14.BÖLÜM: KENDİ SINIRLARIMIZ

384 17 68
                                    

Helllüüüüüüüüü :)))))

Herkese tekrardan merhabalarrrrrr :)

Bölüm geç geldiği için kısa tutuyorum bölüme zıplayabilirsiniz. :)))

Bölüm Şarkıları; FINNEAS- Break My Heart Again

Blackpink- How You Like That

Musmutlu okumalar.

Musmutlu okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

14.BÖLÜM: KENDİ SINIRLARIMIZ

Güvene anlam yüklemek yerine onun bana sağladığı huzura sığınırdım. Destan'ı güvenmemeye iten sebepleri gördüğüm halde onun kadar sorgulayıcı değildim. Güveni oluşturmak için önce bir duygu inşa etmemiz gerekiyordu. Ezrak'a bakınca inşa ettiğimizi zannettiğim güveni hissederdim.

Onu daha ilk defa gördüğüm an da bile aramızda oluşan bağlardan çok onun bakışlarında ki güvene inanmıştım. Mavi gözleri güven gibi kokuyordu. Bir sırta ihtiyacım yoktu, eğer yaslanmam gerekirse hiç düşünmeden Ezrak'a koşardım.

Koşmak istediğimde başımı eğdim. Yollarımızın önü darmadağındı. Ben bir adım attıkça onun yolu çöküyordu. Biz, birbirimizi görmemize güvenerek adımlar atıyorduk ama içimizde oluşanları sağlam kurmadan yıktığımızı hissedince de ben arkamı dönmüştüm.

Ezrak'a değildi bu dönüş aslında onun kırık dökük güvenineydi. Ben döndüğüm sırtımda hala onu hissediyordum, hala onun nefes seslerini duyuyordum. Ezrak'a gözümü kapatsam dahi kalbimi kapatamıyordum.

Göz göze gelmek istemeyecek kadar karışıktım. Biraz ilerlediğimde yüzümden duygularımın belli olmaması için yanaklarımı çekiştirdim. "Bunu yapabilirsin," dedim kendi kendime. "Sadece yürüyerek arkadaşlarının yanına oturacaksın."

Derin bir nefes bırakıldığında ilerlediğim köşenin ilerisinde ki boydan boya camı düşünmemeye çalıştım. Kulağımdaki Ezrak'ın nefesini de aynı şekilde. "Yasmin bacım," diyen Fırat eline yapışmış kızı sert olmadan itmeye çalıştı. "Pastayı yiyeceğiz ama önden et yemek istersen alırız. Şimdi elimi sakince bırak."

"Bu dilim benimdi," derken Yasmin büyük dilim olan tabağı kendine çekti. "Hala bıraktığım gibi duruyorsun abi. Kalk hadi dışarıya çıkacağız." Seza'nın sesini duyunca gözlerimin cama çevrilerek onun gözleriyle bulaşmasını tüm gücümle engelledim.

"Sana dedim tamam mı? O köşedeki dilimi bana ayır diye." Yasmin'e dönerken yürümeye devam ettim. Kalktığım pufun kenarına Behiç yaslanmış tabağına odaklanmış bir halde pasta yiyordu.

"Bir an gelmeyeceksin sandık," dedi Berkan elinde tuttuğu tabağı oturduğu yerden bana uzatırken. "Sana en güzel kısmı ayırdım çiçeğim." Behiç konuşurken bana bakmadı. Yüzüme bakmamasına sevinerek Berkan'ın elindeki tabağı alarak yerime oturdum. Bu sefer sırtımı cama döndüm.

BENİ GÖRÜYOR MUSUN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin