- İstediğin cevabı bekliyorsun sadece. Benim düşüncelerim umrunda değil di mi!?
- Ha şunu bileydinnn! Alkış sana. Anladın sonunda!
- İyi. Sana iyi günler. Şimdilik! Benden de sana cevap falan yok! Ama şunu o küçük aklına sok. Sen benden başkasına yar olmayacaksın!
- Hayır! Cevap vermeden hiçbir yere gidemezsin! Bu bir suç biliyorsun! Ya da dur ben tahmin edeyim! Bilgisayarları yöneten sensin cafede. Oradan mı okudun!!!
- Zekisin. Evet. Tek bir bilgisayardan yönetiyorum hepsini. Görmemem imkansız. Bakarsam tabi. Baktım gördüm iyi de ettim!
Sinirime hakim olmasam orada boğabilirdim bu adamı. Hayatım da bu kadar sinirlenip vücudumun ısındığını hatırlamıyorum.
- Sen! iyi halt ettiğini zanneden beynini kullanamayan adam görünümlü zehirli yılan! Seni bu yaptıklarınla seveceğimi sanıyorsan yanılıyorsun. Bunun olmasındansa kümese girip orada yaşama ihtimalin daha olanaklı bir şey!
- Hakaretlerin için teşekkür ederim küçük akıllı kız.
O an adamı duymamaya başlamıştım. Kafama dank eden bir şey vardı. Bu inanılmaz korkunçtu.
- Sen sen sen! Dur dur! Ben cafede yazışamamıştım ki! E sen nasıl okudun peki! Bu iş sandığımdan da kötü!
Gülüyordu sinsi sinsi. Beni düşürdüğü durum resmen onu eğlendiriyordu.
- Ah ah! Daha çok büyümen lazım bunları çözebilmen için.
Daha sonra kaşlarıyla laptobumu işaret edip gülmeye devam etti.
- Nasıl? Şaka di mi bu! Sen almadın di mi bunu?!
- Tam olarak ben aldım onu!
- Sebep!!!!
- İyilik.
- Batsın!
- Ne?
- İyiliğin batsın!
Laptobun şarj kablosunu bir hışımla söktüm. Her şeyini toplayıp çantasıyla birlikte apartmanın içine fırlattım. Daha sonra Murat Efendiyi itekleye itekleye kapı dışarı edip kapıyı gürültülü bir şekilde yüzüne kapattım.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZÜN [Texting]
Short StoryBu texting öyküsü, ahlaksızca yazılanlara inat ortaya çıkmıştır. 🤗 Cümlemize hayırlı olsun... ... Her şey bir mesajla başlamıştı. Chatleşme hastalığımın ne bir doktoru vardı ne ilacı. Yalnızca başıma gelecek olanlardı şifa vesilelerim ... ~ 08.09...