İnkisar

387 19 0
                                    

Telefonun ekranından başını kaldırıp gözlerini çevrede dolaştırdı Fethi. Güneş artık en tepedeydi ve kendisini iyice bunaltıyordu. Telefondaki konumdan bulmaya çalıştığı evdense henüz bir iz yoktu. Bakışlarını etrafta gezdirerek yanındaki bir çocuk parkına girdi. Saatlerdir İstanbul'un hiç bilmediği bir semtinde görüşme yapacağı adamı arıyordu. Sıkıntıyla büyük bir 'of' çekip ekrandaki yolu takip ederken başını bir anlığına kaldırıp çocuk parkına baktı. O esnada gördüğü şeyle hayatının şokunu yaşamıştı.

Eylem, parkta 1-2 yaşındaki bir erkek çocuğunun kaydıraklardan kaymasına yardım ederken bir yandan da gülümseyerek çocuğu cesaretlendirecek şeyler söylüyordu. Gördüklerinden emin olmaya çalıştığı kısa bir sürenin ardından Eylem'in de bakışları kendisini bulduğunda kadına şokla bakıyordu Fethi. Olduğu yere çivilenmiş gibiydi. Kadının gülümsemesi de o anlarda yüzünde solmuştu. Birbirlerine öylece kaç dakika baktıklarını bilmiyorlardı.

Kendisini ilk toparlayan Eylem olurken hızla yanına gelen çocuğu kucaklayıp parkın bir başka çıkışına doğru ilerlemeye başladı. Bu hareketle Fethi de kendisine gelirken Eylem'in peşinden ilerledi. Bir yandan da kadına sesleniyordu.

"Eylem!"

Eylem, gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalışırken Fethi ikinci kez seslendi.

"Eylem, bir durur musun?"

Eylem, cevap vermeden yürümeye devam etti ama kucağındaki çocuğun ağırlığı onu yavaşlatıyordu. Çok geçmeden Fethi kadının kolunu kavrayıp kendisine çevirmişti bile.

"Ya Eylem, bir dur!"

Eylem, hışımla kolunu Fethi'den kurtardığında kucağında huysuzlanmaya başlayan çocuğu sakinleştirdi. Sonra bakışlarını Fethi'ye çevirip bıkkın bir nefes verdi.

"Ne istiyorsun Fethi? Ne var?"

Fethi, bu soru üzerine birkaç kez yutkundu. Gerçekten ne istediğini bilmiyordu. Buraya niye geldiğini, Eylem'i niye takip ettiğini...

"Konuşmak istedim."

Uzun bir cesaret toplama çabasından sonra gözleriyle çocuğu işaret edip çekingen bir sesle ekledi.

"Çocuk?"

Alacağı cevaptan fazlasıyla korkuyordu aslında. Fakat merakına da engel olamıyordu. Üstelik çocuğun bu kadar büyük olması aklına farklı ihtimaller düşürüyordu. Sorusunu tamamlamak istediği esnada Eylem, ondan önce davrandı.

"Konuşamayız Fethi."

Eylem, adamın diğer söylediğini es geçip sadece ilk söylediğine cevap verdi. Ardından daha da hızlandırdığı adımlarla ilerlemeye devam etti. Fethi tekrar kadının kolunu tuttuğunda bu sefer sert bir hamleyle geri çekildi.

"Dokunma bana Fethi!"

"Anne!"

Eylem, boynuna sarılan küçük kollarla gözlerini sıkıca kapatıp çocuğun kıvırcık saçlarına birkaç öpücük bıraktı.

"Tamam annecim. Bir şey yok."

Fethi ise o sırada anlamsızca onları izliyordu. Eylem'in bir çocuğu vardı ve bu çocuğun kendisinden olma ihtimali yüksekti. Yutkundu. Şaşkınlıkla koyulaşmış bakışları kadını bulduğunda Eylem'de bakışlarını yere indirdi. Kısa bir süre sonra Fethi'nin gözlerinin içine bakıp mırıldandı.

"Benim oğlum, Fethi."

Derin bir nefes alıp devam etti.

"Bizim."

Rayiha Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin