İKİNCİ SEZON FİNALİDİR.
Herkese yeniden hellllüüüüüüüü ::):):):):) :')
Bölümü dün hazırlamıştım ve akşam gifleri ayarladıktan sonra yükleyecektim ama evde wifi ile ilgili bir sıkıntı olduğundan bölümü taslağa almıştım. Akşam telefonu elime aldığımda bir sıkıntı sonucu telefonumda bozuldu ve içinde fotoğraflara ulaşamıyor olmam şu anlık en küçük dert diyebilirim. Bölümü ne olursa olsun en azından yüklemek için ablamın telefonunun internetinden girip birkaç fotoğraf bulunca atacağım, zaten siz bunu o zaman okuyor olursunuz.
Ne olursa olsun en azından bölümü atabilmek istedim. Biraz şans dileseniz hiç fena olmaz. :(
Bölümün gelmesi uzun sürdü kabul ediyorum fakat inanın bir süre sonra ben bile günlerin nasıl geçtiğini kestiremedim. Bunun yanı sıra bölümü yazmak istediğim her an bir sıkıntı çıktı ve tüm zorluklara rağmen gelddddiiiiikkkk.
Hadi! Herkes! Yerine! Otursun! Başlıyoruz!
Bölüm şarkıları;
Şebnem Ferah- Hoşçakal
Walking on Cars- Speeding Cars
Musmutlu okumalar.
30.BÖLÜM: YERYÜZÜNE DÜŞEN UÇURTMALAR
Sıcak ve soğuğun birbirlerine zıtlığını seviyordum. Buz gibi olan tenimi, sıcaklığın olduğu yüzeye yaslayınca onun bedenime bıraktığı etkiler hoşuma gidiyordu. Parmaklarımın her zamankinin aksine sıcaktı ve soğuk araba camına yaslarken de kafamın içinde dönen bu hissin bıraktığı duyguydu. Nefesimi usulca üflerken cam yüzeyde oluşan buğuya sıcak parmaklarım ile çizgiler çizip sonra onları yine ben bozuyordum.
Arabanın tekerleri asfaltın üstünde sakince giderken omzuma yaslanmış başın ağırlığı yük değildi. Onun da nefesi cama çarpıyordu ama buğu olacak kadar değildi. Güneş cama fırsat bulduğu aralıklarda yüzümüze değdiğinde huysuzlanarak yüzünü omzuma bastırıyordu. Uykusuz gözlerine değen güneşi kıskanacak kadar derin düşünmüyordum ama mavilerine sarılmış uykunun ona benden yakın olması içimi titretiyordu.
Mavilerinin en yakınında olmak istemem ürkmemi sağlayacak kadar ona bağlandığımı gösteriyordu, bunu yeni hissetmiyordum ama nefesinin tenime vurması bu duygumu harlıyordu. İçime hiçbir zaman tadamayacağım duyguları bıraktığını bilerek cama yansıyan gözleri bana bakıyordu.
"Sessiz olmanın geceyle bir ilgisi var mı?" Kirli sakalının süslediği çenesini cümlesini bitirir bitirmez omzuma sürterek mavilerinin berrak ışığıyla bakmayı sürdürdü. Konuşursam ağzımdan soru işaretiyle biten kelimeler çıkacağından korkuyordum, bir de onun bana sarılı kolları arasındayken, dilimizin susup içimizdeki çocukların konuşmaya başladığını hissettiğimden bu anı bozmak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ GÖRÜYOR MUSUN?
FantasyBir kalemin yere düşmesiyle başlayan maceraları, camlarda kendi yüzlerinin yansıması yerine birbirlerini görmeleriyle mucizeye dönüştü. İlk önce gözleri buluştu, çok geçmeden de hisleri. İki farklı ülke, onları birbirinden ayıran gündüz ve gece gibi...