Ona karşı koymak imkansızdı ama bunu yapmak zorundaydım. Kendimi biraz olsun geri çektiğimde bana anlamazca baktı. "Bunu konuştuk ve sen bi karar verdin, biz kardeşiz dedin! 'Olmaz ben senin abinim kendine gel!' dedin." Canımı öylesine yakmıştı ki onun canını yakmak istiyordum.
"Evet dedim ve şuanda dediğim herşeyi bir kenara attım. Sen benim olmalısın Ezlem, ben seni istiyorum!" Söyledikleri o kadar duygu barındırmıyordu ki onun için onu umursamadım biran için geleceğime yön vermek istedim. "Git!" Söylediğim şey kısa ve özdü ama o bu konuyu kapatmaya hiç niyetli değildi. "Sen bu hayatı bana borçlusun Ezlem! Bu ev benim, içerisinde bulunan eşyalar benim, ben olmasaydım sizler sokakta aç susuz kalırdınız, hoş belkide bunlara sahip olabilmek için o.."
Sözleri kırıcı bir yere gidiyordu ve ben buna katlanmamak için yalnızca elimi ağzına kapatmıştım o da son anda fark etmişti durumu ama bunun bir dönüşü olamazdı. Gözümden bir damla yaş aktığında onun ruhuna işlenen acıyı iliklerimde hissettim birşey diyemezdim... Sadece titrek bir nefes aldım ve kırgınlığımı ona belli etmemek için tekrar ettim "Git!" İşte bu ona verilebilecek en güzel cezaydı benim çektiğim azap ona ızdırap olacaktı...
"Öyle demek istememiştim sizler benim ailemsiniz." Arkasına bile bakmadan odamdan çıktığında kendimi yatağa gömebildiğim kadar gömdüm. Ağlamak istiyordum ama eğer bunu yaparsam annemler birşey olduğunu sanarlardı onun için yalnızca gözlerimi kapadım ve düşünmemeye çalışarak bedenimi sıkıca sarmaladım.Yarın yine onunla yüzyüze gelecektim ve ona baş çeviremezdim.
"Ezlem neden kilitliyosun anneciğim kapını? Hadi kahvaltı hazır Mete abin gelir şimdi hadi kalk ayıp olmasın çocuğa!" Annemin uğultulu sesini zorlukla idrak ettiğimde yatakta gerindim. 'Salak Ezlem kendine gel sen dün kapını kilitlemedin' Beni kendime getiren iç sesimle korkuyla yataktan kalktım. Yatağımın bir köşesine kıvrılmış METE Abi ile ağzımdan birkaç tane şaşkınlık dolu bir nida çıktı. Gerçek miydi o? Dün gece burada kalmış olamaz değil mi? Gözlerini hafif kırpıştırdığında ellerim hala çıplak olan göğüslerimi buldu. "Uyumuyorum Ezlem!" Sinirli çıkan sesi ile utancımı bir kenara bıraktım. Nasıl girdin diye sormayacaktım yada başka birşeyler zırvalamayacaktım. Babasından kalan dubleks bir evde kalıyorduk o ise reşit olana kadar bizimle kalmıştı. Yani kısacası kendimi bildim bileli o benim hayatımdaydı. Kimsesi yoktu annesi o küçükken gitmişti babasının ailesi ise annesini kabullenemedikleri için babasına sırt çevirmişkerdi. İşte işin aslı kimsesi yoktu babasıda vefat etmişti, tüm mal varlığı ise ona kalmıştı...
Bir yandan üstümü giyinmeye çalışırken bir yandanda annemin yakınmalarını dinliyordum. Mete arkamdan belime sarıldığında onu umursamamaya çabaladım."Ben tam olarak şu camdan çıkıyorum ve kapıya geliyorum. Kapıda da Zuhal teyzeyi değil seni görmek istiyorum." Elini kalçama attığında kendimi biraz sıksamda boynuma kondurduğu tutkulu öpücüğe karşı koymadım. "Emredersiniz!" Bu yaptığı şey gerçekten zevk verici birşeydi. Cama ilerlediğinde dışarı çıkmadan konuştu "Emrediyorum zaten rica etmiyorum!"
Ev iki katlıydı o yüzden ben giriş kattaki odalardan birini kullanıyordum onun için çıkması pek zor olmamıştı. Kapı çaldığında biraz rahatsız olsamda anneme ön vermeden kapıya koştum açtığımda Mete abinin sırıtan haliyle karşılaşmak bana şevk vermişti.
Annem ona hoşgeldin deyip yol verdiğinde annemi önüne aldı ve o fark etmeden kalçamı sert bir şekilde sıktı. Abim çoktan sofranın baş köşesine kurulmuştu.
"Oooo günaydınlar Efe Bey bakıyorumda erkencisin." Mete abi ve abim hep böyleydiler işte abim genelde gecelerin adamıydı Mete abide öyle ama işte herkesin bir kırmızı çizgisi vardı. Annemin de öyle... Küçüklüğümden beri kahvaltılar ve akşam yemekleri aynı masada yenirdi eksik olduğumuzda ağzımıza attığımız ger lokma kursağımızda kalırdı... Kaybetme duygusunu tatmıştık neticede...
"Öyle kardeşim biliyosun, severiz bu masada toplanmayı!" Abimin imalı bir şekilde söylediği sözler annemin göz devirmesi ile kısa kesilirken ortada dönen muhabbet bir anda bana geldi. "Alazlar gelecekmiş akşam malum! Şirketteki işler bizi bekler erkenden halledelim." Mete abinin bakışları derinleşirken açık ve net bu olayı kabullenmediğini belli ediyordu ve etmekle kalmayıp bunu dile döküyordu. "Bu işin oluru yok farkındasınız değil mi? O çocuk farklı bize gelmez ne yediği belirsiz birine Ezlem'i verecek değiliz değil mi?" Annemle abimden gelen cevap beni bile şoka uğratırken ben bile bunu isteyip istemediğimi sorguladım.
"Neden vermeyelim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sende Hissettin Mi? +18
Teen FictionSessizce inledim... Ter içinde gözlerimi açtığımda gözlerim önce etrafıma değindi, kimse yoktu... Ama bedenimde birinin yer edindiğinin farkına varmıştım, ben uyurken biri bana dokunmuştu tenime değen eller gerçekti. Ellerim üzerimdeki pikeye kayd...