladı.

"Kızım sen bağırmadan konuşamıyor musun acaba? Burada kimliğimi gizlemeye çalışıyorum sen gelip yol ortasında ismimi bağırıyorsun."

Eylem, söylenerek yürüyen Fethi'nin elinden kolunu kurtarıp başına hafif bir darbe indirdi.

"Bana bir daha kızım demeyeceksin demedim mi ben sana öküz!"

Sonra, birkaç adım önden yürüyen Fethi'ye yaklaşıp daha alçak bir ses tonuyla konuşmaya devam etti.

"Hem, sen neden saklanıyorsun ki?"

Fethi, omzunun üzerinden arkasına bakıp birkaç kişi dışında kimseyi göremeyince Eylem'e baktı.

"Polisle karşılaşma ihtimaline karşı bir önlem aldım. Duyduğuma göre buralarda çok geziyorlarmış bu aralar."

Eylem, anladığını belli edercesine başını sallayıp Fethi'ye biraz daha yaklaştı. Bugün ilk buluşmalarını gerçekleştiriyorlardı. Eylem'in içinde Fethi'ye karşı hiç tereddüt kalmamışken ona yavaş yavaş sempati duymaya başladığını da inkar edemiyordu. Adamın konuşmasıyla ona baktı.

"Güzel bir yer buldum. Benden önce keşfetmediğini umuyorum."

Yüzüne oturan sevimli ifadesi ve yumuşak ses tonuyla kalbini tekrar eritmek üzereyken kendisini zor da olsa toplayıp dudaklarını büzdü.

"İçini rahatlatmak isterdim ama buralarda bilmediğim bir yer yok. Yani muhtemelen çok önceden görmüşümdür."

Fethi, bir şey demeden ilerlemeye başladığında Eylem de sessizleşti. Kısa bir süre sonra iki yanda ağaçların dizildiği toprak bir yola girdiler. Biraz ilerledikten sonra gördüğü manzarayla Eylem şaşkınlıkla gülümsedi.

"Galiba şanslı günündesin. Burayı daha önce hiç görmemiştim."

Fethi, egoist bir gülümsemeyle ona baktı.

"Hırsız olsaydın görürdün."

Hemen önlerinde bir nehir, nehrin karşı tarafında bir kafe vardı. Nehrin üzerindeki tahta köprüden kafeye gidiliyordu. Karavan tarzı bir yerde yiyecek ve içecekler hazırlanıyordu. Müşterilerse karavanın önündeki masalarda, açık havada oturuyorlardı. Müşterilerin çalışanlarla iletişimine bakıldığında buraya çok sık geldikleri belli oluyordu.

"Çok güzel değil mi?"

Fethi'nin hayranlık dolu sesiyle başını aşağı yukarı salladı.

"Baya güzel."

Masalardan birine oturup siparişlerini verdiklerinde Eylem kısa bir süre mekanı inceledi. Ardından gözlerini karşısındaki adama çevirdiğinde adamın dikkatle bir noktaya baktığını gördü.

Rayiha Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin