Gözlerim, babamın ölümüyle başlayan bu karmaşık yolculuğun kararmış sokaklarında dolaşıyordu. Kalbim, bir yandan intikam ateşiyle yanarken diğer yandan geçmişin karanlık koridorlarında kaybolmuştu. Babamın ölümü bir sır perdesini aralayarak beni gizemle örülü dünyanın içine çektiğinde ; anılar, beni her adımda daha da sarhoş eden bir içki gibi acıydı. Gerçekler yanan bir mum gibi içime damlıyordu. Geceleri, şehrin sessizliğinde kaybolmuşum gibi hissediyordum, iz süren bir avcının pençesindeymişim gibi... Kimdi babamın gerçek katili? Cevapları ararken, kendi geçmişimle yüzleşmekten kaçamamıştım. Görünmez bağlantılar, aile sırları ve yıllarca örtbas edilmiş gerçekler arasında kaybolmuştum. Her ipucu, beni daha derinlere götürüyordu, adeta geçmişin kilitli kapılarını kırar gibi... Katilin izini bulmaya çalışırken aralanan güven kapısı, Ateş'i benliğime davet ediyordu. Ben bu yolun rüzgarında savrulurken, Ateş benimle beraber her defasında takılıp düştüğüm karanlık çukura dalıyordu. Ben zehirli bir sarmaşıktım, o ise her yeri küle çeviren ateşti...Beni yakıp kül mü edecekti? Yoksa toprağımı ısıtıp yeşermeme bir sebep miydi? Belki de en zorlayıcı olanı, babamın ölümüyle başlayan bu serüvenin, aslında benim kendi içsel gizemlerimi çözmeme yol açmasıydı. Kim olduğumu, nereden geldiğimi sorgularken, kendi karanlık köşelerimde yabancılaştığımı hissediyordum. Bu yolculuk, sadece bir katili bulma değil, aynı zamanda kendi varoluşumu sorgulamam için bir dehlizdi. O halde Ben bu hikayede kimdim?
12 parts