"Şikayetçi olursan seni kovarım bu evden. Dağdan gelip bağdakini kovmaya çalışma sakın köy kızı" derin nefes aldı Rüya. Bu insanlarla mı uğraşacaktı. Defolup gitmek bir daha kimseyle yakın ilişkilerde bukunmak istemiyordu.
"Söyle o oğluna, cadoloz kaynana: Bir daha kafasında vazo değil direkt kafasını kırarım. Yeter be. Sizinle mi uğraşacağım" hızlı adımlarla odanın içine girdi Rüya. Sertçe örttü arkasından kapıyı.
"Neymiş şikayet etmeymiş"
"Neymiş köy kızıymış"
"Neymiş dağdan gelip bağdakini kovmaymış"
"Peh" Rüya üzerindeki ağırlıktan kurtulmak için hızlıca duşa girdi. Suyu açtıktan sonra yere çömeldi. Soğuk su bedenini titretirken gözlerinden kaynar sular boşalmaya başladı. Bacaklarını kendine çekip kafasını kollarının arasına aldı. Su sesi bastırmazdı belki hıçkırıklarını. O kendini boğmaya alışmıştı ne de olsa.
Uzun duşunun ardından üzerine bornozunu geçirdi. Dikkatini çeken şey kıyafetlerinin orada olmamasıydı. Kendine kızdı. Yavaşça banyonun kapısını açıp etrafa baktı. Fırat'ın ona baktığını görünce biraz çekindi ama yapacak bir şey yoktu. Odanın kapısının kilitli olmadığını biliyordu. Önce kapıyı kilitlemesi lazımdı. Sonra da hızlıca kıyafetlerini giysi dolabından alması.
Bornozunun önünü sıka sıka hafif koşar adımlarla önce kapıya koştu kilitledikten sonra nefes alıp geri verdi. Şimdi daha rahattı. Ama ona bakan adamı görünce rahatlama hissiyatı kaybolup gitti. Yine hızlı hızlı adımlarla koşarken ayağı halının ucuna takıldı. Bornozu bacağının yarısına kadar açılnca süt beyaz teni kendini gösterdi. Rüya tam ayağa kalkacakken dün geceden kalan kırıklardan biri eline battı.
Rüya avcuna bakarken yere bir kaç damla kan döküldü. Tekrar kalkmaya çalıştı ve bu sefer başarılıydı denemesinde. Önce gidip giyindi sonrasında eline pansumanını yapıp Fırat'ın karşısına oturdu.
"Göz zevkin bozuldu değil mi?"
"Kendimden nefret ediyorum. Şu halime bak. Her tarafım yara bere içinde" Fırat yavaşça kafasını iki yana salladı.
"Hiç hayır falan de-Sen kafanı mı oynattın. Yaaa" diye bağırarak Fırat'ın boynuna sarıldı Rüya. Belli belirsiz gülümsedi Fırat. Belli belirsiz sevmemiş miydi zaten bu kadını.
"Teşekkür ederim Çağlar"
"Gerçekten teşekkür ederim"
Asıl ben teşekkür ederim demek istiyordu Fırat ona. İyi ki geceme ışık karanlığına ışık oldun demek istiyordu.
...
"Rüya kızım nasılsın?" herkes kahvaltı için sofradaydı. O hariç. O hastanede gözlem altındaydı.
"Daha iyiyim" bunu derken Fırat'a su içmesi için pipeti ağzına yerleştirmişti.
"Diyorum ki malum üniversiten iki gün sonra başlıyor" Rüya kafasıyla onayladı onu devam etmesi için "Kaydın yapıldı. İstersen bugün git alışveriş yap" o sırada biri öksürük krizine girmişti.
"Helal Şeyma Helal" Cenay Şeyma'nın sırtına vurmuştu.
"Baba ne demek alışveriş ya. Bizim eskileri giysin işte" Cenay kafasını katılıyorum anlamında sallamıştı.
"Saçmalama Şeyma. Hizmetçi mi bu kız? Hoş hizmetçiye bile verilmez eskileriniz. Siz neseniz benim gözümde o da benim için öyle. Bir daha böyle bir şey duyayım. Sizi Van'a yollarım kalırsınız babaannenizle o zaman"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Engellerden Doğan Aşk•✔️
Genç KurguHayatının en kötü günlerini yaşayanlar ve hayatı hep kötü olanlar... Rüya Akın... Annesi ve babası öldükten sonra amcasının yanında kalmak zorunda olan Rüya Akın... Psikolojik ve fiziksel şiddet gören, gözlerinden yaşın eksik olmadığı bir genç kı...