Harry gittikten sonra kendimi bir çukurda hissediyordum. Evde deprem olmuşçasına çığlıklar atıyor, acımı dindirmeye çalışıyordum. Uzun bir süre öylece yerde oturdum ama kısa bir süre sonra da gülmeye başladım. Neden güldüğümü bilmiyordum. Bir yandan gülüyordum bir yandan da etraftaki her şeyi devirmeye başlamıştım. Salonda duran büyük aynayı iki elimle kırdım. Ellerimin acısını umursamadan devam ettim. Hala gülüyordum sanırım delirdim. İşin tuhafı gözümden yaşlar akıyordu. Kırdığım şeyler ellerimi parçalamıştı. Eve hırsız girse bu kadar dağıtamazdı. Bulduğum tüm antikaları duvara fırlattım. Süs olarak duran çiçekleri ise, parçalayarak yere attım. Odama çıkmalıydım. Yoksa çok daha kötülerini yapacaktım.Odama çıkmak için merdivenlerin başına geldim. Başım dönerken çıkmakta zorlanıyordum. Aniden ayağım boşluğa geldi ve bedenim yavaş yavaş yerle temas ediyordu. İşin kötüsü kafamı merdivenin basamaklarından birine çarptım. Kafamda oluşan ağrı ve sıcaklık gözlerimi kapatmaya zorluyordu. Elimi kafama götürdğümde oluşan sıvı beni korkutuyordu. Elimi kendi gözlerimin önüne getirdiğimde ise, akan sıvının kanım olduğunu anladım.
Şuanda beynim eriyordu. Acıyordu. Fakat bilincim kapanmaya hazır olduğu için sanki acıyı yok ediyordu. Kendimi daha fazla tutamıyordum. Bu yüzden gözlerimi yavaşça kapattım ve dünya ile bağlantımı kestim.
Zayn'in Ağızından
Spor salonunda yaptığımız antreman beni yormuştu. Eksik etmemem gereken spor aktivitelerim, bana çok iyi geliyordu. Bu vücut kolay kazanılmıyor sonuçta. Eve dönerken Bella'yı bu akşam dışarı çıkarma fikrinin iyi olacağını düşündüm. Zavallı dışarıdaki hayatı görmeyeli uzun zaman olmuştur. Arabayı evin önünde durdurdum. Hızlıca inip eve doğru yürüdüm. İçeri girdiğimde ev sessizdi. Bella büyük ihtimalle odasındaydı. Ama onu merdivenlerin başında kanlar içinde yatarken bulmayı planlamıyordum. Hızlıca yanına gittim ve onu kollarımın arasına aldım.
''Bella uyan lütfen!''dedim deneyerek ama hiçbir işe yaramadı. "Bella?" Yine olmadı.
Hızlıca üzerimdeki gömleğin kol kısmında ki kumaşı yırttım ve kafasına bastırdım. Cebimdeki telefona ulaştığımda hemen Liam'ı aradım.
''Zayn?!''
''Hemen gelmelisin Liam!'' diye gürledim.
''Bir sorun mu var?''
''Bella... Bella yaralanmış çabuk ol!''
''Tamam hemen geliyorum!''
Telefonu kapatıp tekrar cebime koydum. Korkuyordum. Ona bunu kim yapmış olabilir? Her kim yaptıysa onu annesinin önünde becerecektim. Liam'ın gelmesini beklerken kafasına buz koymak aklıma geldi. Beyin kanamasını önlerdi. Ama ne kadar zamandır böyle olduğunu bilmiyorum. Umarım buzu koymak için geç kalmamışımdır.
Kapının zili çaldığında Bella'yı tekrar yere yatırdım ve kapıya koştum. Kapıyı açtığımda Liam'ı derin nefesler alırken gördüm.
''Nerde?''
''İçerde." diyerek işaret ettim.
''Tamam hemen onu al gel."
''Tamam." dedim ve tekrar Bella'nın yanına gittim. Yerden kucağıma aldım ve hızlıca arabaya koştum.
***
Kısa süre içinde hastaneye varmıştık. Liam bizden önce arabadan indi ve bizim kapımızı açtı. Bella'yı kendi kucağına aldı ve bende hızlıca arabadan indim.
''Sedye istiyoruz... Çabuk!" diye bağırıp duruyordum. Çok geçmeden bir kaç hemşire ve doktor bir sedyeyle geldi.
Liam Bella'yı sedyeye yatırdığında hızlıca sürmeye başladık. Elim Bella'nın elini tuttu. Beni şaşırtan Bella'nın elide benim elimin üstüne geldi. Gözleri yavaşça açıldı.
''Harry." Lanet olsun hala onu seviyor.
''Korkma Bella ben burdayım." dediğimde ağlamaya başladı.
''Z-Zayn...çok acı-yor.'' Benimde gözlerim dolmaya başlıyor.
''Geçecek... Sana söz veriyorum geçecek.'' Tekrar gözleri kapandı. Ameliyathanenin önüne geldiğimzde Bella içeri girdi ama bir hemşire bizi durdurdu.
''Siz giremezsiniz. Lütfen burda bekleyin." Buna karşılık ayağımı sinirle yere vurdum. Kafayı yemek üzereydim. Bu kız nasıl bu hale geldi?
Uzun bir zamandır ameliyathanenin önünde bekliyorduk. Ben yere çökmüş ağlıyordum. Liam beni sakinleştirmek için her şeyi deniyordu, ama bir işe yaramıyordu. Çok geçmeden bizim çocuklardan Louis ve Niall'ı gördüm. Liam bana destek vererek ayağa kalkmamı sağladı. Sersemleşmiş durumdaydım ve berbat göründüğüme emindim.
''Zayn lütfen sakin ol." dedi Louis.
''Elimde değil! Görmeliydiniz; o kafası kanlar içinde yerde yatıyordu." Ağlamak zorunda mıydım?
''Merak etme Bella güçlü bir kız. Üstesinden gelir." Niall zorda olsa gülüyordu.
''Yüce Tanrım, kabus gibi.'' dedi Liam. Çocuklara baktığımda bir eksiklik olduğunu fark ettim. Aklıma bir kişinin olmadığı geldi.
''Harry nerede, Louis?''
''Bulamıyoruz. Aradım ama telefonu kapalı. İki gündür ortada yok.'' dediğinde iç çektim.
''Belli ki Bella'nın yokluğunu başka kızlarla dolduruyor.'' dediğimde Niall karşı çıktı. "Yapma Zayn! Harry'i bilmez misin? Sinirlendiğinde ve üzüldüğünde kimseye haber vermeden ortadan kaybolur. Kızı da bırakmış zaten."
''Evet ama--lanet olsun!'' dedim ve saçlarımı karıştırdım. "Sonuçta o duygusuz bir piç. Bana kimse onu savunmasın." diyerek karşı çıktım. Birden Liam'ın şaşkın bakışları dikkatimi çekmişti.
''Ne oldu Liam?''
''Şeyhh... fark ettin mi bilmiyorum ama, senin ev çok dağınıktı. Sanki evde deprem olmuştu. Aynaların, antika eşyaların hepsi parçalanmış ve kırılmıştı. Acaba Bella bunu kendimi yaptı yoksa birisi ona zarar mı verdi?'' İşte Liam'ı bu yüzden seviyorum her şeye dikkat ediyordu.
''Bunu dikkate almalıyız ama şuan değil.'' Bir anda doktor ameliyathaneden çıktı ve bize yaklaştı. Ben ise doktorun dibine girdim.
''Durumu nasıl doktor?''
''Açıkçası kafasında bir çatlak var ve aynı zamanda çarpmanın kuvvetiyle beyin sarsıntısı geçirmiş. Ama bizim için şuan kafasındaki çatlak çok önemli. Çünkü bu onu ölüme sürükleyebilir.'' Bayılmamak için kendimi zor tutuyordum. Louis hemen devam ettirdi.
''Peki şimdi ne yapacağız doktor?''
''Öncelikle hemen kan bulmalıyız. Hastanın kan grubu B negatif." Lanet olsun bende B'yim, ama pozitif.
''Benimki B ama pozitif." dediğimde Niall hemen kafasını bana çevirdi.
''Aramızda tek bir kişinin kan grubu B negatif o da... Harry." demesiyle hepimizin ağzı açık kaldı ve doktor devam etti. Verir miydi? Vermezse ben onun içini açıp kanı alırım.
''O zaman o arkadaşınızı hemen bulun ve buraya getirin,aksi taktirde hastann kaybettiği her dakika onu ölüme sürüklüyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satılık : Karanlık Günler [h.s]
FanficHataların olduğu, yalanların dokunduğu, yanlışların yapıldığı, ihanetin sarstığı,sevgisizlikten öldürülmüş, kaderlerin zarar görmüş olduğu, gerçeklerin ortaya çıktığı bir hikaye. Karanlığın tek gerçek hikayesi!