bölüm 8

43.7K 2.4K 345
                                    

"Baksanıza nasıl uyuyor" biri mi gelmişti yine kafamdaki seslerden biri miydi.

"Bakmayın oğlum kıza. Bazi şeylerin de gizli kalması gerekiyor" bir gülme sesi duyuldu.

"Birkaç sene sonra yanında uyanacak, hala bazı şeylerin gizli kalması gerekiyor diyorsun. Şu tatlılığa bak" benim hakkımda konuştuklarını yeni idrak ediyordum.

"Eğer benim yanımda uyanacaksa ona tatlı dediğin için seni öldürme ihtimalimi göz önüne almalısın." Yeni anladığım bir şey daha varsa, o da bu sesin uluaya ait olduğuydu. Gözlerimi açıp dirseklerimin üstünde doğrulduğumda hepsi bir anda beni izlemeyi bırakıp başka şeylerle ilgileniyormuş gibi görünmeye çalıştılar.

"Özel hayat diye bir şey var ve benden söylemesi , gizli kalmalı" dedim uykulu sesimle bunu söylemem hiçbirinin umurunda değil gibiydi.

"Niye geldiniz" uluay kolumu tuttu.

"Koluna ne olduğunu anlatman için geldik" omuzumu silktim.

"Düştüm düştüm. Niye farklı bir şeyler arıyorsunuz" başını yukarı aşağı sallayıp kolumdaki morluğu gösterdi.

"Neden dört parmak el izi çıktı o zaman" kolumu geri çektiğimde bırakmadı.

"Sevgilisinden şiddet görüyor diye düşünsem annesinin hareketlerinden faydalanarak daha önce elinin bile kimsenin eline değmediğini anlayabiliyorum. Annesinden desem onu dövebilecek bir kadın değil. E babasından deli gibi korkuyor" diyen ege aklına bir şey gelmişçesine aniden bana döndü.

"Babandan deli gibi korkuyorsun" gözlerimi kaçırdığımda yanımda oturan uluayın sesi odada yankılandı.

"Neden kimseye söylemedin" omuzumu silktim.

"Benim onlara can borcum var" ellerini sinirle iki yana açtı.

"Ve can borcun olduğu için seni dövmesine izin veriyorsun" sinirle konuştum.

"Kimsenin beni dövmesine izin verdiğim yok" kolumu kösterdi.

"Kolun aksini idda ediyor" sinirli olduğu her halinden belliydi.

"Her zaman olan bir şey değil. Sadece sinirlendiğinde" sözümü kesip konuştu.

"Ben de şu an çok sinirliyim. Ama seni dövmüyorum. Annen bile söyledi. Kolunda morluk olmadığı bir gün yokmuş. Bu ilk değildi. Ve eğer bir şey demeden susmaya devam edersen son da olmayacak" kolumu geri çektim. Benim yaşantık onları neden bu kadar ilgilendiriyordu ki.

"Üçünüzün de hayatı mükemmel olabilir. Ama benim değil. Annem doğduğum gün beni ölüme terk etmiş. Daha kötü şartlarda büyüyebilirdim. Yetimhanede olabilirdim. Saçma sapan yerlerde olabilirdim. Ama onlar yanlarında olmamı istediler. Yaşadığım hayat belki mükemmel değil. Ama olasılıkların en iyisiydi. Olan bana oluyor ben sızlanmıyorum. O yüzden ya şimdi gidip tecrübenin mi yoksa yeteneğin mi daha iyi olduğunu kanıtlarız. Ya da boş boş burada oturup beni birilerine anlatmaya zorlarsınız" uluay yanımdan kalkıp cebinden telefonunu çıkardı.

"Seni birilerine anlatmaya zorlamaya gerek kalmayacak" telefonu bana çevirdiğinde sesimi kaydetmiş olduklarını gördüm.

"Onu bir yerde kullanmayı düşünmeyin" dizlerinin üstüne ellerini koyup öne eğildi ve boylarımızı eşitledi.

"O zaman sen söyle" gözlerimi kaçırdım. Bana bunca zaman bakanlara ihanet mi edecektim.

"Tamam" diye söyleyi verdim. Asla yapmayacaktım.

"Beraber polise gideceğiz" işte bunu beklemiyordum.

"Şimdi mi" başını yukarı aşağı salladı. Gülümsedim.

OYUN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin