6.Bölüm

5.6K 735 228
                                    

"Öyle mi oldu Ezlem hanım, ne oldu benim uğruma ölüp biten kıza?"

"Öldü!"

Evet onun için her şeyi yapabilirdim ama ettiği onca laftan sonra birde Zeynep'in burda olması... İşte tamda bu saatten sonrası için kılımı bile kıpırdatmazdım. Gururumu aşkım için ayaklarımın altına alabilirdim ama karşımdaki insan beni menfaatleri için kullanacaksa buna asla izin vermezdim. Mete abinin evinden çıktığımda çarşıya gitmeye karar verdim. Anladığım kadarı ile Alaz'ın bu durumdan haberi vardı ve onunla konuşmam gerekiyordu. Neyi ima ettiğini anlamadığım için bana bir açıklama yapmasını istiyordum. Yada yalnızca moralim yerine gelsin diye yanımda onu istiyordum.

Alaz benim ilk arkadaşım olmuştu. Okuldayken genelde ya abim vardı ya da... Mete abi. Ama artık gerçekten birinin varlığını hissediyordum. Ailesi ne kadar beni oğullarına layık görmeyip Dilara'yı isteselerde oğulları onu değil beni tercih etmişti.

Arsaların ordan geçerken gelen dolmuşa bindim. Daha önce Alazların şirketine gitmediğim için meydanda indiğimde içi çok dolu olmayan bir kafeye girdim. Kendimi kötü hissettiğim için bi tane ıhlamur çayı söyleyip elime telefonumu aldım ve Alaz'ı aradım. Telefonu açmayınca sakince siparişimin gelmesini bekledim.

Yaklaşık bir saat sonra gelen arama ile telefonu açtığımda hesap sorarcasına konuştum. "Nerdesin Alaz seni bekliyorum bi saattir ya!" Karşıdan gelen nefes sesine benzer gülmesini duyduğumda birkez daha konuştum. "Meydandaki Kalfa kafedeyim, gel!" Telefon yüzüme kapandığında sabır dilercesine kafamı yukarı kaldırdım. Bugün benim için gerçekten çok zor birgün olmuştu...

Kafenin önünde duran arabaya baktığımda telefonuma mesaj geldi.

Gönderen:Alaz
Bekliyorum gel.

Masaya çantamdan çıkarttığım 20 TL'yi bıraktığımda para üstü beklemeden dışarı çıktım. Alaz'ın bakışları beni ne kadar ürkütsede arabaya bindiğimde biraz daha bana karşı yumuşadığını hissediyordum. "Sadece gidiceğimiz yere kadar sabret orada bol bol konuşacağız." Daha ben birşey demeden onun böyle birşey demesi beni şaşırtsada sessizce onu onayladım. Saat baya geç olmuştu ama akşam yemeğine evde olurum diye telefonu sessize aldığımda kafamı geriye yasladım ve onunla kobuşacağım konuyu kafamda biraz daha netleştirmeye çalıştım.

Arabanın hafif sarsıntıları ile gözümü açtığımda araba ana yoldan çoktan çıkmıştı ve hava kararmaya başlamıştı gözlerim Alaz'a kaydığında kendinden ödün vermeyen tavrınını hala sürdüyüyordu. Saatte baktığımda saat epey geç olmuştu ve resmen beni 28 kişi aramıştı. Aramalarda en başta Mete abi sonra annem ve abim vardı. Annemi arayıp telefonu kulağıma götürdüğümde Alaz katı ve sert bir şekilde konuştu. "İki gün kalacağız!" Ona cevap vereceğim sırada annemin endişeli sesini telefonda duymam beni susturmuştu. "Nerdesin kızım sen, beni meraktan öldürmeye mi çalışıyorsun!"  Derin bir nefes aldığımda konuşmaya başladım. "Özür dilerim anne uyuya kalmışım ondan fark etmedim. Alaz ile konuşacaklarımız vardı onun için birkaç günlüğüne çevremizden uzaklaşmak istedik."

Abimle, Mete abi arkadan bana demediklerini bırakmamışlardı ama buna rağmen telefonu kapatmadım. "Gelecek misiniz bu akşam?" Gözlerimi Alaz'a çevirdiğimde o dikkatlice yola bakıyordu. "Hayır anne, iki gün burada kalacağız, cuma günü dönüceğiz." Abimler arkadan bunu onaylamadıklarını dile getirselerde annem dikkat etmemi söyleyip telefonu kapattı. Araba durduğunda gözlerim önce önümde kocaman duran villada takılı kaldı sonra etraftaki ormanda en son ise evin etrafını donaltmış korumalarda.

Sende Hissettin Mi? +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin