#100 yorum sınırı💜Sonbahar misali insan ömrü . İlk rüzgar hafif hafif estiğinde , yağmur damlalarının yeryüzüne adım attığında ve toprak olacağını bile bile başımıza dökülen her yaprakta mutlu oluruz.
Sahi yok olacağını bildiğimiz bir şey için mutlu oluyoruz . Tıpkı bir insanın öleceğini bile bile doğduğunda sevinmek gibi miydi ? Ya da insan ömrü daha uzun yada daha değerli olduğu için mıydı ikisinin kiyaslanamaması...
Yaprak ve insan , ikiside aynı yere giden iki canlı...
Bunlardan habersiz yaşamını sürdüren Esma hanım ve yeni misafirleri Nazlı tekli koltuklarda oturmuş kahve keyfiyle beraber sohbete dalmislardi .
Arada atılan kahkahaların samimiyetsiz olduğunun ikisi de farkındaydı ama biribirini kullanıp istediklerine ulasmakti amaçları. Kim daha kibirli kim daha kalbi kararmış ve kim daha fazla sevdiklerine acı çektirecekti. Bütün mesele buydu ...
Mesele ne sevdiklerinin iyiliğiydi ne de nede kendilerinindi. Mesele gözüyle beraber kalbide kararan insanların verdikleri zarardan bihaber olmalarıydı.
Odanın diğer ucunda oturan Necdet Bey ise misafirden habersiz derin düşüncelere dalmıştı . Aklında bir bir dolanan sesler beynini kemirip duruyordu.
'Biz zaten nikahimizi kıydık'
Bir an önce oğluyla konuşması gerekirdi , ne demek oluyordu bu. Elbet vardı makul bir sebebi. Bismillah diyerek ayağa kalktı ve kendinden habersiz sohbete dalan Esma hanım ve Nazli'yi bırakıp Hamit'in odasına doğru ilerledi.
Aklına bir an Ronya'nın gelmesiyle adımlarını çevirip Ronya'nın odasına doğru ilerledi . Kapıyı tıklayıp "gelin" kelimesini duyunca içeri geçip kızının yanina oturdu .
Ronya doğrulup babasınin oturması için yer verdi . Babası kızının omzuna kolunu atıp onu kanatlarının altına aldı adeta.
Dayı yeğen değil gerçek bir baba kızdı onlar . Dünya'ya örnek olacak türden hemde.Ronya her şeyi öğrendikten sonra bir kez bile babasina karşı farklı bir şey hissetmemisti tam tersi ona olan bağlılığı daha da artmıştı. Aynı şekilde Necdet Beyde babasına karşı öyleydi .
Kızının başından öpüp halini sordu . Ronya gayet iyi olduğunu hatta kalkıp aşağıya inmek istediğini söylemişti ama tabiki izin vermemişti babası. Kısa süren ziyaretin ardından Necdet Bey hem sakinlesmis hemde kafasını toplamıştı bu esnada .
Hamit'in gerekli bir sebebi varsa ve her neyse aldığı karara bağlı kalmak zorundaydi . Koridorda ilerlerken. Hamit'i görmesiyle karşısındaki odaya çağırıp oturdu.
Hamit babasının bugün söylediği gerçek hakkında kendisiyle konuşmak istediğinden adı gibi emindi . Adımları ağır ağır ilerlese de bir yanı artık babasına her şeyi anlatma sondan yanaydı.
Babasınin karşısına oturup ona baştan her şeyi anlatmaya başladı . O anlattıkça babası hayret içinde dinliyordu. Bazen sessiz kalıp dinliyor bazen de hayret kalıp müdahale ediyordu .
Hamit derin soluk alarak "böyle işte babam. Şimdi bana kizacaksin sana anlatmadım diye ama babam Rabbim böyle istedi demek ki. Bir türlü ne sana ne de başkasına anlatamadım . Hem anamda öğrenirse daha da kötü olur ." Diyerek başını önüne eğdi .
Necdet Bey uzun süre sessiz kaldıktan sonra size girdi . "Elbet anlatman gerekirdi evlat . Hem işler daha da büyümeden telli duvaklı alırdık gelinimizi " dediğinde Hamit başını hızlı kaldırıp babasına baktı .
Duydukları doğru muydu gerçekten . O bambaşka senaryolar kurmuştu kafasında ama babası şu anda bambaşka cümleler kuruyordu .
Babası onun bu şaşkınlığını fark etmiş olacak ki "Yarın nikahınız tekrar kiyilmayacak ama bir ay içinde düğününüz yapılacak . Artık bu şekilde nikahliyken uzak kalamazsınız hem Meryem kızımın başına gelenlerden sonra hiç bir şekilde ayrı kalamaz .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZLUĞUM
Fiction générale#islam kategorisinde 1. #Sonsuzluğum adinda ilk kitap Hamit: -Benim için yaşar mısın Meryem? Meryem: -Senin için sensiz yaşamaya razıyım ben... Birbirine ölümüne aşık olan iki gencin hikayesi. Meryem ve Hamit... "Ve hiç bir zaman cesareti olmayan...