Arkadaşlar ilk ficim ve hevesimi kaybetmemem lazım o sebeple yorum atın azcık aq voteyide geçtim düşüncelerinizi merak ediyorum
Anlık şokta gibiydim.Ellerimin titremesine engel olamıyordum.1-2 adım geri sendelediğimde Rose beni tuttu.Kafamın içinde az önce okuduğum cümleler yankılanıyordu.Kendime gelmeye çalışmakla dışarı hücüm eden gözyaşlarımı tutmak arasında bir mücadele veriyordum.Jisoo beni dürttü
-Jennie,iyi misin?
Sesiyle irkildim.Ona dönüp baktığımda gözyaşlarım çoktan galip gelmişti.Kalbimdeki acıyı tarif etmek imkansızdı.En kötüsüde buna benim sebep oluşumdu.
-B-benim yüzümden..Değerlendirme sırasında beni savunmak için oldu...Hepsi benim yüzümden.
-Saçmalama senin yüzünden falan değil.Sakinleşmeye çalış neler oldu?
Sakinleşmek?O an aklıma o siktiğimin 7 maymunu geldi.Her şey onlar ve onların katı kuralları yüzündendi.Belki de her şeyini feda etmiş ve hayalleri olan bir kızın bütün umutlarını çöpe atmışlardı.İçimdeki üzüntü git gide öfkeye dönüşüyordu.Yumruklarımı sıkarken avcuma batan tırnaklarım içine gömülüyordu adeta.
-O siktiğimin piçlerine gününü göstereceğim.Bunun bedelini ödeyecekler.
Jisoo ve Rose gözleri büyümüş ve şaşırmış bir şekilde bana bakıyorlardı.Nolursa olsun bunun bedelini ödetmek o an kafamdan geçen tek şeydi.
-Jennie,lütfen biraz sakinleşmeyi dener misin?Bize ne olduğunu anlatırsan belki bir çöz-
-Selam!
Hassiktir.Hassiktir hassiktir hassiktir Lisa geldi.Arkam ona dönüktü ve kapıdan içeri giriyordu.Henüz hiçbir şeyden haberi yoktu ve ona ne diyeceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu.Ona söyleyemezdim buna gücüm yetmezdi.Barajdan boşalırcasına akan gözyaşlarımı geri çekmek için var gücümle savaştım.Belli etmeden gözyaşlarımı sildim fakat çoktan kızarmış ve şişmişti.Ona yüzümü dönemiyordum.
-Neden herkes ruh görmüş gibi bakıyor?Neler oldu çıkarın ağzınızdan baklayı.
Rose ve Jisoo zorla bir gülümseme çıkarttılar.Derin bir nefes aldım ve arkamı döndüm.Gözlerim Lisanınkilere değdiği zaman yüzündeki gülümseme söndü.Adımlarını hızlandırıp yanıma koşarcasına geldi.
-Neden ağladın,ne oldu Jennie?!
Kimse bir şey söylemeye cesaret edemiyordu.Odayı Lisanın çaresiz soruları ve gecenin uğultuları dolduruyordu.
-Neden kimse bir şey demiyor?Konuşsanıza!
Bu kez bağırmıştı.Gözleri elimdeki kağıda ulaştı.Birden elimden çekip aldı.
-Lisa du-
Kağıdı almak için uzandığım elimi geri itti.Açıp okumaya başladı.Gözlerini izledim.Satırları okurken hareketlerini izledim.Her satır okuduğunda gözleri biraz biraz doluyordu.O an kendimi camdan atmak istedim.Okumayı bitirdiğinde yere baka kaldı.Derin bir iç çekip hafif dolu gözlerini ovaladı.Kafasını kaldırıp bana baktı.Gözlerim pancar gibi şişmişti ve ağlamaktan telef olmuştu.Yüzüme baktığı zaman utancımdan kafamı yere gömercesine eğdim.Ona bakmaya yüzüm yoktu.Elleriyle çenemden tutup kafamı kaldırdı.Hafif bir tebessüm etti.
-Bakıyorumda birileri benim için üzülüyormuş.
Anlamamış bir şekilde yüzüne baktım.Hala gülümsemesi duruyordu.
-Üzülme Jennie.O orospu çocuklarının seni gömmesine izin veremezdim.Hak etmişlerdi,dedi alaycı bir şekilde.
Dediği her kelimede biraz daha ağlıyordum.Dışarıdan görseniz sümükleri şelale olmuş hıçkıra hıçkıra ağlayan 12 yaşında bir kız çocuğu sanabilirdiniz.Lisa kağıdı elinden bırakıp beni kendine doğru çekti ve bağırsaklarımı çıkartabilecek bir güçle bana sarıldı.Kafamı omzuna koyup daha çok ağladım.Ben ağladıkça daha sıkı sarılıyordu.Sarılması dünyanın en güzel şeyi falan olabilirdi ama biraz daha devam ederse sanırım ciğerlerimi ağzımdan çıkaracaktım.Kulağıma doğru hafif fısıldar gibi seslendi.
-Daha fazla ağlamanı istemiyorum bayan yanak.Merak etme,biraz tatile çıkıp geleceğim.Benden daha iyisini bulamazlar o yüzden geri döneceğim.Hem seni burada böyle bırakamam değil mi?
Kalbimin üstünde ağırlık hissediyordum.Bir fil oturmuş gibiydi.Kafamı saçlarına gömüp gözlerimi kapadım.2 dakika boyunca o şekilde kaldıktan sonra beni kendinden uzaklaştırdı.Gözyaşlarımı sildi ve tekrar gülümsedi.
-Eh,sanırım hazırlanmam lazım.
Jisoo ve Rose'ye dönüp onlarada sarıldı.Çoktan her ikisininde gözleri ağlamaktan şişmişti.Ağır bir drama dizisinin çekimlerinde gibiydik.Her ikisine de sarıldıktan sonra gözleri üçümüzün üzerinde gezdi.
-Ben yokken sakın yerime başkasını almayın,fena bozuşuruz.
Eşyalarını toplarken içindeki burukluğu görebiliyordum ama bize belli etmemeye çalışıyordu.Çantasından ne olduğunu bilmediğim bir şey çıkardı.Ayağa kalkıp bana yöneldi.
-Al,bu senin.Ben yokken buna iyi bak.Geri döndüğümde alırım ona göre.
Elinde tüylü ufak bir peluş kedi duruyordu.Gülümseyerek bana bakıyordu ve almam için elini bana doğru uzattı.Zaten her an bayılmak üzere olan beni sanki daha çok ağlatmak istiyor gibi neden bunu veriyordu.Elinden alıp üstüne atladım ve bu sefer ben tüm gücümle sarıldım.
-Eğer böyle sarılmaya devam ederseniz sanırım Lisa yarına anca gidebilir.
Jisoo'nun espirisi hepimizi güldürmüştü.Çantalarını son kez gözden gezdirip sırtına yükledi.Eline bavulunu aldı.Gitmemesi için elini kapıya kelepçelemek istiyordum.
-Sonra görüşürüz,beni çok özlemeyin, dedi gülerek.
Kapıdan çıkarken gözlerime baktı.Yeşil gözlerine bakarken donup kaldım.Son kez tebessüm etti ve kapıyı kapattı.
yorumistiyorumyorumistiyorumyorumistiyorumyorumistiyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Life is live • Jenlisa
Teen FictionEn çok yapmak istediğin şey ile en çok yaptığın şey nedir?Jennie bunun farkına vardığında işler çıkılmaz bir hal alıyor. JENLİSA#1