Mavi Ay

695 77 13
                                    

Bölümün kapısına resmen ışınlanmıştım. Ders başlamak üzereydi ve kaçıracak olmam umrumda değildi. Dışarı çıktığımda soğuk hava yüzümü bıçak gibi kesti. Doğa ile birlikte öldüğümü hissediyordum. Keşke silinip gitseydim.

Önü çimler ve seyrek ağaçlıklarla süslenmiş olan bölümlerin önünden geçiyordum. Biri omzumu tutup beni durdurdu. Arkama döndüğümde Deran’ı görünce çok şaşırdım. Bunca yolu koşup mu yetişmişti bana? Nefes nefese görünmüyordu. Arkamdan geldiğini de hissetmemiştim.

“Doğay yanlış anladın.” dedi bana. Kolunun altından sıyrılarak kendimi geriye çektim.

“Gayet doğru anladım. Sen benimle oynuyorsun. Bir daha asla yüzünü görmek istemiyorum.”

Arkamı dönüp gitmek üzereydim ki beni kolumdan tutarak durdurdu.

“Nasıl beni dinlemezsin?” Kaşlarını çatmıştı. Biraz şaşkın biraz da sinirli görünüyordu.

“Anlamıyorum. Neyini dinleyecekmişim. Sen kendini ne sanıyorsun. Ünlü oldun da adam mı oldun?”

Sesim biraz daha yükselmişti. Yoldan geçmekte olan birkaç kişi bize bakıyordu.

“Doğay beni kırıyorsun.”

Gözleri beni esir alıyordu. Tekrar etkisine kapılıp gitmekten korkuyordum. En iyisi hiç bir şey söylemeden çekip gitmekti. Ama kolumu bırakmıyordu.

“Doğay senden çok hoşlanıyorum.”

“Neyimden hoşlanıyorsun?" Diye isyan ettim. "Yaralı bir kalbi daha fazla kanatmaktan mı hoşlanıyorsun?”

“Benden etkilenmiyorsun. Bu da beni sana çekiyor.”

Ben mi ondan etkilenmiyordum? Birkaç haftada hayatımın odak noktası olmuştu.

“Git ve sana yalakalık yapan diğer kızlarla beraber ol.”

“Anlamıyorsun. Yıllarca bir sürü kızla beraber oldum. Gerçek bir şeyler yaşamak istiyorum. Hislerim yalan söylemez. Çevremde olman bile beni çok etkiliyor. Sen uzağımdayken acı çekiyorum.”

“Yalan söylüyorsun.”

“Gözlerimin içine bak.”

Gözlerine baktım. Yine o bakışlar. Barlas’ta da olan o aldatıcı bakışlar.

“Gözlerin yalan söylediğini biliyorum. İstersen kalbine bakayım.”

Elimi kalbinin üzerine koydum. Gerçekten vücudu taş gibi sertti. Daha hiçbir atım hissedemeden elini kolumun yeninden tutup uzaklaştırdı. Şok içinde suratına baktım. Kalbim göğüs kafesimin içinde kanıyorcasına acı çekiyordum.

“Ne oldu? Neden korktun? Sana dokunmamdan bile hoşlanmıyorsun.”

Cevap veremedi. Gerçekten üzgün görünüyordu. Tekrar kolumu yakalamadan oradan uzaklaştım.

Olanları anlamaya çalışıyordum. ‘Benden etkilenmiyorsun.’ demişti. Herkesin ondan etkilenmesini istiyordu. Herkes yalaka olsun istiyordu. Bir daha asla ona yaklaşmayacaktım. Yine de ona dokunmama izin vermemesi beni çok kırmıştı. İnsanlara karşı nefret doluydu bu belliydi. Yine de ben ona ne yapmıştım da beni basit bir kız olarak algılıyordu? Bunu hak edecek ne yapmıştım?

Hafta sonu düşünmek için çok vaktim olacaktı. Her zaman yaptığım gibi kendimden ne kadar nefret ettiğimi düşünecektim. Bir sonraki wicca çalışmasının pazar günüydü.  Bu da biraz dikkatimi dağıtmıştı. Tabii bir de Deran'ın cumartesi günü attığı mesajın aklımı çelmemesi için mücadele veriyordum.

Kara AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin