26

1K 44 52
                                    

"Gelmek üzereyim ben Ata." Şemsiyemi kapatıp turnikelerden geçmeye çalıştım. Ama kilitlenmişlerdi.

Güvenlik kulübesine doğru ilerledim.
"Şey merhaba ben yeni geldim okula, kartım yok, acaba açabilir misiniz?"

Beni ciddiyetle süzdü kadın. "Nereden bileceğim bizim okuldan olduğunu?"
Tek kaşını kaldırmıştı.

"Günaydın Hülya Abla."

"Günaydın kızım ." Kadının yüzü yumuşadı bir anda. "Eda da erken geldi yine."

"Evet aradı beni de ne yapsın geç kalmaya çalıştıkça, daha da erken gidiyor bir yerlere."
Huhu beni gören var mıydı?

"Nasıldı tatil? Gördüm sosyal medyadan hep gezdiniz sizi gidi sizi."

"Ne yapalım sınav senesine az kaldı annem de çalışıyor biliyorsun gezelim dedik."

"Bütün anneler çocuklar birlikte gitmişsiniz bir de ne şanslısınız."

"Öyleyiz çok şükür."

"Tamam sen geç bekletme arkadaşını. İyi dersler güzellik." Kızın yüzünü görmemiştim şemsiyeden.

El sallayıp turnikeden geçti.

"Sen büyük de duruyorsun?" Bana döndüğünü anlayınca tekrar ona döndüm.

"Bir yaş büyük olduğum içindir. Ve eğer burada okumasam neden geleyim ki ders saatinde?" Hayır yani ıslanıyordum burada. Hem nasıl ispat edecektim ki?,

"Ben bilmem müdür yardımcısını arıyorum."

"Bekleyin o zaman E-Okul uygulamasında vardır nakil işlemlerim."
Telefona uygulamayı yüklerken hala beni süzmeye devam ediyordu. Biraz korkunçtu.

Nakil işlemlerini açıp gösterdim. "Tamam geçebilirsin." Ben içeri geçene kadar arkamdan baktı.

Turnikeden azıcık öteye ilerleyip yine kulübenin yanında beklemeye başladım. "Oğlum niye içeri gitmiyorsun?"

"Arkadaşımı bekliyorum." Bu bence kendini işine kaptırmaktan daha fazlaydı. "Kim arkadaşın?"

"Ata Demir." Duvara yaslandım iyice. Ne biçim yağıyordu. "Baştan desene severim Ata'yı efendi çocuktur."

"Öyledir." Kafamı hafifçe sallayıp gülümsedim. "Ama keşke geç kalmasaydı, okulu gezdirecekti güya."

"Deli dana gibi bir saat erken gelmişsin. Daha çok erken, şuan gelse dört kez gezdirir sana okulu." Tamam Ata'ya laf söyletmiyordu.

"Beş dakika oldu hadi git içeri otur kantinde, zaten direkt girişte. Buraya da geliyor yağmur ıslandın iyice."
"Tamam kolay gelsin size."

"Sağ olasın." Merdivenlerden inip bahçeye baktım. Büyüktü. Hızla içeri ilerledim kantini zaten görmüştüm. Ata'nın gezdireceğim dediği yerler neresi oluyordu bilmiyordum. Her neyse çocuk heveslenmişti. Cidden deli dana gibi aşırı erken gelmiştim. O ne demekse artık.
Kahve otomatının yanındaki masaya oturdum. Sabah sabah kimsenin yüzünü görmeme gerek yoktu. Getirdiğim iki defterin kenarları ıslanmıştı. Petekler de yanmazdı ki bu aylarda. Masaya çıkarıp koydum. Üstümdeki hırkayı çıkarıp sandalyeye astım.

Okulun polarını almıştım. Kurallara uymak iyiydi. Kapşonu kafama çekip, kafamı duvara yasladım. Gözlerimi kapadım. Allah'ın dengesizi bugün tersinden kalkmıştı galiba. Hala gelememişti. Hayır normalde geç gel desem bir saat erken gelir, ben tam saatinde gelsem bile seni bir saattir bekliyorum derdi. Dengesiz.

Gözlerimi açıp saate baktım. On dakika daha geçmişti. Kapıya doğru bakmaya başladım. Baya iyi bir konumdu. Ama sapık gibi duruyor da olabilirdim. Aman kapıdan bakan biri beni göremezdi zaten.

Gerek Yok |Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin