11 ∞ KURT ADAM

1.7K 104 8
                                    

∞ 🍷

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

∞ 🍷

Sonraki gün uyandığımda daha iyi hissediyordum. En azından kulaklarımda yankılanıp duran sesler gitmişti.

Pazar günüydü ve benim için pazar günleri aylaklık yaptığım günlerdi. Tüm gün yatağımın içinde yarım kalmış dizilerimi ve filmlerimi izler, tek besin kaynağım da -kahvaltı hariç- abur cubur olurdu.

Ve bu pazarda onlardan farksız geçti. Pazartesi geldiğinde okula gitmek için hazırlandım ve yola koyuldum. Dersin başlamasına biraz daha vardı. Sırama yerleştiğimde önümdeki kızların okula yeni gelecek çocuklardan bahsettiğini duydum.

Önümdekinin omzunu dürttüm. "Kimmiş bunlar?"

"Bilmiyoruz ki, okulları yıkılmış mı ne olmuş, öğrencileride çevredeki okullara dağıtmışlar. 10 tanesi bizim okula geliyormuş. İçlerinde üç tane son sınıf öğrencisi var." dedi sonunda göz kırparak. Ah, şimdi anlaşılıyordu. Gözlerimi devirdiğim sırada kız dudaklarını büzdü. "Ama bizim sınıfımıza bir tane bile vermemişler. Benciller."

Zilin çalmasıyla birlikte konuşmasını kesti ve önüne döndü. Bakışlarım sınıfta dolaşarak Will'i ve Anson'ı aradı ancak ikisinide göremedim. İlerleyen dakikalarda hoca sınıfa girip ders anlatmaya başladı. Sınıfın kapısı açıldığında dersi bölmek zorunda kalmıştı.

İçeriye giren iki tane kızgın boğadan farksız Will ile Anson'ı gördüğümde kaşlarımı çatarak onları izledim. İkiside yerlerine yerleştiğinde gözlerim yanıma oturan Anson'daydı. Bay Chris ders anlatımına kaldığı yerden devam ettiğinde hafifçe Anson'a döndüm. "Sorun ne?" diye fısıldadığımda zeytin gibi kararmış gözleri beni buldu.

"Pezevenk herifler buraya gelmişler."

"Onlar kim?" diye sordum gram anlamamış bir halde. "Şu okula yeni gelen veletler yok mu," dedi, sesi fazla yüksek çıktığı için herkesin bakışları ona dönmüştü. Profesör kaşlarını kaldırarak Anson'a baktığında Anson özür dileyen bir hareket yaptı.

Kısa süre içerisinde herkes önüne dönmüştü. Devam etmesi için gözlerimi Anson'a diktiğinde bu sefer kulağıma yaklaşarak fısıldadı.

"Yeni gelenlerin hepsi kurt adam. Pislik herifler, ittifakı bozmaya çalışıyorlar kesin." Ben daha kurt adam cümlesinin gerçekliğinin ağırlığı altında eziliyorken Anson bir şeyler anlatmaya devam edince sözünü kestim. "Kurt adam mı?"

Heyecanla sorduğum soruya karşılık kaşlarını çattı. Bakışları göğsümle yüzüm arasında gidip geldi. "Evet de, kalbin niye bu kadar hızlı atıyor senin?"

Ellerimi birbirlerine kenetledim. "Kurt adamlara bayılırım. Bilirsin, Teen Wolf falan. Hele Derek..." hayranı olduğum ikinci bir şeyin gerçek olmasının hazzını yaşıyorken Anson çenemden tutarak hayal dünyamdan çıkmamı sağladı. "Derek mi her ne şerefsizse..." dedi ve birkaç saniye duraksadı. "Bak Leria, bu adamlar ne izlediğin filmlere ne de hayal ettiğin tiplere benzerler. Tam bir kokuşmuş çöp tenekelerinden ibarettirler. İnan bana, tanışmak bile istemezsin."

Biraz hevesim kaçmış bir halde ona baktım. O kadar vasat olamazlardı değil mi?

Teneffüs zili çaldığında neredeyse herkes dışarı fırlamıştı. Onların peşinden bahçeye çıkarken Anson da Will ile birlikte hemen arkamdaydı. Bahçeye çıktığımda bir grup kızın daire oluşturduklarını görerek o tarafa ilerledim. Sadece ucundan bakacaktım, o kadar.

Dairenin içine girebilmek için kızları ittim ve sonuca başarıyla ulaştım. Gördüğüm kişiler ise ağzımı bir karış açmamı sağlamıştı. O kadar düzenli ve bakımlı görünüyorlardı ki Anson'ın bunlardan bahsettiğine inanamadım.

Kızlar çocuklarla tanışırken içlerinden biri ışıldayan gözlerimi fark ederek önüme geldi. Hafif esmere çalan teni ve alnına dökülmüş kumral saçları vardı. Ela rengindeki gözlerine bakmaktan kendimi alamadım. O ise sempatik bir gülümsemeyle elini uzattı. "Merhaba, Adım Rich."

Kendimi toparlayarak elini tuttum. "Eliane ya da Leria. Genelde Leria'yı tercih ederler." Kaşlarını kaldırdı. Oldukça düzgün bir aksanla Eliane'i telaffuz ettiğinde şaşırmadan edemedim. Fransız aksanını nereden bildiğini merak ettim. Mırıldanarak ismimin anlamını da dile getirdi, gözleri değişik bir buğulanma içerisinde üzerimde dolaşıyordu. "Güneşin kızı."

Ancak fazla uzun sürmemişti.

Anson'ın yanımda dikildiğini fark ettiğimde Rich ile benim bakışlarım ona dönmüştü. Anson dik bakışlarını Rich'e yöneltmişti. Rich alay dolu bir gülümsemeyi yüzüne yerleştirdi. "Ah, ne büyük tesadüf. Babasının biricik varisi de buradaymış."

Anson kendini kasmadan kollarını göğsünde birleştirdi. Biraz sonra etrafımızdaki herkes gitmişti. "Değil mi, sevimsiz kuçu kuçu."

Bir anda gelen gülme isteğimi bastıramadığımda Anson'ın daha da keyiflendiğini hissettim. Rich başını eğdi. "Sen ve kokuşmuş esprilerin Anson, hiç değişmiyorsunuz."

Ardından başını kaldırdı ve bana göz kırptı. "Görüşmek üzere, Eliane."

🍷
BÖLÜM SONU.
15.09.2020

Instagram: nesralin
Twitter: nesralina

ZAİL • ateşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin