5 ∞ DAĞDAKİ EV

2.7K 149 26
                                    

Buraya gelmemeliydin küçük kız.

Buraya gelmemeliydin küçük kız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🍷

Yatağımda uzanmış, geniş tavanı seyrediyordum. Babam evde olmadığı için yalnızca anneme yalan söylemiştik. Eve gelmemiz okulun çıkış saatine denk geldiği için şanslı sayılırdık.

Will beni bıraktıktan hemen sonra kaçtığı için yaklaşık bir saattir yatağıma uzanmış öğrendiklerimi sindiriyordum. Başıma ufak bir ağrı saplandı ki, bu ağrıyı çok iyi tanıyordum. Yerimden kalktım, zihnimdeki sesi dinliyordum. O gün babamın odasında bulduğum adrese gitmemi söylüyordu. İyi de orada ne yapacaktım?

Sorgulamama fırsat vermeden harekete geçen ayaklarımla şaşıramadım bile. Birileri zihnimle oynamayı çok seviyordu anlaşılan.

Odamın kapısından çıktım, boş bakışlarım direkt olarak önüme odaklanmışlardı. Birbir ardına sıralanan adınlarımla merdivenlerden inerek dış kapıya geldim. Annemi görmemiştim, belli ki odasındaydı. Siyah yarım botlarımı ayağıma geçirip hız kaybetmeden ilerlemeye devam ettim. Önünden geçerken bile irkildiğim ormana güneş batarken giriyordum ancak bu bedenimde tek bir korku parçacığını bile harekete geçirmemişti. Ne yapacağını biliyor gibiydi.

İlerlemeye devam ettim, koşularımın yararı olsa gerek hızlı yürümüş olsam bile kaslarım sızlamıyordu. Daha önce görmediğim bir dağ yoluna girdim. Burada çok fazla yürümeden taşlı bir patikaya girdim. Bu tanıdık harita babamın odasında bulduğum adrese ait olmalıydı. İyi de, neden ölen bir kızın evine gidiyordum? Ya da daha doğrusu, götürülüyordum?

Evimden oldukça uzaklaşmış olmalıydım, hava kararmaya yüz tutmuştu; kendisi için ayrılan birkaç dakikanın sonlanmasını bekliyor gibiydi. Göğün kızıl rengini izlemeye bayılan ben, şu anda kattığı gerginlikten ötürü ona sövmek istiyordum.

Sonunda aklım da bedenim de bana geri döndüğünde derin bir nefes alarak etrafımı inceledim. Olabildiğince sessizdi, birkaç metre önümde 3 katlı bir ev vardı. Camları siyah perdeyle örtülmüştü, ikinci kattan birinin baktığını hisseder gibi olup başımı kaldırdığımda kimseyi görememem hem rahatlamama hem de irkilmeme neden oldu.

Tanrı aşkına, burada ne arıyordum?!

Diken diken olan tüylerimden ve aniden esen rüzgardan kurtulmak için avuç içlerimi kollarıma sürttüm. Azda olsa ısınmanın getirdiği rahatlama ağaçların ötesinden duyduğum çatırdamayla yok oldu. Buradan hemen uzaklaşmalıydım.

Ayaklarım harekete geçtiği anda ağzımın bir erkek eli tarafından kapatılması ve göz açıp kapayıncaya kadar sırtımı ağaca yaslı bulmam bir oldu. Gözlerimin önündeki daha önce görmediğim irisler irkilmeme neden oldu.

Benden birkaç yaş büyük gösteriyordu. Tabii bunun nedeni kalıplı bedeni olabilirdi. Çatık kaşları yüzümde dolanırken dudakları kıpırdandı. "Kimsin sen? Burada ne arıyorsun?"

Konuşmam için ağzımın üstündeki elinin baskısını azalttı. "Kayboldum, eve gidiyordum. Asıl sen kimsin? Bırak beni." Kaşları havalandı, birkaç saniye etrafa bakındıktan sonra kafasını iki yana sallayarak aramıza bir adımlık mesafe koydu.

"Bana bak, sence yeni yetme bir veletin sözlerine inanacak gibi mi gözüküyorum? 100 yaşındayım ben, yaşın kadar üniversite okudum." İşaret parmağı ve baş parmağıyla göz pınarlarını ovaladı. "Neyseki tehlike kokmuyorsun, gitmene izin verebilirim," işaret parmağını burnumun ucuna doğru salladı. "Buraya gelmemeliydin küçük kız, bir daha karşıma çıkayım deme."

Uzun boyuyla arkasını döndü ve ilerlemeye başladı. Ne yani, öylece gitmeme izin mi verecekti? Bu anılarımı bile silmeye çalışmadan mı?

Kurcalamamayı seçerek geriye doğru adımlayacaktım ki tam yanımda Anson belirdi, gözleri hızlıca beni ve buraya bakan adamı, büyük ihtimalle vampirdi, taradı. Kaşları çatıldı ve ağacın arkasından ürkütücü eve baktı. En sonunda gözlerinin hedefi yine ben olmuştum. "Burada ne arıyorsun sen?" yırtıcı bakışları ismini bilmediğim adama döndü. "Ona zarar verdin mi, Zack?"

Adamın ne olduğunu anlamayan bakışları Anson'ın üzerindeyken başını iki yana salladı. "Hayır efendim." Efendim mi?

"Güzel." kollarını belimden ve dirseğimin arkasından geçirerek beni kucağına aldı. Onun bu alışılmadık davranışlarına şaşırmamayı öğrenmeliydim. Yüzüme bakıp son bir şey söyledi. "Seninle evde konuşacağız."

Sonrasında ise bir arabanın katettiği hızdan daha fazlasını yaparak birkaç dakika bile sürmeden evimin önüne varmıştık. Rüzgarın dağıttığı saçlarımın birazı onun yüzüne yapışmıştı. Bu manzara karşısında her ne kadar kahkahalarla gülmek istesemde kendimi tutarak kucağından indim.

Kapının önünde tuhaf bir sessizlikle birbirimize bakarken kaslı kollarını göğsünde birleştirerek tek kaşını havaya kaldırdı. Bende karşılık olarak ne manasında kafamı iki yana salladım. "Anlat." dediğinde çıkmaz sokağa girdiğimi anlayarak derin bir nefes aldım.

"Babamın odasında bir adres buldum, hatta kolumda yazıyor. O evin adresiydi. Will beni eve bıraktıktan bir saat sonra kendimi oraya giderken buldum. Tıpkı senin bana üzerimi çıkarmam için yaptığın baskı gibi." Anlatmaya devam edecekken beni durdurdu. "Bir dakika bir dakika, ben sana üzerini çıkarman için baskı mı yaptım?"

Anlamsızca yüzüne baktım, ne yani bilmemezlikten mi geliyordu? "Evet, hatta sonra odama geldin; kokunu hatırlıyorum." Kaşlarını çatarak öylece taş betona odaklandı. "Evet odana geldim ama ben geldiğimde uyuyordun. Yani ondan öncesinde seni görmedim, üzerini çıkarttırmadım, asla da öyle bir şey yapmam."

"Sen yapmadıysan kim yaptı peki?" Tek elini çenesine götürerek temiz cildini ovaladı. "Bugün seni o eve götürenle aynı kişi olmalı."

Harika (!) Hiç yoktan kimliği belirsiz sapık bir vampir edinmiştim. Aklıma gelen başka bir ayrıntıyla gözlerimi rengi değişmiş, bu sefer de ela rengine dönmüş gözlerine çevirdim. "Sen benim odamda ne arıyordun?"

Donuk gözleri daha da donuklaşarak gözlerimde takılı kaldı. Ardından elini ensesine götürerek ovuşturdu ve "Yarın görüşürüz." diyerek kayboldu. Gözlerim gitmeden dikildiği yerdeyken başımı iki yana sallayarak gülümsedim. Camı sıkıca kapattığımdan emin olmalıydım.  

🍷
BÖLÜM SONU.
31.08.2020

Instagram: nesralin
Twitter: nesralina

ZAİL • ateşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin