Selamm uzun bir aradan sonra karşınızdayım efenim.
Oy atmayı unutmayın.
Sizi sevirem.
Bölüm ithafı Tuğçe Hanım'a ;) tugcee370
İyi okumalar bebeğim :*
***
"O olmaz. Dolap full gri birazcık renkli olsun artık" Rüya'nın artık yorulmaktan pestili çıkmıştı. Hatta bir ara Fırat'ın arkasına şu ikili tekerlekli sandalyeli olanlardan satın alsam mı diye düşündü. Çok yorulmuştu. Hele kıyafet denerken. Derin nefes alıp tek kolunu tekerlekli sandalyeye yaslayıp bütün ağırlığını sandalyeye verdi.
"Hanımefendi bu aldığınız 31. Renkli tişört. Birazcık koyu renkten zarar gelmez" Fırat artık renkli tişört görmek istemiyordu. Kırmızısı,mavisi, yeşili, moru, pudrası, turuncusu... Her renkten bir tişört vardı alışveriş arabasında. Rüya ona bakarken gözlerini masumca kırpmaya çalıştı. Artık gitsek mi diye?
"Efendim Çağlar? Koyu renk mi istiyorsun? Ama çok var evde" fırat ne yapacağını bilemez halde gözlerini bir o tarafa bir bu tarafa çevirmeye başladı.
"Gidelim mi diyorsun?Haa tamam anladım. Sen pantalon istiyorsun" bu sefer derin nefes alıp gözlerini devirdi Fırat. Yetmez miydi yani bu kadar alışveriş?
"Tamam tamam şaka yaptım. Gidelim hadi" Rüya gülümseyerek sandalyenin arkasına geçti. Tek eliyle sandalyeyi kavrarken diğer eliyle Fırat'ın saçlarını karıştırdı.
"Şapşal Çağlar" diyerek gülümsemesi kısa bir gülüşe dönüştü. Alışmıştı sanırım Çağlar'a.
"Bu 31 tişört , 17 pantalon, 5 eşofman takımı, 12 eşofman altını, 2 mini elbise, 2 pantalon, 3 eşofman takımını ve de 5 tişörtü satın alıyor musunuz?"
"Erkek tişörtlerinden turuncu yeşil mor ve diğer fosforlu renkleri çıkarın. Onun yerine dört tane siyah tişört ekleyin. Bu kadar"
"Tamam efendim" hepsinin etiketi sökülürken Rüya artık ayakta duramıyordu.
"Çağlar ben yoruldum" 'hadi ya' dercesine baktı Fırat Rüya'ya.
"Zaten 25 tane tişörtü ben giyeceğim değil mi Fırat Çağlar Türkoğlu?" Trip atarcasına arkasına döndü Rüya. O sırada bileğinde el hissetti Rüya. Ardından kolundan sertçe çekilme ile bir yere düştü. Bu Fırat'ın kucağından başka yer değildi.
"Oha Fırat oha. Şurda yapma bari" Fırat karısının kucağında olmasından elbet ki memnundu. Hatta hafiften gülümsüyordu bile. Debelenen karısı ve kıkırdayan kasiyerlere bakmadan yanında duran korumasına göz işareti yaptı. Fırat ise durmadan elini kullanabildiği kadar kullanıp sandalyenin düğmesine bastı. Gitme vaktiydi artık.
"Karttan ödeyeseydim?" Rüya alttan kocasına bakıyordu. Burnu çok mu güzeldi bu adamın?
Rüya, Fırat'ın kucağında daha rahat bir yer edinip bacaklarını Fırat'ın sağ tarafından sarkıttı. Kafasını da göğsüne yasladı. Aşırı rahattı yalnız.
"Hava çok güzel değil mi?" dışarı çıktıklarında hava hafiften esiyordu. Fırat göğsüne yaslanan kadına baktı. Saçları kendi boynuna yapışmıştı. Şampuan kokusu burnuna dolunca derin bir nefes aldı. Göğsü şişerken Rüya'nın farkettiğini anladı. Nereden anladı derseniz eğer; Rüya beline sarılmıştı o sırada Fırat'ın...
...
"Hadi bakalım şunu da yiyelim" Rüya ve Fırat eve gelmişlerdi çoktan. Hatta şuan yemek yiyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Engellerden Doğan Aşk•✔️
أدب المراهقينHayatının en kötü günlerini yaşayanlar ve hayatı hep kötü olanlar... Rüya Akın... Annesi ve babası öldükten sonra amcasının yanında kalmak zorunda olan Rüya Akın... Psikolojik ve fiziksel şiddet gören, gözlerinden yaşın eksik olmadığı bir genç kı...