|Chan|
Yeni eve taşınmamızın ardından iki gün geçmişti. İlk başta sürüye bu durumu açıklamak çok zor gelmişti çünkü o evden ayrılmayı kabul etmeyenler olmuştu. Buna rağmen o kişiler de en sonunda eşyalarını toplayarak bizimle gelmiş ve yeni sürü evine yerleşmişti.
İki bölge böylelikle birleşmişti. Artık sadece savaşı beklemek kalıyordu. Bir de, hayatımın en önemli varlığını bulmam gerekiyordu.
Bu süre boyunca ne yapacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu. Kurdum bile bu konuda benimle konuşmayı kesmişti ki buraya taşındığımızdan beri benimle doğru dürüst konuşmuyordu bile. Konuştuğu zamanlarda ise anormal derecede mutluydu.
Onun mutlu olması iyi bir şeydi ama bu kadar mutlu olmasına alışık değildim. Sonuç olarak Chris benimle tanıştığı zamandan beri somurtan biriydi. O yüzden onun bu şekilde mutlu olması bana tuhaf geliyordu.
Bir de Seungmin olayı vardı. Kardeşini bulduğu zamandan beri ondan ayrılmıyor ve onunla konuşarak vakit geçiriyordu. Ayağı ise biraz daha iyiydi, üstüne basabiliyordu ama yine de yürürken birinden destek alıyordu.
Büyük ihtimal haftaya tamamen iyi olurdu.
Odanın kapısının tıklanması ile beraber düşüncelerimden çıkmış ve kapıya bakmıştım. İçeriye gelebileceğini söylediğimde giren kişi ile beraber şaşırmıştım. Ama şaşkınlığımı gizlemiş, bunu gülümseme ile örtmüştüm.
Kendi başına da yürüyebiliyordu. Tek fark bazı zamanlar zıplıyordu ki bu konuda hala gelişememişti.
Cam kenarından ayrılarak onun yanına geçmiş ve iki elinden tutarak yürümesine yardımcı olmuştum. O ise bana bakmış, utangaç bir şekilde gülümseyerek yürümüştü ayağını incitmemeye çalışarak. Onu oturtunca kapıyı örtmüş ve karşısına oturmuştum ben de.
"Bir sorun mu vardı?" demiştim gülümseyerek. O ise ellerini iki yana kaldırmış ve sorun olmadığını dile getirmişti. "Hayır, hiçbir sorun yok."
Onun konuşmasından sonra ikimiz de birbirimize bakmaya başlamıştık. Aramızda tuhaf bir sessizlik oluşurken o tekrar utangaç bir şekilde gülümsemiş ve başını öne eğerek parmakları ile oynamaya başlamıştı.
O zaman ben ne mi yapıyordum? Gülümseyerek onu izliyordum.
Aramızdaki sessizlik biraz daha artarken ne diyeceğimi bilememiş bir şekilde ona bakıyordum. Ardından bakmamın belki onu utandırabileceğini düşünmüş ve elimi enseme koyarak bakışlarımı onun üzerinden çekmiştim.
Ama bu fazla uzun sürmemişti. Tekrar ona bakmıştım.
"Aslında... Şey..."
Konuşması ile beraber elimi ensemden indirmiş ve ona bakmaya devam etmiştim. O ise derin bir şekilde nefes alıp vermiş ve bakışlarını bana çıkararak bakmaya başlamıştı. Yüzündeki gülümsemesi dikkatimi çekerken ona daha fazla odaklıydım.
Bu şekilde aklıma kazınmıştı. Çünkü ne zaman beni görse bu şekilde gülümsüyor ve başını öne eğiyordu. Ben de ne zaman biri onun hakkında konuşsa onu bu şekilde hatırlıyordum her zaman.
"Kardeşimi getirdiğin için teşekkür ederim." demişti gülümsemeye devam ederken. Bu sefer bir göz teması kurmuştuk ikimiz de. "İki gündür sana gelip teşekkür etmek istiyordum ama onu kaybedeceğim korkusunu atamamıştım içimden. Kabalık ettim, özür dilerim."
"Hayır, sorun yok. Seni anlıyorum, bir an ayrıldığında onun tekrar gideceğini düşünmen normal."
Dediklerim ile beraber kıkırdamış ve dikkatli bir şekilde ayağa kalkmıştı. Ben de kalkarak onun kolunu omzuma koymuş, bir kolumu da belime dolamıştım. O şekilde yürürken ikimiz de odadan çıkmıştık.
Tabii, çıktığımız gibi Jisung'ı onun kardeşine utangaç bakışlarla bakarken yakalamıştık. Tabii, Minho da onu süzmeye başlamıştı.
Bir kere Chris, bir kere de haklı çıkma.
•••••
UwU şirinler 🥺Bu bölümü biraz soft tutmaya çalıştım. Kaos diğer bölümden itibaren başlıyor.
Ve kaostan sonra Chris ve Luna birleşiyor. Yani, kaos bitince Chan eşinin Seungmin olduğunu fark edecek.Ve Minsung'ı yayımladım uwu Eğer bakmak isterseniz ismi Memories.
Chanmin ile kalın! uwu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Luna •Chanmin
Fiksi Penggemar"Sonunda seni buldum, Luna'm." [Bang Christopher Chan + Kim Seungmin]