karantina beni bunalıma soktu bıktım artık amk neyse iyi okumalar
OY VE YORUM İSTİYORUM YEMİN EDERİM ATMAM BÖLÜM
___________________
-Mesafe koymaktan kastın ne Lisa!
Sesimin kırılmasını umursamayarak bağırdım. O ise bütün soğukluğunu koruyarak cevap verdi;
-Birbirimizden uzak durmalıyız diyorum. Üzgünüm Jennie,ancak buraya kadar olan bütün uğraşlarımı bir gençlik hevesi yüzünden kaybetmeyi göze alamam.
Gözlerim belli belirsiz yaşlarla dolarken kalbimin üstündeki ağırlık çökertecek derecede acıtıyordu. Bir gençlik hevesi mi? Bu kadar basit miydi yani onun için? Sadece basit bir heves.. Sakinliğimi her ne kadar korumaya çalışsam da sıktığım ellerimdeki tırnaklar çoktan derime nüfuz ediyordu. Ancak kestiği elimin acısı,kalbimin acısının yanında bir hiçti. Ben bu durumdayken Lisa ise boş ve mimiksiz bakışlarla yere bakıyordu.
Aklıma söyleycek bir söz gelmiyordu. Donup kalmıştım. Ne söylenebilirdi ki zaten? Daha fazla konuşmaya gerek var mıydı? Lisa sadece sevmekten korkan kendini düşünen duygusuz bir kalpsizdi. Onu bugüne kadar çok iyi tanıdığımı sanırdım. Bu yüzünü asla görmemiştim. Bedenimi güçlükle taşıyan ayaklarımı odadan çıkmak için son bir kez zorladım. Çıkarken bile belki bir şey söyler umuduyla bekliyordum. Ama tabi ki böyle bir şey olmayacaktı. Tek yapabildiğim kapıyı tüm gücümle çarpmak oldu.
Kapının çarpma sesini duyan Rose ve Jisoo koşarak geldi. Ellerimden akan kanı gören ikisi dehşete düşmüşcesine bağırdı. Ne olduğunu ardı ardına sorarlarken ağlamam daha da şiddetlenmişti.
-Rose,onu odasına götür. Girişte ilk yardım malzemeleri var. Elini sar,ben geleceğim.
Rose beni götürürken Jisoo ise Lisa'nın odasına girip kapıyı sertçe kapatmıştı. Ne konuşacaklarını merak etsem de beni peşinden sürükleyen Rose gitmeme asla izin vermezdi. Ellerimi sarmaya başladığında elimin acıdığını o an hissettim. Ancak hala yetersiz geliyordu. Bir yandan ağlamamam için beni teselli ederken,öbür taraftan neden ağladığımı soruyordu. Hıçkırmaktan zor nefes alırken şu an bunu anlatmak için hiç halim yoktu Rose,üzgünüm.
Lisa gerçekten beni yıkmıştı. 40 yıl düşünsem böyle bir şey yapacağı aklıma gelmezdi. Kendini bu kadar düşündüğünü bilmiyordum. En azından bana değer verdiğini sanıyordum. Meğerse gerçekten dediği gibiymiş; "geçici bir heves".
-Rose,gerçekten şu an konuşmak istemiyorum. Lütfen rahat bırak. Sadece uyumak istiyorum.
-Peki sen bilirsin. Ama uyuyacaksın bak. Ağladığını duyarsam ömür boyu gitmem.
Zoraki bir tebessüm verdikten sonra odadan çıkmasını izledim. Ağlamak istiyordum ama ömür boyu başımdan gitmeyen bir Rose daha kötü olabilirdi. Derin bir iç çekerek yorganın içine daha da sindim. Dizlerimi kendime çekip gözlerimi kapattım. Hiçbir şey düşünmek istemiyordum,her ne kadar imkansız olsa da. Ben kafamı boşaltmaya çalışırken içeri Jisoo geldi. Yalnız kalmaktan ne anlıyordu bunlar?
-Rahatsız ettiğim için üzgünüm Jennie,ancak konuşmamız gerek.
Jisoo bir şeyi gerekli gördüyse genelde bu önemli bir şey olurdu. Yatağımda doğruldum,o da yanıma oturdu.
-Lisa sana tam olarak ne söyledi?
Adını duymamla içimde hem hüzün hem nefret orantılı yükseldi.
-Ceonun söyledikleri yüzünden benimle arasına mesafe koymak istediğini,geçici bir gençlik hevesi yüzünden kariyerini batırmak istemediğini falan. Korkak köpek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Life is live • Jenlisa
Genç KurguEn çok yapmak istediğin şey ile en çok yaptığın şey nedir?Jennie bunun farkına vardığında işler çıkılmaz bir hal alıyor. JENLİSA#1