3

2.7K 101 71
                                    

"Yani Burak bana öyle dediği zaman ben de Özde kızar olmaz dedim."

Tramvayda dikilirken Deniz'i dinlemek bazen çok zor oluyordu.

"İyi yapmışsın Deniz."

Elimdeki telefona bakmaya devam ettim.

05**:Okul bitti hala görüldü atıyorsun.

05**:Deniz de amma konuştu.

05**:Ama o Burak malına iyi olmuş.

05**:X kromozomu olan her şeye yürüyor.

İyi de reis erkeklerde de x kromozomu yok mu?

Deniz alnını alnıma vurdu.

Acıyla alnımı tuttum.

"Ah Deniz ne yapıyorsun ya!"

"Dinlemiyorsun bile beni sabahtan beri de elinde telefon güya telefon izni saçmaydı."

"Bir dur kızım ya."

Etrafa göz gezdirdim.

Koltuğa oturmuş Mert, bize bakmıyordu bile. Centilmenlik desen var.

Yani yazan kişi bizim okuldandı zaten. Bizim okulun yarısı da tramvaya biniyordu. Dokuzuncu sınıf bebesi çıkmasa iyi olurdu tabii.

05**: Bakarak bulamazsın beni.

Koklayarak mı bulayım ehe?
Kendi şakama gülerken Deniz ile göz göze geldik o da benim gibi etrafa bakmaya başladı.

"Kime bakıyoruz Özde?"

"Kimseye bakmıyoruz öyle baktım işte."

"Sende bir şeyler var ama çıkar yakında kokusu zaten."

Kafamı omzuna yasladım. Ama tramvay izin verir mi sarsıldığım için geri çektim.

"Ya burda iki dakika feels yaşıyorum ona da izin vermiyorsun be toplu taşıma."

Yandan bir gülüşle karşılık verdim ona.

Mert inecekti bu durak.
Ayağa kalkıp yanımıza geldi. "Şimdi iniyorum var mı son bir istediğin abinden?" Omuzuna bir tane patlattım . "Ya Özde sen de bütün gün beni dövdün ve kızım kaç oldu bu?" Omuz silktim. "Tam dövülüksün çünkü."

Tramvay durunca yanağını sıktım. "Görüşürüz sabah. Serpil Abla'ya selam söyle."
"Söylerim."

Tramvaydan inince Deniz ile bakıştık yine.

"Ee." Dedim. "Ne olacak şimdi Burak mevzusu?"

"Bilmem ki."

Sessizce inmeyi bekledik. Eda mesaj atardı birazdan.
Yani genelde çıkışta okuldaki her şeyin analizini yapardık ikimiz.

Evin kapısına vardığımız zaman Deniz ile upuzun vedalaşma ritüeli gerçekleşti. Çıkacağımız saati ona söyleyip geç kalmamasını tembih ettim. Her zamanki gibi beni geçiştirdi. Biliyordum ki sabah yine geç kalacaktı.
Tam merdivene doğru yönelmişken beni durdurdu. Eline öpücük kondurup silah şeklinde bana doğru sıktı.
"Yılışıksın Deniz."

"Sadece senin için bebeğim."

"Iyy."

"Nazlanma senin de hoşuna gidiyor."

Ona 'tiksindim şuan' bakışı atıp el sallayarak yukarı çıktım.

Çantamdan Deniz ile beraber aldığımız şeyleri çıkardım, noodle pişerken Eda'nın mesajlarına bakayım dedim.
Ama mesaj yoktu. Ne?!

Siz: Niye mesaj atmıyorsun be

Siz: Hep beni ihmal et zaten

Siz: Gidiyorum
_____
Mert: ozde ben ödevleri unuttum söylesene bi

Gerek Yok |Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin