Reckless

854 99 177
                                    

"Hadi Harry, neden açmıyorsun şu telefonu?"

"Alfa, açabileceğini sanmıyorum." Magnus elinde bir telefon tutarak içeri girdiğinde bütün bakışlar ona dönmüştü. "Bahçede buldum, dönüştüğünde düşürmüş olalı."

"Onu bekleyemeyeceğiz o zaman. Hadi gidelim."

-

Harry yukarı çıktığında görmeyi beklediği manzara tam olarak bu değildi. Omegası bileklerinden duvara zincirlenmiş bir şekilde yerde baygın yatıyor, bütün bunların yaşanmasına sebep olan alfa ise onun yanında elinde bir silah ve kutuyla dikeliyordu.

"Hadi ama, aşağıda yaptığın gürültüyü duymayacağımı mı sandın?"

"Omegamdan uzaklaş Enzo, hemen."

"Senin omegan olduğunu düşündüren ne peki? Şu beş günde çok eğlenceli şeyler yaşadık ikimiz. Sizin hiç yapmadığınız şeyler." Harry bu sözleri duyduğu anda alfa içgüdüleri ona karşısındaki adamı öldürmesi için bağırmaya başlamıştı. "Sakın bana ona el sürdüğünü söyleme." Enzo bu sözlere karşı gözlerini devirmekle yetinmişti.

"Seninle sohbet etmeye devam etmek isterdim Harry. Ama sen geldiğine göre diğerleri de yakın demektir, bu yüzden ben yavaş yavaş gidiyorum. Size iyi eğlenceler." Harry onun bu tavırlarına bir anlam veremeyerek kolundan tutup kendine çevirdi ve odadan çıkmasına engel oldu. "Bu kadar kolay gidebileceğini sana düşündüren ne? Bu yaptıklarının bir cezası olmayacağını mı sanıyorsun?"

"Şöyle ki, bu elimde gördüğün ilaç," Odaya girdiğinden beri elinde olan kutuyu kaldırmıştı "bir dozdan fazla alınırsa bir alfa için bile ölümcül olabilir. Ve şu an zavallı omeganın midesinde bundan üç tane var." Harry vücudundaki bütün kanın çekildiğini hissederken adamın kolundaki tutuşunu sıkılaştırmıştı. "Eğer onu en geç yarım saat içinde şifacıya ya da hastaneye götürmezsen bir daha uyanabileceğini sanmıyorum. Senin seçimin." Harry'nin bakışları yerdeki omegasıyla onu bu hale getiren alfa arasında gidip geldikten sonra dayanamayıp adamı duvara doğru ittirmiş, daha sonra da Louis'ye koşmuştu. Onu duvara bağlayan zincirleri kopartıp kolaylıkla kucağına aldıktan sonra odadan çıkmadan önce duvarın önündeki alfaya son bir bakış atmıştı. "Bunun burada bittiğini sanma."

Kucağında baygın omegasıyla geldiği yoldan hızla koşarken aklında tek bir düşünde vardı. Lütfen ona bir şey olmasın. Birkaç dakika daha koştuktan sonra karşısından gelen bedenleri gördüğünde biraz da olsa rahatlamıştı. Tabii adamlar kucağında bir omegayla çıplak bir halde deli gibi koşan alfayı görünce şaşırmışlardı. "Harry? Ne olu-" "Magnus hemen benimle gel. Siz de yolun sonundaki eve gidin, Enzo çok uzaklaşmış olamaz." Cevap beklemeden koşmaya devam ettiğinde Magnus da onun peşine takılmış, diğerleri de hızla eve yönelmişti.

Yaklaşık on beş dakika aralıksız koştuktan sonra son zamanlarda evinden çok gördüğü revire giriş yapmıştı. "Senin olduğun odaya götür, hemen geliyorum." Harry sorgulamadan dediğini yaptığında Magnus alt katta başka bir odaya girmişti. Çok geçmeden yukarı çıkıp sedyede yatan omegaya ve başındaki sonunda üstüne bir şeyler giymiş olan alfaya baktığında içinde bilinmezliğin getirdiği bir endişe yükselmişti. "Ne oldu? Nasıl bu hale geldi?"

"İlaç, Enzo, üç tane, bilmiyoru-"

"Harry sakin ol, hiçbir şey anlamıyorum." Alfa derin bir nefes alarak tekrar konuşmaya başlamıştı. "İçeriye girdiğimde Enzo bir ilaç tutuyordu. Ne olduğunu bilmiyorum üstünde sadece Re yazıyordu ama bir taneden fazlası alfalar için bile ölümcül olur dedi ama Louis'ye üç tane vermiş." Tamam, Magnus duyduklarıyla daha çok korkmaya başlamıştı. "En fazla yarım saati var dedi ama yirmi dakika oldu bile, en fazla on dakikası var şu an lütfen bir şeyler yap." Şifacı zihninde birkaç parçayı birleştirmeye çalışırken aynı anda harekete de geçmişti. Kapının yanındaki çöp torbasını alfanın eline tutuşturup tekrar alt kata inmeden önce konuşmuştu. "Kustur onu, midesini temizlemeye çalış elinden geldiğince."

The Bittercrown | LarryWhere stories live. Discover now