2.3

148 25 29
                                    

(Kihyun)

"Açelyaları özel kılanda bu. Yılın ilk karı ile ortaya çıkıp, güçlerini gösterirler. İlk kar ile ortaya çıkıp gücünü gösterdin sen, canım oğlum. O gün kral olduğunda çok iyi biliyordun sıradan bir kral olmayacağını. Olamayacağını. Yıllar süren disiplin, eğitimin bile sana engel olamadı. Ve şimdi buradasın, mutlu musun? İnanıyor musun istediklerini elde edeceğine?"

İnanmak istiyorum anne...

Sandalyemi arkaya ittim. Dışarıda olan ölüm sessizliği yetmiyormuş gibi şimdide sürekli rüyalarıma giren annemin sözlerini duyuyordum. Kitabın bir sayfası gibi yırtıp yakamazdım anılarımı. Çıkaramazdım hayatımdan. O sayfayı alıp yaksam bile kitapta yokluğu belli olacaktır. Bunu görmezden gelemem. Koca 1 yılın ardından acım biraz olsun dinmemişti. Azalmamıştı. Sadece bu durum sıradanlaşmıştı. Alışmıştım. Ama hala aynı şeyi istiyordum. İnanıyorum.. O bir gün bana geri dönecek...

2 odalı küçük evden çıkarken paltomu giymek aklıma bile gelmemişti. Köylüler akşamın karanlığı ile evlerine dönüyordu. Beni fark edenler gülümsüyor, daha sonra evlerine doğru yürümeye devam ediyorlardı. Nece günler gelip geçmişti. Hepimiz üstesinden geldik. Büyük değişiklikler oldu, bunları da atlattık. Artık bir kral olmasamda, artık sarayda yaşamasamda hayat kalitemde bir değişiklik hissetmiyordum. Ben hala aynı katlanılmaz Kihyun'um.. Askerini bekleyen bir kral...

Başımı kaldırıp gökyüzüne baktım. Esen rüzgardan belliydi ya kar yağacağı. Ben tam böyle düşünürken burnumda hissettiğim soğukluk ile gözlerimi kapattım. Kar yağıyor... Bu senenin ilk karı... Onca olayın üzerinden geçen 1 sene ve yeniden ilk kar. Hala seni bekliyorum sevgilim.. Tıpkı bana yapmamı söylediğin gibi.. Geleceksin, değil mi?

Küçük toprak alanın önünde eğilip açelyalarıma baktım. Hareket etmeseler bile onlarında sevgiye ihtiyaçları var değil mi? Minhyuk'un güçleri yetmez, onlara ilgimi vermem gerekiyor.

... Neyim var benim? Karın yağması bile neden ağlatıyor beni? Bedenim soğuktan buz kesilirken bile hareket etmeyi reddettim. Çömeldiğim yerde başımı eğdim o karanlığa, o sonsuzluğa gömülmek isteyerek. Hep böyle kalsam, gözlerimi açtığımda beklediğim olay gerçekleşse.. Sevdiğim adam bana geri dönse.. Güzel bir hayatım olsa.. Ne kadar çalışmak zorunda olduğum umurumda değil. Ne şekilde, nerede ve nasıl gördüğüm hiç umurumda değil. Ben sadece onu istiyorum.. Cehennem ateşine bile razıyım.

"Neden...? Neden onu kurtarmadım ki? Bunu yapabilirdim. Gayet mantıklı bir plan hazırlamıştım bile.. Başarılı olabilirdim.."

"Olamazdın..."

Duyduğum sese aldırmadan devam ettim düşünmeye. Muhtemelen zihnimin bir oyunu ya da sadece bir köylüdür diye düşündüm. Her zaman olduğu gibi...

"Denemeliydim.. Onu dinlemeyip erkenden oradan çıkmalı ve gideceğini gördüğümde bir güzel kızmalıydım sevgilime. Bunu yapmaması gerekiyordu. Onca kişi acı çekmişken-"

"O da acı çekmeliydi."

"Acı çeken herkes göze alarak hareket etti. Göze alarak öne bir adım attı. Changkyun bunu anlamayacak kadar aptaldı.."

"Ya siz? 1 senedir onu bekliyorsunuz. Siz aptal değil misiniz küçük prensim?"

"Ben aptal değilim. Tek yaptığım sözümü-" Küçük prens? "dinlemekti..." Aniden hissettiğim sıcak kucaklaşmayı tepki vermeyerek cevapladım. Bütün bedenimi sarıp sarmalayan o sıcaklık 2 kere düşünmeme sebep oldu. Rüyada mıyım? Başka kim bu kadar sıcak hissetirebilirdi ki? Kalbim bir kez daha ihanet ediyordu bana. Buna eminim. Bir kez daha kandırılıyordum. Bu bir rüyaydı belkide.. Ama rüya bile olsa tadını çıkarmak istiyorum bu kucaklamanın...

| FIRST SNOW | ~❆❄❆~ ChangKiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin