3 ∞ KARMAKARIŞIK

3.4K 181 79
                                    

Sana asla zarar vermem.

Sana asla zarar vermem

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•🍷

Etrafımdaki sesleri buğulu bir camın altından duyuyordum. Birkaç saniye sonra bir arabada sallandığımı fark ettim. Kirpiklerimi birbirinden ayırmak için olağanüstü bir güç harcarken, arabanın içinde hararetli bir tartışma sürüyordu.

Kirpiklerim sonunda birbirinden ayrılarak bana küçük bir görüş alanı verdiklerinde etrafımı inceledim. Başım birinin kucağındaydı. Bakışlarım yukarıya tırmandığında, Will ile karşılaştım. Kafamı kucağına yatırmış, önüne bakarak sinirle dudaklarını oynatıyordu. Arka koltukta uzanıyordum.

Bakışlarım bu sefer de ön tarafa kaydı. Şoför koltuğunda, direksiyonu hakimiyeti altına alan biri oturuyordu. Bu, Anson'dı. Bu araba kimindi? Nereye gidiyorduk? Dikiz aynasından göz göze geldiğimizde kalbimin yorgun bir çırpınış içinde olduğunu hissettim. Lav rengi harelerini kaplamıştı. Oysaki kahverengi olduklarına emindim. Şaşırmaya fırsat bile bulamadan zihnimin karanlığa çekildiğini hissettim.

Fısıltısı, vücudumun her bir odacığında yankı yaptı. "İyisin."

∞ 

Bilincimi geri kazandığımda ilk hissettiğim şey, sırtımın yumuşak bir yüzeyde olduğuydu. Olduğum yerde daha da küçülmeye çalışarak bulduğum sıcaklığa tıpkı bir kedi gibi sokuldum. Tekrar uykuya dalmayı beklerken beynim uykuyu geri itti ve gözlerimi açmaya zorladı.

Huysuz bir şekilde açılan gözlerimle etrafıma bakındım. Yabancı bir yerde olduğum kesindi, başkasının yatağında uzanıyordum hemde! Aniden doğrularak ayağa kalktım. Odada benden başka kimse yoktu. Üzerimde sabah giydiğim kıyafetler vardı. Boydan boya camla kaplanmış duvara hayretle baktım.

Küçük ama hızlı adımlarla camın önüne gelerek dışarıyı incelemeye başladım. Büyük ve yeşil ağaçlarla çevrelenmiş olmamız, ormanın içinde olduğumuzu gösteriyordu. Kocaman açılmış gözlerimle aşağıya baktım. Yuvarlak ve orta büyüklükte su dolu bir havuz vardı. Su sıcak olmalıydı, fokurduyordu. Bu soğuk havada sıcak suyu nereden getirtmişlerdi?

Ah doğru, yer altı! Hayran bakışlarım etrafta geziniyordu. Görünüşe göre bir villanın içindeydim. Arkamda kapının açılıp kapanma sesini duyduğumda dönerek kimin geldiğine baktım. "Uyanmışsın." diyerek yanıma geldi.

Kıpkırmızı gözlerine bakmamaya çalışarak, "Neredeyiz?" diye sordum. O benim aksime gözlerini üzerimden çekmiyordu. "Benim evimdesin. Beğendin mi?"

Çok. Düşüncemi kendime saklamayı tercih etsem de yüzünde yamuk bir gülümseme oluştuğunu gördüm. "Will nerede?" sorduğum soruyla yüzündeki gülümseme kayboldu. "Gitti."

Kısa cevabıyla kaşlarımı çattım. "Tamam ama nereye? Will beni bırakmaz." alaylı bir tavırla ağzının içinde, "Sen öyle san." diye homurdandı. Onu takmayarak, "Beni ona götür." dedim.

ZAİL • ateşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin