23. Bölüm

118 90 44
                                    

Bir insanı kaybetmek istiyorsanız,
onu çok sevin..

( Sigmund Freud )

Şarkı adı: Yüzyüzeyken Konuşuruz – Boş Gemiler.

~~~~~~~~~~~~~

İki hafta sonra...

İki haftadır kafeye gidip, düzenli olarak çalışıyordum. Ve hiçbir şeyin dışarıdan gözüktüğü gibi olmadığını anlamıştım.

Çok zordu! Özelliklede uyku düzeniniz kötüyse gerçekten işiniz daha da zorlaşıyordu.

Çalıştığım her saat için okulun kıymetini daha iyi anlamışyım resmen. Okul bitsin diye isyan ederken ileriki hayatınızda ne olacağını bilmiyordunuz.

Daha çok yorulup, daha bitkin görünüyordunuz.
Ama yapmak zorundayım işte. Yakında 18 yaşıma girip, reşit olacaktım.

Ve bu evden kurtulacaktım.
Bana yıllarca yalan söyleyen insanla aynı ortamı paylaşmak istemiyordum.

Bugünü de bitirmiştim. Resmen regl olmuş kızlar gibi bu dönemin bitmesini bekliyordum! Şaka gibi, ama güldürmeyeninden.

Neyseki bugün Cumartesiydi, yarın dinlenecektim. Geçen hafta da aynısını yaptığım gibi bütün gün uyuyacaktım.

Ve en nefret ettiğimde hafta sonları Malyayı göremememdi. Çünkü hafta sonları babasında kalmaya gidiyordu. Tek izin günümde bile onu göremiyordum.

Haftaiçi zaten aynı evin içinde kimseyi göremiyorduk.

Yolda hiçbir taksi geçmediği için otobüse binmeye karar vermiştim. Otobüse binmeyi her ne kadar çok sevmesemde bindim.

Sevmediğim şey erkeklerin kötü bakışlarıydı. Bu yüzden nadiren otobüse binerdim. Arka koltukta cam kenarına oturdum.

Kulaklığımı takıp Toygar Işıklı - Ben Kötü Biri Değilim parçasını açtım. Bir kaç ay önce bu şarkıyı deli gibi dinlerken şimdi nadiren dinliyordum.

Ve bu benim en nefret ettiğim huyumdu.

Çünkü bir şarkı keşfettiğimde bir ay kadar o şarkıyı dinliyordum. Ve hemen sıkılıyordum. Sonra ilk duymamla hemen yine dinlemeye başlıyordum.

Garip bir durumdu benim için.

Şarkı bittiğinde bir çocuğun sesini duydum. Karşımdaki cam kenarında bir kız çocuğu " Anne bak ağaç! Anne bak bulut! Anne bak ay! Bak yıldız! " diye bağırıyordu. Yanındaki koltukta bir kadın vardı. Annesi diye tahmin ettim.

" Evet yıldız.."

Aramızdaki koltuklarda kimse yoktu. Şaşkın bir şekilde çocuk ve kadını izliyordum.

" Kusura bakma kızım. Bugün ameliyat oldu, görme engelliydi doğduğundan beri. İlk defa bugün herşeyi gördü. O yüzden böyle tepkiler verdi." kadın bana herşeyi anlattığında gözlerimin dolduğunu hissettim.

Yıllarca gökyüzünü bile görmemiş bir çocuk, yıllarca annesinin yüzünü ilk defa görüyordu..

Sol gözümden bir göz yaşı firar etti. " Çok geçmiş olsun." diyebildim sedece. Elimden başka bir şey gelmemesi beni üzüyordu. " Sağ ol kızım."

Şükretmiyorduk her halimiz için. Yürüyebildiğimiz için, görebildiğimiz için, başımızda bir çatı olduğu için şükretmiyorduk.

Özelliklede ben kendine çirkinim diyenlere sinirleniyordum. Gözlerin var, görebiliyordun, burnun var, nefes alabiliyorsun, saçların var, taraya biliyorsun.

Gölgelere Sığınmak (DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin