6.BÖLÜM

688 306 163
                                    

kubranur_erbek ilk okuyucum ve destekcim. Bu bölüm senin için💜

"Ölüm saati 01:20"

Odaya çöken sessizliği kimsenin bozmaya cesareti yoktu.

Ben ne yapmam gerekiyor ne demem gerekiyor bilmiyordum.
Evet Hacer teyzenin öleceğini biliyordum ama insan bi tuhaf oluyor.
Tanimamana rağmen...

Kısa bir sessizlikten sonra kız çığlık atarak yere düştü. Doktor ve hemşireler hemen müdahele etti.

Ben arkamı dönerek bekledim, çünkü kendinde değildi. Umarım birşeyi yoktur.

Doktorun oturup kalkmasi bir oldu. Elini omzuma koyarak konuştu. "Sadece bayılmış merak etmeyin. Şimdi bir odaya alıcaz."

"Çok şükür " dedikten sonra Hacer teyzenin yanına gittim. Bu esnada hemşirelerde kızı bir odaya aldılar.

Hacer teyzenin yanına düşmüş elini alarak öpüp başıma koydum. "Gözün arkada kalmasın . Kızın bana emanet."
Elini yavaşca yanına koyup odadan çıktım.

Umarım kız iyidir. Uyansa kim bilir ne halde olur. Hızlıca hemşirelerden hangi odaya aldıklarını öğrenip, kapıda beklemeye başladım.

Bir saat sonra odanın kapısı açılınca, hızlıca yanına gittim.

Beklediğim gibi değildi yani kendindeydi. Daha önce gördüklerim kendilerine vurup, ağlardı...

Ama o!

O diğer insanlardan farklıydı. Gösterdiği bu sabra hayran kalmamak elde değildi.

Annesinin odasını sorup oraya gitti. Yürürken zorlanıyordu ama yinede ayakta duruyordu.

Annesiyle vedalaştıktan sonra annesini götürdüler. O defin işleriyle uğraşırken benimde bişeyler yapmam gerekiyordu.

Hemen defin edileceği yeri öğrenip bilet işlerini hallettim.

Sabah oluncada Erzurum'a gittik.

Havaalanından çıktığımızda bizi büyük bir kalabalık bekliyordu.

Mezarlığa doğru yola çıktık. Hacer teyzeyi defin edip mezarlıktan çıktık.

Taziye evi yakın olduğu için yürüyerek gitti herkes. O esnada birinin durmadan bana baktığını fark ettim.

O adamdı kızın amcası, serbest kalıp gelmişti. Isminin Selim olduğunu öğrendiğim adam bana bakmayı kesip, yanıma geldi.

"Senin ne işin var burada. Hemen defol git."

Cenaze günü olmasaydı gerektiği cevabı alırdı. Ben cevap vermeyip yoluma devam edince arkamdan seslendi tekrar. Bu sefer benle beraber kalabalığın bir bölümü de durdu.

"Bana bak buralar benim. Burada benim borum öter. Hemen defolup gidiyorsun burada. Yoksa!"

Ona yaklaşıp "Yoksa ne!"

Yanında duran adamlara bakıp daha da hiddetlendi. "Yoksa seni ayağımın altına alırım."

Sabır çekip , yüzüne baktım. Korkak herif sen kıza dua et.
Cevap vermek için ağzımı açmıştım ki araya giren yaşlı amcalar beni bir tarafa onu bir tarafa götürdüler.

Ben sessizliğimi korurken o arkada hala bağırıyordu. Rabbim sen sabir ver. Sessizliğim onu daha da cesaretlendiriyordu. Yumruğumu sıkıp taziyeye girdim.

En kısa sürede kızı alıp buradan gitmem gerekiyordu. Yoksa bu adam kızın hayatını zindana çevirirdi buna emindim.

Bide başköşeye geçip taziyeleri kabul etti. Beş saat sonunda taziye biraz sakinleşti.

SONSUZLUĞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin