"Nereye götürmüş?"
"Omega'nın İni. Hiç duymadım deme." Louis boş boş bakmaya devam edince Alex gözlerini devirdi.
"Dünya üzerindeki ilk omeganın ilk kez doğum yaptığı mağara orası." Louis'nin gözleri şaşkınlık ve hayranlıkla açılmıştı.
"Ve orası sizin sürünüzde mi?" Alex ne cevap vereceğini düşünüp kısa bir süre diğer alfalara baktıktan sonra devam etti.
"Hayır, orası senin gördüğün kadar küçük bir yer değil, Harry bu yüzden hiçbir tarafa dönmeni istemedi. Buradaki üç sürüyü birbirine bağlayan tüneller var ve geçiş iznine gerek kalmadan diğer sürünün tünellerine geçebilirsin ama mağaradan çıkamazsın." Louis'nin zihninde taşlar daha yeni yerine oturmuştu. İçerideki omegalar onu yakaladıktan sonra dışarı çıkmamış sadece girişteki Edward'a doğru fırlatıp mağaranın içine geri dönmüştü.
"Peki, alfalar giremiyor mu?"
"Neden sordun ki?"
"Edward içeri girmedi mağaranın ağzında bekliyordu. Neden kendi gelmesin ki?"
"Haklısın, oraya sadece omegalar girebilir. Her tünelin girişindeki duvarda yazar zaten."
metuere videtur infirma
Louis duvarda gördüğü bu yazının ne anlama geldiğini yeni anladığında fısıldamıştı. "Zayıf gözükenden kork."
Alex onaylarcasına başını salladı. "Ve bir rivayete göre senin gördüğün boş oda aslında boş değil, içinde Kral'ın Asası bulunuyor ama şimdiye kadar hiçbir omega öyle bir şey bulmadı orada." Duyduğu şeyle Louis şok olurken yüz ifadesini sabit tutmak için ayrı bir çaba sarf etmişti. Odanın boş olduğunu söylememişti ki? Zaten boş değildi, iki tane taht ve tahtın üstünde asa benzeri bir sopa vardı. Asa benzeri bir sopa. Louis onun bir sopa değil de Alex'in bahsettiği Kral'ın Asası olduğunu anladığında içinden küfretmişti. Söylemesi gerekiyor muydu? Ya da onu zorlar mıydılar alması için? Bu asanın amacı neydi ki?
"Kral'ın Asası ne?" Alex'e izin vermeden Des söze girdi.
"Kara Kitap'ta yazıyor ve okudum demiştin?"
"Okudum zaten." Louis bu sefer babasına baktığında adam iç çekmişti.
"Sana o kısımları göstermedim."
"Neden?"
"Çünkü bilmediğin şeyler var."
"Anlat o zaman." Mark emin olamadan Des'e döndüğünde adam güvence verircesine başını sallamıştı. Mark gözlerini kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra her şeyi anlatmaya başladı.
"Burada üç büyük sürü olduğunu biliyorsun, hatta sadece burada değil Dünya üzerindeki en büyük üç sürü. Biz, Des'in sürüsü ve Duncan'ın sürüsü. Bundan yıllar önce Baş Büyücü ilk kurtları yaratırken üç eşya kullanmıştı, bunlar da Kara Kitap, Kemik Kupası ve Kral'ın Asası. İlk alfa, beta ve omega yaratıldıktan sonra bu kutsal eşyalar birer birer onlara verildi ve her biri kendi sürüsünü kurdu. Bizim sürümüzü omega, Des'in sürüsünü alfa, Duncan'ın sürüsünü de beta olan kurt kurdu. Tabii bu sırada omega, çoktan alfadan hamile kalmıştı. Omega, o mağarada doğum yaptıktan sonra alfa kendine verilen asayı omeganın doğum yaptığı kısma koyup bir büyüyle onu kullanmaya layık olacak diğer kişi gelene kadar görünmez yaptı. Ama omega bunu bilmediğinden doğumdan sonra mağarayı Omega İni'ne çevirdi ve omegalar dışında kimsenin girmesine izin vermedi. Amacı orada doğum yapacak savunmasız omegaları korumaktı. Ama ayık olan alfa büyüden dolayı içeri giremediği için asayı yüzyıllardır kimse bulamadı."
YOU ARE READING
The Bittercrown | Larry
FanfictionRivayetlerin, kutsal eşyaların ve onları öldürebilecek bir mağaranın ortasında kalan iki veliaht kurt; kral ve asası. - alfa!harry omega!louis [06.10.20-]