"Tamam da Akif Bey eşi- pardon eski eşinize böyle mesajlar atmaya devam ederseniz işimizi zorlaştırısınız."
Eylem, derin bir nefes alıp kaynayan suyu kahvenin üzerine döktü. Saat beş buçukta kendisini bir müvekkilin arayabileceğinden haberdar olsaydı hukuk fakültesini asla bitirmezdi. Kahvesini karıştırırken bir yandan da karşı tarafın haksız olduğu halde kendisini savunma çabasını dinliyordu.
"Akif Bey, siz bir süreliğine eş- yani eski eşinizle hiçbir şekilde iletişime geçmeyin. Zaten duruşmaya iki hafta kaldı. Sonrasında tamamen özgürsünüz."
Eylem, elinde kahvesiyle mutfak masasına oturup karşı tarafın konuşmalarını dinlerken açılan banyo ışığını gördüğünde elleriyle alnını ovalamaya başladı. Fethi, muhtemelen Eylem'in sesine uyanmıştı. Çünkü daha işe gitmelerine iki saat vardı.
Aradan geçen birkaç dakikanın sonunda kendisi telefonu kapatmak üzereyken Fethi yanına gelmiş ve ellerini arkadan beline sarıp başını boynuna gömmüştü.
"Tamam Akif Bey. Hoşça kalın."
Telefonu kapatır kapatmaz bıkkınca bir nefes verip başını Fethi'nin omzuna yasladı.
"Sabahın köründe arayan müvekkillerden nefret ediyorum."
Fethi de derin bir nefes alıp kadının cümlesini kendince düzeltti.
"Müvekkillerden nefret ediyorum."
Başı Eylem'in boynuna gömülü olduğu için sesi boğuk çıkmıştı. Eylem, ufak bir kıkırtıyla adamın saçlarına bir öpücük bıraktı. Fethi kadının boynuna bir öpücük bırakıp geri çekildi. Eylem'in kahvesinden bir yudum alıp masaya yaslandı. Gözleri uykusuzluktan dolayı kısık bakıyordu.
"Niye uyandın Fethi? Uykunu alamamışsın."
Fethi, kadına bakıp çapkınca süzdükten sonra dudaklarını büzdü.
"Beni yatakta yalnız bırakmışsın Eylem. E sabah soğuğu malum. Üşüyünce sana sarılmak istedim ama yatakta olmadığını görünce yine takıntılı müvekkillerinden birisiyle konuştuğunu anlayıp bir kahraman edasıyla seni kurtarmaya geldim."
Eylem, muzip bakışlarını Fethi'nin gözlerine diktiğinde adam da kollarını göğsünde birleştirip kadının gözleriyle anlatmaya çalıştığı şeyi cümle haline getirdi.
"Tamam, seni kurtarmak için biraz geç kalmış olabilirim."
Eylem, sorgular bir ifadeyle adamı süzdü.
"Bu aralar geç kalmaların biraz fazlalaştı Fethi. Sanki formda düştün biraz. Ha, ne dersin?"
Fethi, alt dudağını büküp başını hafifçe yana eğdi. Bakışlarından hala yorgunluk akıyordu. Eylem adamın bu haline dayanamayıp avuçları arasındaki kahve kupasını sıkarak ayağa kalktı. Hızlı bir hareketle yarısı dolu bardağı lavaboya boşalttıktan sonra Fethi'nin elini tutup yatak odalarına doğru ilerlemeye başladı.
"Ne oldu?"
Fethi'nin şaşkın sesine karşılık muzip bir tonda cevap verdi.
"Bu kahramanın biraz uykuya ihtiyacı var galiba."
Fethi kadının küçük eline bir öpücük bıraktı.
"Bu kahramanın başka bir şeye ihtiyacı var Eylem."
Birkaç saat sonra Eylem, Fethi'nin saçlarını okşarken Fethi de kadının kokusunu içine çekiyor, ara ara da boynuna öpücükler bırakıyordu. Eylem'in uyumak için gösterdiği çabaya rağmen Fethi'nin ısrarları galip gelmişti. Şimdi ikisi yatakta çıplak bir şekilde yatıyorlardı. Eylem, bunları düşünürken dudaklarından dökülen kıkırtıya engel olamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rayiha
RomanceDesem ki... İnan bana sevgilim inan Evimde şenliksin, bahçemde bahar; Ve soframda en eski şarap. Ben sende yaşıyorum, Sen bende hüküm sürmektesin.