🍁Bölüm~8🍁

95 62 77
                                    

🍁

Multi~ Sena




"Evet adam resmen açık açık beni tehdit etti Ediz"

"Napacaksın peki?"

"Müdürü biraz araştırdım ilk başlarda kendi halinde biriymiş gibi görünüyor araya bazı dostları koyup daha fazla araştırınca pekde kendi halinde olmadığını anladım"

"Aklında ne var peki senin?"

"Birşeyler düşünüyorum biraz zamana ihtiyacım var sadece"

Raflara göz attım belki unuttuğum birşey vardır diye elimdeki listeye baktım herşeyi almıştım bir eksiklik olmadığına kanaât getirince Ediz ile beraber kasaya ilerledik. Ediz market arabasının içinde olan malzemeleri çıkardı bende poşetleyip market arabasına yerleştirdim ücreti ödeyip marketten çıktık. Ediz market arabasını getirince bende bagajı açtım poşetleri içine yerleştirip sürücü koltuğuna oturdum Edizde market arabasını bırakıp geldi. "Ne yapacaksın akşama menümüzde neler var acaba?" Bunu hiç düşünmemiştim ne yapsaydım acaba? Bugün Yağızlar eve gelecekti ve ben daha ne yapacağıma henüz tam karar veremedim. "Kıymalı börek, keskin tava, fırında garnitürlü patates püresi, pilav, çorba ve sütlaç yapacağım sence başka birşey de yapsamıydım acaba?" Ilk defa evime birini davet ettiğim için ne tarz birşey hazırlayacağımı tam anlamıyla bilmiyordum.

"Bence senin şu kuru dolmalardan da yapsan iyi olur"

"Diyosun, tamam yaparım ama önce diyorum ki beni bir eve mi bıraksan" Ediz gülüp aracı çalıştırdı market eve uzak olmadığı için iki dakika dahi sürmedi ikimiz beraber poşetleri kolumuza takıp eve doğru yürüdük. Kolum dolu olduğundan dolayı ayağım ile kapıya vurdum ikinci kez ayağımı kapıya vuracağım zaman kapı açılınca ayağımı yere indirmek ile uğraşmayıp öne atıp içeri girdim. Poşetleri mutfağa bırakıp odama koştum ilk önce elimi yıkayıp giyinme odama gittim raflarda katlı duran likralı salaş pantolon tarzı birşey ve üzerine de tişört giyindim. Saçımı topuz yapıp saç bandanası takıp odamdan çıkıp mutfağa girdim. "Defne gelip bana yardım etsene " diye bağırdım onca yemeği yalnız yapamazdım en azından birşeyleri doğrardı. Defne saçı başı açık yanıma gelip poşetlere dokunacağı zaman "sakın o açık saçın ve parmaklarındaki ojeyi çıkarmadan girme mutfağıma" Defne püfleyip mutfaktan çıktı.

Bende malzemeleri yerleştirdim besmele çekip yemeklerime başladım ilk önce böreğimi açsam iyi olacaktı. Gerekli malzemeleri katıp karıştırdım ufak ufak bezelere ayırıp açıp tepsiye dizdim hazırladığım harcı ortasına serpip diğer katlarını da aynı işlemi uygulayıp böreğimi kenara kaldırdım daha sonra pişirecektim onu. "Al oldu mu daha dün gece sürmüştüm!" Defne dudak büküp elini beline yerleştirdi. Gülümseyip dolaptan tencere çıkarıp ocağın üzerine kogdum. "Sen buraya ayırdığım sebzeleri küçük bir şekilde doğra bende sütlacı yapmaya başlayacağım" Defne birşey demeden tezgahın başına gitti. İki saat sonra tüm yemekleri Defne ile beraber hazırlamıştık, üzerimi değişmeden önce bahçedeki masayı kurup düzenledim Defneye bir eksiklik varsa koymasını söyleyip odama üzerimi değişmeye gittim. Elime ilk gelen pantolon ve tişörtü alıp giyindim başımdaki bandanayı çıkarıp saçımı açtım aynanın karşısına geçip kendime baktım, bugün hiç makyaj yapmamıştım açıkçası yapmakta istemiyordum makyaj aynasından parfüm alıp iki defa sıktım belki yemek kokusu sinmiştir üzerime.

Aşağı inip ocakların altını açıp kısık ateşe verdim. Bahçeye gidip masama baktım çok güzel görünüyordu Defne salata ve garnitürleri koymuştu ortada yoktu büyük ihtimalle üzerini değişmeye gitmiştir. Kapının zili çalınca bahçeden çıkıp ve gittim kapıya yaklaşınca konuşma sesleri geliyordu kapıyı açtığımda Yağız elini kaldırmış Olcaya vuracaktı beni görünce elini indirip bana bakıp gülümsedi kapıyı tamamen açıp elim ile içeriyi gösterdim vestiyerden terlik çıkarıp yere bıraktım. Yağız ve Olcay içeri girince arkadan Eylül içeri girip boynuma sarıldı o kadar içten sarılıyordu ki sanki uzun zamandır birbirimizi tanıyormuşuz gibi "yaaa seni çook özledimm" diyip benden ayrılıp terliğini ayağına geçirdi. Elimle salonda bahçeye çıkan kapıyı gösterdim Yağız ve Olcay önden ben ve Eylül arkalarında yürüyorduk. Bahçede olan bambu oturma gurubuna geçip oturduk gülümseyip "hoşgeldiniz" Yağız gözlerini benden başka tatafa çevirmeden "hoşgeldik" Olcay etrafa bakıp "Eee hani nerde sofra açım ben hem yolda yediğim tatlı beni kesme....." sözünü tamamlamadan Yağız kafasına vurdu ne demek yolda yediğim tatlı ben o tatlıyı eli boş gelmeyelim diye aldım" Olcay kafasını ovup "onu bana almadınız mı ya" Olcay mahçup bi ses tonuyla konuştu."Ya saçmalamayın olur mu öyle şey" arkadan Ediz konuştu.

Siyah DünyamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin