2.4

136 23 44
                                    

(Changkyun)

Konuyu artık açmam gerektiğini düşünerek bıraktım elimdeki kaseyi. Sonunda her şeyi anlatacağımı anlayarak bana döndü. Ama önce neden burada olduğunu öğrenmeliydim.

"Söyle bana sevgilim, neden sarayda değilsin? Neden tahtın başından ayrıldın?"

"Ben.. Tahttan indim. Tacımı bir başkasına devrettim."

".. Ne? Ama kime?"

"Abime.."

"Abin yaşıyor mu?"

"Evet.. Kızı ve eşiyle sarayıma geldiler bir gün. Bende yanımda kalmalarına izin verdim."

"Kihyun.. Neden vazgeçtin kral olmaktan?"

"Yapamadım çünkü.." gözleri yeniden dolarken başını eğdi. Artık ağlamak istediğinde ağlıyordu ve kendini tutmak gibi bir niyeti yoktu. "Küçüklüğümden beridir eğitim almama rağmen abim benden daha bilgiliydi. Askerler ve köylüler bana sorunları ile gelirken yardımcı olamadığımı fark ettim. Biri sürekli bana ne yapmam gerektiğini söylerken ben ne çeşit bir kral olabilirdim ki?"

"..."

"Ayrıca evlilik... Abim sürekli eşiyle ilgileniyordu, kızıyla ilgileniyordu. Ben ise.. Evlenmek istemeyen bir kraldım. Ya zoraki bir evliliğim olacaktı, ya da tahtı istekli olan abime bırakıp basit bir hayata sahip olacaktım."

"Bebeğim kararına saygı duyuyorum. Hatta mutluyum artık evlenmek zorunda olmadığın için. Ama bunca zaman boyunca sen zorluklarla mücadele ederken o kaçtı, sence bu yaptığın doğru mu?"

"Umurumda değil.. Köylüler ilk başta abimi istemese de şuan gayet mutlular. O iyi bir kral. Babamdan farksız."

"..."

"Tacı ve bütün her şeyi abime bıraktıktan sonra bu küçük eve geldim. Köylüler zamanla buradaki varlığıma alıştılar. Hatta beni aralarına kabul ettiler, çoğu zaman getirdikleri sıcak ekmekleri yiyorum. Alıştım..."

"Artık buna gerek yok. Ben geldiğime göre bu yaşamın değişecek."

".. Nasıl istersen.. Şimdi anlat artık. O gün neler oldu?"

"..."

_______________________________________


~Flashback~

"Size söylemek istediğim bir şey var kralım."

"Ne saçmalıyorsun sen? Götürün bu haini, götürün ve idam edin."

"Siz kaybedersiniz..." diye mırıldandım askerler beni götürürken. Yapmayacak, meraktan çatlayacağı için beni idam etmeyecek.

"Bekleyin. Neyden bahsediyorsun? Ne kaybedecekmişim?"

"..."

"Konuş!"

Krala dönüp göz ucuyla beni tutan askerlere baktım. Ben sırıtırken anlamış olmalıydı söyleyeceklerimin hoşuna gideceğini. Bedenim anın heyecanı ile titremeye başlarken derin bir nefes aldım. Kollarımı beni tutanlardan kurtarırken hiçbir şey yapamamışlardı, kralın el işareti ile. Hiçte sevmesemde eğildim onun karşısında. Başımı kaldırdım ve aklımdan geçenleri ona sundum.

"Söyleyin kralım, benim gibi bir askeriniz var mı?"

"Kendini çok kıymetli sanma. Senden yetenekli askerlerimiz var."

| FIRST SNOW | ~❆❄❆~ ChangKiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin