6

1.8K 77 21
                                    

Yemekhane sırasında beklerken Eda'nın saçlarını örüyordum.
Sağlıklı yemek yiyelim diye gittiğimiz yemekhanede sanırım hareket olsun daha sağlıklı olalım diye bizi bu kadar ayakta bekletiyorlardı. Aslında dokuzuncu sınıftan beri alışmıştık sıra beklemeye.
Ama insan sıkılıyordu. Pazartesi-Salı güya on iki- on birinci sınıflar öne geçiyordu ama mini mini dokuzlar aradan sıvışıp öne geçmeye başlamıştı. Mert bizi bırakmış kaynak yaparak öne erkeklerin arasına girmişti.

Dediğim gibi centilmenlik dışında hakkaniyet duygusu desen de vardı bu çocukta.

"Niye öne geçiyorsun?" Diye sorunca da.
"Sınav senesinin tek avantajı yemekhane sırasında öne geçmek." Demişti. Aslında biraz haklıydı yıllardır on ikiler 'biz test çözeceğiz' diyerek önümüze geçerdi.

Bugün buna sövüyordum ama yarın öbür gün ben de kullanacaktım bu taktiği.

05**: Ya kaynak yapsana Özde.

05**:Beş dakikadır sırada bekliyorsun.

05**: Zaten bir deri bir kemiksin.

05**: Yok değilsin maşallah maşallah harika vücudun var.

05**: Böyle de yavşak gibi oldum.

05**: Ya Özde bakma içeri içeri.

05**: Tamam bulunmak istiyorum dedim ama bu kadar da hızlı değil yani.

05**: La bacak kadar dokuzlara bak önüne geçiyorlar.

05**: Özde engel olsana şunlara.

Siz: Geçsinler çocuklar ne olacak okulun ilk günleri zaten.

Siz: Sonrasında geçeriz önlerine.

05**: Mert şerefsizi de yanına almamış zaten sizi.

Siz: O şerefsiz zaten en başından beri öyle ki.

Siz: Yemiyoruz yediriyoruz, içmiyoruz içiriyoruz.

Siz: Ama onun bir şey yaptığını görmedim şimdiye kadar.

05**: Sal gitsin diyeceğim evlat bu atsan atılmaz diyeceksin.

05**: Gidip en öküz çocuğu bulmuşsun evlat diye.

Siz: Ay valla sorma nasıl oldu ben de anlamadım.

Siz: Tam kurtuluyorum dedim aynı okulu kazandık. Zaten ikimiz de sayısal seçecektik.

Siz: Yapıştı kaldı çocuk.

05**: Hoşlaştığım kız ile dedikodu da yaptım ya ne diyeyim çok şaşırıyorum.

Siz: Niye ki ya gelirdin yine sohbet ederdik.

05**: Aynen sonra neden yavrumu kötülüyor bu derdin bir daha nah konuşurdun benle.

Siz: Tabii öyle yapardım.

Sıra bize gelince yemekleri aldık. Herkesin aksine öğretmenler tarafında otururduk hep.

Masaya oturur oturmak Murat Hoca baş selamı verdi bize.

"Afiyet olsun hocam."

"Size de kızlar. Denemeye çalışıyor musunuz bakalım?"

"Tabii hocam." Diye onayladı Eda hemen.

"Özge kızım sen çalışmıyor musun yoksa?"

Arif Hoca ben mezun olurken öğrenecekti herhalde adımı. Çünkü ben artık anlayamıyordum bu adamı.

"Hocam siz de yıllardır öğrenemediniz şu kızcağızın adını." Dedi Murat Hoca.

Teşekkür ederim canım hocam diye bağırmak istiyordum.

Gerek Yok |Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin