20 ∞ SİYAHTAN DAHA KOYU

1K 76 5
                                    

10K için teşekkürler..❤️😍

🍷 ∞

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🍷 ∞

Endişeyle etrafıma bakındım. Bir saniye sonrasında Anson hemen önümdeydi. Ancak gözlerim ona bakmamakta oldukça kararlıydı. Çok kızacağını hissedebiliyordum.

Eli dirseğimi kavradığında başım aşağı düştü. Giydiği siyah botları şimdi görebiliyordum. Hızla beni kendine çektiğinde bedenim bedenine çarptı.

Alıp verdiği nefesler kulağımdan boynuma doğru akıyordu. Bacaklarımın titrememesi için birbirine bastırdım. Soğuk parmakları çenemi kavradı ve başımı yukarı ittirdi. Gözlerim bana ihanet ederek onun katran karası gözlerini buldu. Sertçe yutkundum, kaşları çatıktı.

Diğer eli belimi sardı. Bedenlerimiz arasında hiç boşluk olmamasından faydalanarak ellerimi göğsüne koydum. Çatık kaşları bir an düzelir gibi titrese de eski halini korumaya devam etti.

"Leria." diye cümlesine başladığında işaret parmağımla göğsünde daire çizmeye başladım. Bu hareketlerimin onu biraz olsun yumuşatmasını diliyordum.

"Cidden bunu yaptın mı?" diye sorduğunda kirpiklerimin ardından gözlerine baktım. Dilediğim gibi olmuş, çatık kaşları düzelmişti. İç çekerek göğsünde yaptığım işe geri döndüm. "Evet."

Çenemdeki eli yanağıma kaydı ve avucuyla yanağımı kapladı. Gözlerim kapandığında tenimi okşamaya başlamıştı. "Ne kadar endişelendiğimden haberin var mı senin? Dünyadaki varlığın silinmiş gibiydi, nereye gideceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu, anlayabiliyor musun? Ne oldu burada?"

Birkaç dakika öncesinin anılarını zihnimi talan ettiğinde dudaklarımı birbirine bastırdım. O an korkunun beni ele geçirmesine izin vermemiştim ancak tazelenen anılarım ne kadar korkunç bir durumda olduğumu vurgulamıştı. Kollarımdan aşağı inen soğuktan uzaklaşmak için kollarımı Anson'ın gövdesine doladım. Başımı boynunun girintisine yerleştirdiğimde bedeni kasıldı. Şaşırmış gibiydi.

Ancak kollarını bana sardığında derin bir nefes aldığını işittim. Kasılan bedeni de gevşemişti. Burada daha fazla durmak istemiyordum. "Eve gidebilir miyiz?"

Mırıltım normal bir insanın zorlukla duyabileceği düzeydeydi. Anson bir kolunu dizlerimin arkasından geçirip diğer koluyla sırtımdan desteklediğinde artık kucağındaydım. Bir kedi gibi iyice kıvrıldım. Anson vampir hızından azını kullanarak beni eve götürdü. Ancak geldiğimiz ev benim değil, onun ormandaki villasıydı.

Kucağından inmek için bir hamle yaptım ama Anson bu hamlemi kolayca savuşturdu ve beni kollarında taşımaya devam etti. Homurdanarak beni bırakmamasından yakındım ama göründüğünün aksine bu durumdan oldukça memnundum. İçeri girdik ve merdivenlere yöneldik. Bir odanın kapısını açtığında birkaç hafta önce uyuduğum oda olduğunu anladım.

ZAİL • ateşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin