Arabadan inip Alaz'ı takip ederek eve girdim. Evde kocaman bir sessizlik hakimdi bende bu sessizliğe ortak olmuştum. Tabi ki bir açıklama bekliyordum ama alacağım cevaplarda vereceğim hesaplarda beni korkutuyordu. Bizi oturma odası olan yere yönlendirdiğinde koltuklardan birine oturdum. Evin içini bile aydınlatmayan loş ışıklar beni biraz gersede sessizce onun otur emrine itaat ettim. O ise boş bir bardağa o zehri doldurdu.
Onu ilk kez içki içerken görmek bana garip bir hissi aşılamıştı. Yanımda duran tekli koltuğa yayvan bir şekilde oturduğunda onu dikkatlice izledim. Elindeki bardağı ağzına götürdüğünde her bir yutkunuşunda adem elması hareket kazandı bu yapyığı şey ise bana haz verdi...
Zaman geçtikçe gözlerim benden bağımsız bir şekilde kapanıyordu ve Alaz hiçbir şekilde konuşmuyordu. Buna bir son vermek için ilk adımı ben attım. "Neden buraya geldik?" Sakince bardağındaki zehri yudumladığında konuşmasını bekledim. İçimde tarif edemeyeceğim bir his beni daraltırken o sessiz adamın tüm sessizliği bozuldu. "Mete ile aranda geçen her ne boksa buna artık bir son vermen gerekiyo çünkü artık benimle nişanlısın şuanlık buna güvenerek bi adım atmıyorsan yakında karım olacaksın!"
Sesli bir şekilde yutkunduğumda ellerimi birbirine kenetledim. Mete abi ile aramda çok ileri derecede bir ilişki olmadığı içim rahat olsada bu onun gözünde çok farklı bir yorum kazanmıştı. Kendimi savunmak amaçlı ağzımı açtığımda daha ben birşey diyemeden ayağa kalktı. "Sakın bana yalanlarını sıralama Ezlem, sakın! Seni yıllardır tanıyorum ona nasıl baktığını, nasıl dokunduğunu veya nasıl bir gözle izlediğini sana benim anlatmamı ister misin? Bence de istemezsin." Ona kendimi ifade edemiyor oluşum o kadar sinirimin bozulmasına beden oluyordu ki... O herif yüzünden ben kendime olan saygımı yitirmiştim resmen hele ki Zeynep'in onun evinde olmasına rağmen bu yakınlığımız kendimden tiksinmeme neden olmuştu. Bende onun gibi ayağa kalktığımda sessizce kendimi ona açıkladım ya da çabaladım. "Bitti." Ona kızgın değildim ama beni benden daha çok düşünmesi beni eziyordu.
Yüzünde gördüğüm şaşkın ifadesi beni yanlış anladığını bana tercüme ederken derin bir nefes aldım. Ona birkaç adım atıp aramızdaki mesafeyi kapattığımda gözleri yalnızca gözlerimde asılı kalmıştı. "Seninle bir oyun oynayalım mı Alaz?" Bu kadar içki içmesine rağmen hala sarhoş olmamıştı ve bu benim işime geliyordu çünkü bu yaşanılanları veya yaşanacakları unutmayacaktı. "Ne oyunu?"
Ona biraz daha yaklaştım. Artık dudaklarımız bile birbirine değiyordu ama buna bir son vermedim. "İçkiliyken bana bu kadar yaklaşma istersen. Sarhoş olmam ama tehlikeli olurum." Dediği şeye aldırış etmeden ellerimi boynuna doladığında fısıldayarak konuştum. "Bu tam olarak bir oyun değil, test gibi düşün. Unuttum mu yoksa unutmadım mı?" Bana anlamazca baktığında ona açıklama yapmak yerine dudaklarına sıkıca kapandım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sende Hissettin Mi? +18
Novela JuvenilSessizce inledim... Ter içinde gözlerimi açtığımda gözlerim önce etrafıma değindi, kimse yoktu... Ama bedenimde birinin yer edindiğinin farkına varmıştım, ben uyurken biri bana dokunmuştu tenime değen eller gerçekti. Ellerim üzerimdeki pikeye kayd...