Elieen ve Damien, diğerlerinden ayrılarak Damien'ın annesine doğru yola koyuldular.
Diğer yandan iki üvey kardeş Christopher ve Aria; Damien ve Elieen'ın birlikte yanlarından ayrılmış olmasına hiç memnun olmamıştı. Damien kendinden emindi adımlarını atarken ama Elieen'ın tereddütleri vardı. Kendisini nerede neyin karşılayacağını bilmiyordu. Daha önce de olduğu gibi yitirdiği gücünü hızla toparlamıştı genç cadı. Geride kaldığını fark ederek hızlı birkaç adımla Damien'a yaklaştı.
"Annen nerede?" diye soran Elieen sessizliği bozan kişi oldu. Heather hakkında yani Damien'ın annesi hakkında neredeyse hiç konuşulmuyordu. Genç adam cevap vermeden önce bir süre bekleyip soruya soruyla karşılık verdi. "Gerçekten görmek istediğine emin misin?" Hiç düşünmeden, "Evet." dedi Elieen. Ne görecek olabilirdi ki bu soru ile karşı karşıya kalmıştı?
Bildiği tek şey uzun süredir yürüyor olduklarıydı. Damien hâlâ sessizdi hem de hiç olmadığı kadar. Annesi konusunda yaralı olduğu bakışlarına yansıyan acıdan anlaşılıyordu. Neşesi ve tebessümleri ile bilinen Damien aslında var olan annesinin büyük eksikliği aklındayken başka bir çocuktu.
Elieen'ın saatler önce sorduğu sorunun yanıtını daha yeni veriyordu. "Burada." dedi titrek ve ürkek sesi. Damien'ın sesi hiç böyle çıkmazdı. Küçük bir kulübeydi burası, oldukça sessizdi bulunduğu yer. İleride ise bir yerleşim yeri olduğunu gösteren tabela vardı, tıpkı "Courts" kasabasını gösteren gibi. Buraya gelene kadar Elieen bir mezar ya da sıra dışı bir kadın görmeyi beklemişti ama gördüğü kulübe sanki ikisine göre daha anormalmiş gibi hayrete düştü.
Damien ağır tahta kapıyı itti, ikisi beraber içeri girdiler. Odanın kokusu tarifi olmayan güzeller güzeli bir kokuydu, içerisi dışarıdan daha huzurlu ve sessizdi. Bir kadın vardı, yataktan kalkamayacak gibi duruyor, derin bir uykuda uyuyordu. Uyandırmamak için sessiz olmak istedi Elieen, Damien ise sanki genç kızın zihnini okumuş gibi gözlerine bakarak "Ses çıkarsan da uyanmaz." dedi.
Elieen kadının soluk, ölüyü andıran yüzüne bakınca Damien'ın aslında annesine benzediğini anladı. Sadece bu kadının daha renkli haliydi yanında duran genç adam. Sessiz nefes alış verişleri ile beraber Damien'ı izledi. Delikanlı yatağın yanındaki sandalyeye oturdu, "Konuşabilir, konuşmak istersen." dedi. Uyanmayacak bir beden nasıl konuşabilir sorusunu içinden kendisine sordu Elieen. Genç adam tıslar gibi güldü, "Dalga geçmiyorum, gerçekten. Elinitutup gözlerini kapatırsan konuşabilirsiniz.""
Genç cadı yanındaki delikanlının söylediği gibi kadının elini tuttu ve gözlerini kapattı. Hiç zor olmadı kapalı gözleri ardında tekrardan görmek kadını. "Elly..." diye fısıldadı kadının sesi, tanımıştı genç kızı. Fakat fazla söz etmedi, sanki oğlu ile konuşmayı daha çok arzuluyor gibiydi. Gözlerini açınca, "Beni tanıyor." dedi Elieen. Damien fazla umursadı çünkü Heather kendisi ile konuşan herkesin ismini görebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğa'nın Çocukları
FantasíaEğer paralel evren gerçekse ve sihir yapmak mümkünse ne olurdu? Elieen içinde saklı olan güçleri daha fazla saklayamadı. Bir cadı olduğunu bilmiyordu ama rüzgar parmakları arasında kendisine itaat ediyordu. Bu evrende sihir ve büyüye kimse inanmazdı...