Upper Lindfield

924 99 140
                                    

Unutmadım sizi.

-

Louis o sabah uyandığında son üç gündür bulunduğu pozisyondaydı yine. Artık mühürlü eşi olan Harry'nin üstünde yatıyor ve başını göğsüne yaslıyordu. Vücudunun alt kısmındaki sızıyı görmezden gelerek daha rahat bir pozisyona geçmeye çalıştı. Ama başardığı tek şey alfasını uyandırmak olmuştu.

Harry yana dönüp onu bir kez daha kolları arasına aldığında tatmin olmuş bir şekilde tekrar gözlerini kapattı Louis. Birkaç dakikalığına da olsa bütün sorumluluklarını unutup sadece eşine sarılmak istiyordu. Ama evren bu isteği çok görmüştü ona.

Kapı üç kere tıklatıldığında cevap vermeyip uyuyor taklidi yapmayı düşündü Louis fakat dışarıdaki kişi bir cevap beklemeden kapıyı açıp içeri girdi. "Günaydın favori çiftim."

Magnus bütün sabah neşesiyle içeri girdiğinde Louis başının altındaki yastığı ona fırlattı. "Yalnız bırak bizi."

Camın önündeki uzun perdeler açılıp da loş oda ışığa boğulduğunda çığlık atmamak için kendini zor tutuyordu Louis. 

"Kalkmanız gerek birazdan. Hem aileleriniz gelecek hem de Alex uyandı." dedi Magnus tekrar kapıya yönelirken.

Hâlâ ses çıkarmayan Harry'nin boynuna sokuldu Louis iyice. "Senin burada ne işin var?" 

"Yeni mühürlendiğiniz için odadan çıkmayacağınızı biliyordum. Ben de bana olan sevginiz yüzünden kızmayacağınızı bildiğim için sizi uyandırmaya geldim."

"Git artık Magnus." Harry sonunda konuştuğunda Magnus son kez onlara bakıp odadan çıktı geldiği hızla. 

Harry gözlerini açmadan burnunu Louis'nin dağınık saçlarına yaslayıp kokusunu içine çekti iyice. "Mmh, çok güzel kokuyorsun."

Louis kıkırdayarak ona baktı işaret parmağıyla göğsüne şekiller çizmeye devam ederken. "Senin kokun sindi üstüme Hazz. Üç gündür sürekli üstümdeydin."

"Altında olduğum da oldu." Harry elini eşinin kalçalarına doğru indirdi yavaşça.

Kızararak onun göğsüne vurdu Louis. "Pisleşme alfa. Kalkmamız gerek. Bizi bekliyorlar."

Harry gözlerini devirerek onu bıraktı ve sırtüstü döndü. "İstemiyor musun beni?" 

Bir anda üstünden eksilen vücut sıcaklığıyla ürperirken alıngan alfasının bacaklarının üstünde oturdu Louis. Eğilip tişörtsüz gövdesine hafif öpücükler bırakmaya başladı. "İstersen akşam gösterebilirim seni ne kadar istediğimi." Daha sonra ayağa kalkıp ona elini uzattı. "Ama şimdi gitmemiz gerek."

-

Harry'nin homurdanmaları ve söylenmeleri yüzünden oyalanarak da olsa aşağı indiklerinde ev tekrar dolmuştu. Harry'nin kızgınlığı başladığı için ailesi onlara mahremiyet vermek istemiş ve başka bir evde kalmışlardı. Şimdi ise tekrar yemek masasında toplanmış, kahvaltı etmek için onları bekliyorlardı. Bu da uzun sürmeyecekti ama. İkisi sonunda mühürlendikleri için Anne ve Des geçici olarak kaldıkları eve taşınacaktı birkaç gün içte tamamen. 

Masada o ikisinin yanında kendi ailesiyle birlikte Magnus, Cody ve Liam'ı gördü Louis. Derin bir nefes aldıktan sonra Harry'le birlikte yerlerine oturdular.

Diğerleri zaten önceden selamlaştıkları için sadece Harry ve Louis'ye günaydın dedikten sonra kahvaltıya başladı herkes. Masada çatal bıçak seslerinden başka ses yoktu. Des boğazını temizledikten sonra söze girdi. "Siz buradayken birkaç gelişme oldu."

The Bittercrown | LarryWhere stories live. Discover now