O sırada telefonumdan bildirim sesleri gelmişti. Ellerimi bırakmayan Murat Efendi yüzünden bakamamıştım. Bunaltmıştı beni. Sabrımın son damlasını az önce silip süpürmüştü. Daha fazla dayanamadım ve ayağımla itekleyerek düşmesini sağladım. Ellerimi kurtarabilmem için başka fikir gelmemişti aklıma.
Hemen telefonumdaki bildirime bakıp şaşırmıştım. Chat sayfasından çıkmama rağmen gelen mesajlar bildirim olarak ekranıma düşüyordu. Bildirime tıklayınca yeniden chat sayfasına giriş yapıyordu. Sevmiştim böyle olmasını.
Acaba o mu? Diye de merak etmiştim doğrusu.
Hak yolcusu: Seninle buluşmak istiyorum. Sana her şeyi anlatacağım. Bilmediğin şeyler var. Lütfen yarın öğlen iki de çay bahçesinde ol. Seni seviyorum.
Kalbim yerinden çıkacak gibi olmuştu. Benimle buluşmak istiyordu ama her şeyi anlatacağım da neyin nesiydi? Üstelik çay bahçesi demişti. Buralarda mı oturuyordu yani? Yoksa benimle dalga mı geçiyordu bu adam... Düşündükçe aklımı oynatacak gibi oluyordum. Murat'a olan kızgınlığımı dahi unutmuştum.
Hiçbir şey söylemeden oradan ayrıldım. Yarın ne giyeceğimi bile düşünmeye başlamıştım. Eyvah! Peki ben bu adamı nasıl tanıyacağım diye düşünmeden edemedim. Hemen chat sayfasını açıp cevap yazdım.
Eftelya: Peki birbirimizi nasıl tanıyacağız?
Hak yolcusu: Tanıman için beyaz takım elbise giyeceğim.
Eftelya: Pekala görüşelim bakalım. Bu iş fazla uzamıştı. İyi de oldu aslında. Resmini dahi görmediğim bir adam ile buluşmak tuhaf hissettirdi sadece. Yanlış anlama beni sakın.
Hak yolcusu: Haklısın. Bakalım beğenecek misin beni?
Eftelya: Sen de beni...
Hak yolcusu: Sen hep güzelsin. Güzeldin.
Eftelya: Görmeden sallamak buna denir.
Hak yolcusu: Hayır sallamıyorum...
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZÜN [Texting]
Historia CortaBu texting öyküsü, ahlaksızca yazılanlara inat ortaya çıkmıştır. 🤗 Cümlemize hayırlı olsun... ... Her şey bir mesajla başlamıştı. Chatleşme hastalığımın ne bir doktoru vardı ne ilacı. Yalnızca başıma gelecek olanlardı şifa vesilelerim ... ~ 08.09...