"Louis, hazır mısın?"
Genç omega, annesinin sesiyle son kez aynada kendisine bakıp cevap vermişti.
"Geliyorum, bir dakika." O sırada odasının kapısı açılınca gelen kişiye dönmek zorunda kaldı.
"Hadi oğlum, misafirimiz birazdan gelecek." Omega, annesine sızlanmaya başlamıştı küçük bir çocuk gibi.
"Ama Lottie'yle tanışmak için gelmiyor mu? Ben niye hazırlanıyorum ki?"
"Kardeşinle tanışmak için geliyor olabilir Louis ama unutma, gelen kişi bir alfa ve sen de omegasın. Sen ne kadar kabul etmesen de bir alfanın karşısına özensiz bir şekilde çıkamazsın, özellikle kendi evinde." Louis bir kez daha lanet etmişti omega olmasına.
"Tamam anne, hadi aşağı inelim." Annesiyle tartışmamak için konuyu hızla kapatmıştı.
Salona girdiğinde koltukta gergince elleriyle oynayan kardeşini görüp onun yanına ilerlemişti..
"İyi misin prenses?" Lottie abisini görünce biraz rahatlasa da hala stresliydi. Sonuçta bir alfa onunla ve ailesiyle tanışmak için yemeğe geliyordu, stresli olması normaldi.
"İlk kez bir alfayla bu anlamda tanışacağım ve babamlar bu konuda çok ciddi. Ya her şeyi batırıp sizi rezil edersem?"
"Lot, sen şimdiye kadar gördüğüm en güzel ve kibar omegasın. Hiçbir şeyi batırmayacaksın, korkacak bir şeyin yok. O alfanın seni ilk görüşte seveceğinden eminim."
Zil çaldığında Jay ve Mark kapıya ilerlerken iki çocukları hemen arkalarındaydı. Son kez kıyafetlerini düzeltip kapıyı açtıklarında Louis karşısındaki adamı süzdmüştü. Ondan en az on beş santim uzundu ve neredeyse iki katıydı. Lanet olası alfalar ve vücutları diye düşünmüştü küçük omega.
"Hoşgeldin alfa, daha fazla kapıda bekleme hadi gel içeri." Mark eliyle salonu göstererek geriye doğru bir adım atmıştı. Alfa teşekkür ederek ailenin geri kalanıyla selamlaştı ve içeri girdi.
-
"Ailen nasıl Enzo?" Adının Enzo olduğunu öğrendiği alfa yemek yemeyi bırakarak masanın başında oturan yaşlı kurda dönmüştü.
"İyiler efendim. Size selamlarını gönderdiler ve bir ara ailecek yemek yemeyi teklif ettiler."
"Tabii, biz de çok isteriz." Konuşan Jay'di. Oluşan kısa bir sessizlikten sonra alfa konuşmuştu.
"İzninizle lavaboyu kullanabilir miyim efendim?"
"Tabii, Louis misafirimize lavabonun yerini gösterebilir misin?" Omega istemeyerek de olsa yerinden kalkıp üst kata ilerlemişti. İçinde kötü bir his vardı. Arkasındaki alfa da ona yetişince onu koridorun solunda kalan küçük odaya yönlendirdi.
"Burası alfa" Arkasını dönüp aşağı ineceği sırada adam iri cüssesiyle onu kapıyla kendisi arasına sıkıştırmıştı. Omeganın gözleri korkuyla açıldığında karşısındaki iri adam burnunu onun mühür noktasına yaklaştırdı.
"Senin gibi güzel bir omega nasıl hala kimseyle mühürlenmemiş olabilir?" Louis'nin minik bedeni titremeye başlamıştı.
"Alfa, bırakır mısın beni? Lütfen." Mühür noktasındaki kokuyu bir kez daha içine çektikten bir adım geriledi alfa.
"Şu an seni bırakıyorum ama ilerisi için aynı şeyi söyleyemem. İstesen de istemesen de benim omegam olacaksın. " Son bir kez gözlerinin önündeki güzel bedene bakıp arkasına dönmüş ve yavaşça aşağıya inmişti.
Omega yaklaşık beş dakika olduğu yerde hareketsiz bir şekilde durduktan sonra ayağa kalkmayı başardı ve kendisini odasına attı. Ailesi bunu yaptığı için ona çok kızacaktı ama o an için bunu düşünmek istememişti. Camı açıp sessizce aşağı indikten sonra ormana doğru koşmaya başlamıştı.
YOU ARE READING
The Bittercrown | Larry
FanfictionRivayetlerin, kutsal eşyaların ve onları öldürebilecek bir mağaranın ortasında kalan iki veliaht kurt; kral ve asası. - alfa!harry omega!louis [06.10.20-]