🍁Bölüm~10🍁

73 44 115
                                    

🍁
Medyayı izlemeden geçme!


          

   

   Yağızın evine daha önce gelmiştim o zaman kendimde olmadığım için adresi tam çözememiştim. Arabayı hızını biraz azaltıp park ettim arabadan çıkıp zile bastım kapı açılmayınca ikinci kez tekrar bastım biraz bekleyince kapıyı Olcay açtı "gel Sena" beni içeri alınca ayakkabılarımı çıkarıp vestiyerden terlik alıp ayağıma geçirdim "Yağız nerde?" Dediğimde Eylül elinde tepsi ile geldi "aa Sena sen mi geldin bende abime çorba yaptım ama içmedi" Eylülün yaptığı çorbaya baktım görüntüsünden hazır domates çorbası olduğu belli oluyordu. "Tamam ben bakarım şimdi" elimdeki çantayı kanepeye bıraktım "ikinci kata çık koridordan sağa dön ikinci oda" başımı tamam der gibi oynatıp salondan çıkıp üst kata gittim.

Odaya girmeden önce kapıyı tıkladım ses gelmeyince içeri girdim. "Yemiycem birşey dedim hastahaneye de gitmiycem çık odadan şimdi Olcay" üzerine kat kat battaniyeler örttüğü için sesi neredeyse hiç çıkmıyordu. Yatağa doğru bir iki adım attım battaniyelerin ucunu tutup kaldırdım gözüne ışık girdiği için gözünü kısıp bana baktı "rüya mı görüyorum yoksa sen mi geldin" elimin tersini Yağızın anlına koydum resem yanıyordu nasıl olurda havale geçirmemişti "eğer biraz daha böyle 40 kat battaniyenin altında durursan rüyanda değil de öbür tarafta görürsün " battaniyelerin hepsini tutup kenara ittim "kalk duşa gir bende sana çorba yapayım" kolundan tutup ayağa kaldırdım ben destek vermesem yere düşecekti çünkü.

"Normalde öperek ateşe bakarlar sen de öyle yapsana" Yağıza baktığımda gülüyordu son gülüşü olacak ama haberi yoktu "bana bak giderim vallahi" kolundan tutup banyoya doğru götürdüm. Mübarek odası da öylesine büyüktü ki bir türlü banyoya gidemedik "beni böyle bırakabileceğini sanmıyorum" kendinden emin bir şekilde konuşuyordu cevap vermeyip banyoya girdim duşa kabinden suyu tabiri caiz buz gibi ayarladım "sakın suyun derecesini değiştirme " Yağızın kolundan tutup duşa kabinine yaklaştırdım "çorba yapıp geleceğim" banyonun kapısını çekip odadan çıktım.

Aşşağış indiğimde Olcay kanepede oturmuş birşeyler yiyordu yanında gidip "Yağız duşa girdi sende yanına git kıyafetlerini giymesine yardımcı ol hiç iyi görünmüyordu dengesini kaybedip düşebilir" Olcay elindeki tabağı bırakıp "yatağından çıktı mı?" Şaşkınca bana baktı "çocuğun ateşi var neredeyse havale geçirecek 40 kat yorgan atmışsınız. Havale geçirmediğine şaşmalı hade git" Olcay ayağa kalkıp gitti bende kanepenin üzerine bıraktığım çantamdan telefonumu çıkartıp Alinin numarasını bulup aradım.

_Alo Alim napıyorsun

_üzerimi değiştim hastahaneden çıkıyordum bende

_Ali ya senden birşey istesem

_tabii

_ya Alim benim bi arkadaşım hastada çocuk gibi hastaheneye gelmiyor sen bi serum kapıp gelsen olur mu?

_nesi var arkadaşının?

_ateşi çok yüksek tahminen 40 dereceye yaklaşık

_benim biraz işlerim var geç gelebilirim sen adresi at bana ben gelirim

_tamam Alim teşekkür ederim

Telefonu kapatıp mutfağa geçtim Eylülde bulaşıkları makinaya diziyordu "vitamineral çorba yapacağım da malzemleri var mı?" Eylül yüzünü benden tarafa dönüp "öyle bir çorba var mi ki " Eylülün sorduğu soru ile ufak bi kahkaha patlattım "var tabi genelde bizimkiler hasta olunca yapardım" soğuk algınlığına birerbirdi anında iyleştiridi "vardır malzemeleri büyük ihtimalle ne giriyor ki içersine" evet çok güzel soruyu uzun zamandır yapmıyordum biraz unutmuş olabilirim "taze zencefil, kereviz, sarımsak, soğan, havuç kara lahana birde baharat lazım" Eylül mutfak dolaplarını açıp gerekli  malzemeleri birbir çıkardı "ımm sanırım taze zencefil yok" bir kaç dolabın kapağını açıp kapattıktan sonra olmadığına emin oldu "tamam alıp gelirim ben hemen" çorbada asıl olmazsa olmazı zencefildi zaten "sen dur ben giderim" Eylülü takmayıp çantamı alıp ayakkabılarımı giydim "hemen gelirim " diyip evden çıktım.

Siyah DünyamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin