"Kusura bakma, seni unutamadım, bu benim hatam ne yapsam olduramadım""Alev alev yanıyor can kafesim, kesilir nefesim seni bırakamadım"
"Kusura Bakma-" Rüya şarkıya girdiği sırada yan nezarethanedeki kadınlar kafalarını duvara vurmak istiyorlardı, diğer iki kız can çekişen iguanadan farklı değildi.
"Kusura bakalım artık! Yeter! Susun! Kafam şişti!" Biraz çingen olan kadınlar birbirine saldırmak üzre hazır ol da duruyorlardı.
"Şiştiyse biz mi şişirdik! Git seni dövene bağır!" Cenay çıldırmıştı, Şenay ise kırılan tırnaklarını yiyordu. Rüya ise kafasının içinde cümle kurmaya çalışıyordu ama ya devrik oluyordu ya da olmuyordu.
"Bana bak! Senin ağzını yırtarım!" Çingen kadınlardan biri parmaklıklara dayanmış elini bir oraya bir buraya sallıyordu. Cenay da deli tabii, kadının kolunu tuttuğu gibi bir ileri bir geri itiyordu kadını.
"Ağzımı yırtacakmış! Sen bir bez bile yırtamazsın be!" Kadının iki üç defa kafasını demire vurmuştu.
"Cenay yeter!" Şeyma elini ağzından çekip ayağa kalkmıştı.
"Çekin elinizi kolunuzu" ikisini birbirinden ayırınca geri yerine oturdu. Rüya ne mi yapıyordu? Rüya demir parmaklıkları sayıyordu. Her saydığında ya bir eksik çıkıyordu ya da bir fazla çıkıyordu. Zaten piyano tuşlarını da sayamazdı.
"Uyku var, ben ister uyku" saçını karıştırıp yere oturdu, üzerindeki ceketi yere serip üzerine yattı.
"Uyu yenge! Uyu! Büyürsün" Rüya gözleri kapatıp geri açtı. Şu dört duvar arasında çok sıkılmıştı. Amcasının evinde de dört duvar arasındaydı ama burası ışık almıyordu. Işık almayan yerlerden nefret ederdi.
"Cenay! Kardeşim! Sen ombre yaptrımış mıydın?" Şeyma kendi saçlarına bakıyordu da, bir boya lazımdı.
"Yaptırdım! Yani fön çekilmemişti daha ama öyle yani" Cenay da saçlarını kokladı sonra tiksinir ifadeyle saçlarını arkasına attı.
"Ya ben istiyor çıkmak!" Rüya çoktan kalkmış parmaklıklara vuruyordu.
"Bunun loblar yer değiştirmiş" diyerek kahkaha attı Cenay.
"Lob ney kız?" Çingen kadın ellerini beline koymuş ağzındaki sakızı geviş getirir gibi bir oraya bir buraya çeviriyordu yine.
"Beynin iki ana bölümü" Cenay cevap verme tenezzülünde bulunmazken Şeyma cevap vermişti.
"Susadım su isterim bana çeşme gösterin oy!" Rüya'nın cümle kurma yetisi yavaş yavaş yerine gelirken aklında abuk sabuk şeyler dolaşıyordu.
"Anne karnım acıktı, baktım dolap açıktı! Hüp ettim koca pastayı bıraktım boş tabağı!"
"Bu Sertan abinin çocuğuyla çok mu oynadı Allah aşkına!"
"Kafayı yicem ya!" Şeyma ve Cenay, Rüya'nın bu haline gülmek istiyorlardı, ama gülemiyorlardı.
"İki ekmek aldım! Eve gidiyorum! Biri büyük biri küçük iki ekmek aldım!" Parmaklıkları bırakıp arkasını döndü.
"Cenay, Şeyma?"
"Ay çok şükür! Bir an gelmeyeceksin sandım!?" İkisi birden Rüya'ya sarılınca Rüya geri çekildi.
"Ekmek yok mu?"
"Ah!"
"Gerçekten mi ya!?" İkisi de ağlamak istiyordu, bu kız iyi değildi. Burada çürüyeceklerdi herhalde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Engellerden Doğan Aşk•✔️
Fiksi RemajaHayatının en kötü günlerini yaşayanlar ve hayatı hep kötü olanlar... Rüya Akın... Annesi ve babası öldükten sonra amcasının yanında kalmak zorunda olan Rüya Akın... Psikolojik ve fiziksel şiddet gören, gözlerinden yaşın eksik olmadığı bir genç kı...