"Dolunay" babamın haykırışı kulaklığımdan gelen seslerin hepsini bir anda kesmiştı. Hızla kulaklığımı çıkartıp ona baktım.
"Sınava neden girmedin" kitaplığıma yürüdü ve her zaman orada olduğunu bildiği ama bakmadığı ve bu gün kargoladığım beste defterim sandığı defterimi aldı.
"Baba ben" sözümü kesip haykırdı.
"Kapa çeneni. Abuk sabuk şarkılar söyleyerek hayatını idame ettirmezsin." Defteri ortadan ikiye ayırdı. Sayfalarını parçalarken ben odanın bir kenarına geçmiş ne yapacağını izliyordum. Hızla masama ilerledi ve kalemlerimi aldı.devarımdaki yazıları hırsla karalayıp bana döndü.
"Neden normal bir kız çocuğu olamadın. Neden normal biri değilsin" sözleri karşısında ezildiğimi hissederken tek umudum hepsinin oyunu kapatmış olması ve beni duyamamalıydı.
"Baba b" hızla yanıma gelip kolumu tuttu. Kesinlikle moraracaktı. Kolumu dışa doğru çevirdiğinde gözümden bir damla yaş kayıp düştü.
"Bırak beni" mırıltım sessiz odada patlayıp kayboldu.
"Ablan gibi hangi evde uyandığını bilmek istemiyor musun" Hızla beni bırakıp masamın yanına gitti.
"Bir daha düşük not aldığını, elin adamlarıyla oyun oynadığını görmeyeyim. Kes sesini. Ağlama. Bu gün bu odadan çıkmıyorsun. Yarın da bavulunu hazırla. Yarın Akşama yazlığa gidiyoruz. Bilgisayarını almayacaksın. Ne yapıyorsan yap. Ama oyuna bir daha asla giremeyeceksin." Kulaklığımı ortadan ikiye kırıp kablolarını kopardıktan sonra kapıdan dışarı çıktı. Çöktüğüm yerden kalkıp kapının önüne gittim. Kilit sesini duyduğum an kapıya vurmaya başladım.
"Açın kapıyı" kapıyı zorlasam da açılmıyordu. İşte o an düşündüm. "Normal olsam onların sevgisini hak eder miydim. O zaman mutlu bir aile olabilir miydik. Sevilen bir çocuk olur muydum" iç sesimi susturdum. Ne olusa olsun beni sevmeleri gerekmiyor muydu. Normal ya da anormal birisi olmam fark eder miydi. Her çocuk ailesinin sevgisini hak etmez midi. Ben demek ki hiçbir sevgiyi hak etmemiştim. Ne gerçek annemin. Ne de üvey ailemin. Gerçek annem beni bakamayacağını düşündüğü için şimdiki ailemin kapısının önüne bırakmıştı. Onun sevgisini neden hak etmemiştim ki. O zamanlarda da normal bir bebek değil miydim. Neyi vardı ki bebek bakmanın. Ne zorluğu vardı. O zamanlar tek istediğim masum bir sevgi değil miydi. Normal olunca ne oluyordu ki. Ablam normaldi. Onu ne yapmışlardı. On sekiz yaşına geldiğinde ya evden kovulacaktı. Ya da annesinin istediği biriyle evlenecekti. Eğer kendi kararlarını vermeyecekse, neden yaşıyordu ki. Acıyla duvarıma baktım. Bütün yazılarım. Hepsi karalanmış ve karman çorman olmuştu. Yine de kırmızı keçeli kalemimi alıp duvarımın yanına gittim. Gözlerimdeki yaşlar durmazken acıyla bastırdım kalemi duvara. Sıktığı kolumu hareket ettirmiyordum.
Eğer kendi kararlarını veremiyorsan, niye yaşıyorsun bu dünyada...
Telefonuma gelen bildirim sesiyle daldığım düşüncelerimden ayrılıp yanına gittim. Elime alıp baktığımda uluay dan olduğunu gördüm.
"Dolunay. İyi misin" duymuşlar mıydı. Hızlıca mesaj yazdım.
"Ne kadarını duydunuz" bilgisayarım kapandığı için ne olduğunu anlayamıyordum.
"Onlar hiçbir şey. hepsine kapattırdım. Sen nasılsın. Bir şey oldu mu" bir şey oldu mu derken ne demek istediğini anlasam da bir şey demek istemedim.
"İyiyim" kısa mesajımdan sonra telefonum çalmaya başladı. Açıp açmamak arasında kararsız kalsam da açmaya karar verdim. Bu kez endişeli sesi kulağıma geldi."Dolunay. Sormak istemiyorum çünkü düşündüğüm şeyin olmamasını istiyorum. Baban. Sana şiddet mi uyguluyor" mosmor olan koluma baktım.
"Sonra konuşsak olur mu" sesimin titremesine lanet okurken o hızla konuştu.
"Eğer öyle bir şe varsa bununla yaşamak zorunda değilsin. Birsürü bu konuyla ilgili birim var. Hiç olmadı biz sana yardım ederiz. Eğer varsa" sözünü kesip konuştum.
"Yok. Öyle bir şey yok. Eğer olsaydı." Dolan gözlerimdeki yaşın gitmesi için etrafa bakındım.
"Eğer olsaydı kendimi korurdum. Mutlaka birilerine söylerdim. Oturup şiddet görmeyi beklemezdim. Ben oraya gelince konuşuruz." Bir şey demesine izin vermeden kapatıp yere çöktüm. Çaresizliği dibine kadar yaşıyordum. Neden böyle oluyordu ki. Neden bu kadar çaresizdim. Normal olmamı isteyenler ama öz kızları normal davranınca da onu evden kovanlar şimdi neden benden normal olmamı bekliuorlardı ki. Ne olmuştu. Ne değişmişti. Ben değişmiştim. Düşüncelerim değişmişti. Sevdiğim şeyi yapmama engel oluyorlardı. Bunun bana işkence çektirmek olduğunu göremiyorlar mıydı. Ruhuma işkence ettiklerinin farkında değiller miydi. Öyle ise bir an önce fark etmeleri gerekiyordu. Evet. Sınavlarda başarılı bir öğrenci değildim. Ama bu benim hiçbir şey başaramadığım anlamına gelmezdi ki. Önce kendileri düşünmeliydi. Çocukluğumdan beri beste yapar söylerdim. Bir kez olsun beni tekbir etmemişlerdi. Onlar normal bir anne baba gibi davranıp davranamadıklarını fark edemiyorlar mıydı. Biraz da olsa bana değil kendilerine ve noomal olup olmadıklarına bakamazlar mıydı. Kolum için bana buz gerekiyordu. Ama buradan dışarı çıkamıyordum. Neden yapıyorlardı ki bunu. Sonuçta yapmışlardı. Sorgulamaya gerek var mıydı. Anlamsızca şeylere mi kafamı yoruyordum. Emin değildim. Tek bildiğim şey aramızın bir daha eskisi gibi olmayacağıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN (Tamamlandı)
Teen Fiction"en iyi oyuncu xkişisi kullanıcı adıyla biri ama mikrafonunu bile açmıyor. tanıyan falan yok mu" benim hakkımda konuşulanları sırıtarak dinlerken bir yanda da silahları almaya devam ediyordum. "yok oğlum ya. cinsiyeti bile gizli. şu hale bak. ne old...